English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Dıyorum

Dıyorum translate Spanish

5,390 parallel translation
Gıdıklanıyorum.
Eso hace cosquillas.
Bekle, dışarıya çıkıyorum.
Espera un minuto, saldré.
İsa adına, ve onun gücüyle seni dışarı çağırıyorum!
¡ Por la autoridad de Cristo y por Su poder, te expulso!
Seni dışarı atıyorum! Seni dışarı atıyorum! Seni dışarı atıyorum!
¡ Te expulso!
Bu yüzden hepsini dışarıya çıkarıyorum, tatlım.
Por eso la estoy sacando, cariño.
Ancak benim yok. Ben alışılmışın dışında yalnız yaşıyorum.
- Yo no, porque vivo extra – amente sola.
Afedersiniz hanımefendi, Altha Carter adındaki bir bayanı arıyorum evinin nerede olduğunu biliyor musunuz acaba?
Perd — n se – ora, busco a una mujer llamada Altha Carter. ÀSabe d — nde vive?
Olayın dışından bakmaya çalışıyorum.
Estaba pensando fuera de la caja.
Altı aydır dışarıya çıkmıyorum.
Hace seis meses que no salgo de aquí.
Beni dışarıda mahsur bırakmıştın. - Tatlım, yapamıyorum.
Me dejaste afuera.
Tanıdığını sanmıyorum.
No creo que la conozcas.
Birkaç güne iş için şehir dışına çıkıyorum, bir ay yokum.
En un par de días saldré de la ciudad por un mes.
Katılıyorum, bu çok göze çarpan bir elbise ama bunun hemen beni toplumdan dışlanmış biri yapmaması gerekiyor.
Este... Admito que no es el vestido más recatado, pero no debería convertirme en una intocable o en una presa automáticamente.
Tekrarlıyorum, bu bir acil durum çağrısıdır.
Repita, esta es una situación de emergencia.
İçinizden hiçbirinizin kararım için yanmasını beklemiyorum... ama gerçek ve tanıdık tehditin orda aşağıda olduğuna inanıyorum.
No espero que ninguno de Uds. se quemen por mi decisión, pero creo que hay una amenaza real e inminente allá.
Şey, toplum tarafından dışlanmış insanları işe alıyorum.
Bueno, yo contraté gente que tiene sido abandonadas por la sociedad.
- Beni dışarı attığınıza inanamıyorum.
No puedo creer que me hayáis echado de una patada.
- Dışarı çıkıyorum.
Voy arriba.
Reno Polisi, mülke giriş yapıyorum.
Reno P.D., entrando en el lugar.
Siz çocuklar dışarıda eğlenirken ben içime benzin kokusu çekiyorum ve amına koyduğumun 31cileriyle uğraşıyorum.
Mientras ustedes se divierten yo me la paso oliendo a gasolina y lidiando con malditos cretinos.
Dışarıdaki tuvaletime her gidişimde hayatımı tehlikeye atıyorum.
Me juego la vida cada vez que voy a la letrina.
Hayır, ben bütün gün evde oturmuyorum. Dışarı çıkıyorum.
No, no me quedo en casa todo el día.
Oranın dışında her yerde numara yapıyorum ama orada değil.
Finjo en casi cualquier otro lado, pero no ahí.
Beni en çok sinirlendiren şey de bu. Dışarı çıkamıyorum.
Eso es lo que más me molesta de todo que no puedo salir.
Dışardaki dünya çok korkunç olduğunda, içim dengemi dengemi korumaya çalışıyorum.
Si el mundo exterior es horrible, voy al interior para restaurar mi equilibrio.
Ülke dışına bile çıkmıyorum. Endişe edecek bir şey yok.
Ni siquiera saldré del país, así que no tienes de qué preocuparte.
Çok fazla dışarı çıkmıyorum.
No salgo mucho.
- Ben dışarı çıkıyorum.
- Voy a salir.
Markette dışarıda dağıtılacak yiyecek satmıyorum. İş adamıyım ben.
No vendo la comida dentro para regalarla fuera, soy comerciante.
Kartonpiyer dışındaki kendi bebek İsa'larımı yapıyorum.
Hago mis propios niños Jesús con papel maché.
Sadece seni nereden tanıdığımı bulmaya çalışıyorum.
Sólo quiero saber, de donde te conozco
Şimdi şehir dışındaki bir barın arkasında, küçük bir odada yaşıyorum.
Ahora vivo en una pequeña habitación en el campo, detrás de un bar.
Bu genç hanımı arıyorum. Tanıdınız mı?
Estoy buscando a esta jovencita. ¿ La reconoce?
İşim dışında hiçbir şey yapamıyorum.
Fuera de mi trabajo no puedo hacer nada.
Artık yorum locasında olmalıdır, efendim. Efendim...
Él debe estar en la cabina de comentaristas ahora, señor.
Tabancasız dışarı çıkmıyorum.
No salgo sin un revolver.
Para kağıdından yapıyorum. El yapımı ürünler sitesinde satıyorum.
Ganando plata vendiéndolas en Etsy.
- Gıdıklanıyorum. - Durmamı ister misin?
- Hace cosquillas. - ¿ Quieres que me detenga?
Dışarıda çok geç kalmıyorum, eve gidiyorum.
No me quedo hasta tarde. Solo voy a casa.
İsimlerini veya başka herhangi bir ayrıntıyı hatırlıyor musunuz acaba? Tüm dış cephe için $ 250 aldıklarını hatırlıyorum.
¿ Recuerda, por casualidad, nombres o algún otro detalle? Recuerdo que me cobraron 250 dólares por todo el exterior de la casa.
Hiçbir fikrim yok. Chao dışında başka Çinli tanımıyorum.
No tengo opinión, aparte de Chao no conozco a ningún chino...
- Bay Crowder'ın Kentucky dışına çıktığını sanmıyorum.
No creo que el Sr. Crowder haya salido nunca de Kentucky.
Yani, işim gereği çoğu zaman ofisimin dışında çalışıyorum ve belki bir ara telefon hatlarını değiştirmişlerdir.
Quiero decir, he estado trabajando en una reclamación que me ha tenido fuera de la oficina así que quizás es que cambiaron los números o algo.
- Annemi dışarı çıkarıyorum.
- Puedo sacar a mamá, ahora. - Sí.
Sophie Berger'i arıyorum. Burada mıdır?
¿ Sophie Bergé está aquí?
Dışarı çıkıyorum.
Voy a salir.
Dışarı çıkıyorum.
Saldré ahora.
- Montunu al seni dışarı çıkarıyorum.
- Largo. - Coge tu abrigo. Nos vamos.
Ben d'Artagnan'a bakıyorum.
Voy a ver cómo está d'Artagnan.
Aşkını anlıyorum d'Artagnan, inan bana.
Entiendo el amor, d'Artagnan, créeme.
Birbirimizi sonsuzluktan beri tanıdığımıza inanıyorum.
Sin embargo, creo que nos conocemos desde siempre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]