Fena değildi translate Spanish
979 parallel translation
Bravo. Bu sefer fena değildi.
No ha estado mal esta vez.
Fena değildi.
No está mal.
Bana laf yetiştirmen hiç de fena değildi.
No lo ha hecho mal improvisando de esa manera.
- Fena değildi, ama fırtınaya hazır olmalıyız.
- No tanto, pero se avecinan tempestades.
Fena değildi.
Estuvo bien.
Fena değildi.
No estaba mal.
Hiç fena değildi.
De todos modos, no estaba tan mal.
Gösteriniz hiç de fena değildi.
Su número no estuvo mal.
Adam efendisini öldürmüştü planı da fena değildi.
Este tipo asesinó a su amo y no lo planeó mal.
Fena değildi.
Es normal.
Hayır, fena değildi.
No, nada mal.
- Fena değildi.
No ha estado mal.
- Her zamanki gibi, fena değildi.
- Lo mismo de siempre, no muy mal.
- Fena değildi. İlginç bir sahne.
- No está mal, ha salido una buena escena.
Bu fena değildi.
- Esto me ha gustado. - Gracias
- Fena değildi.
- Más o menos.
Fena değildi.
Aceptable, jefe.
Fena değildi.
- Bastante bien.
Çirkindi aslında, ama fena değildi.
No era tan hermosa. Estaba algo desmejorada. Pero... no muy desmejorada.
Çok fena değildi. Ama sıradan, kitaba göre bir şey.
Es buena, pero rígida, según las reglas.
- Fena değildi. Kahvaltı edelim.
- No fue tan terrible, desayunemos.
Fakat yemekler fena değildi, hatta ziyaretlerimi ücretlendirme yüzsüzlüğünü de göstermedi. Böyle bir şeyi yapamayacağından değil.
Pero la comida era muy buena... y mi tía no tenía la desfachatez de cobrarme mis visitas,... aunque fuera capaz de hacer cosas así.
Yemekler fena değildi.
"La comida no era mala".
Oh, fena değildi.
No demasiado.
- Eh, fena değildi.
- Sí, no fue mal.
- Fena değildi.
No, no... déjelo.
- Fena değildi.
- No ha estado mal.
- Evet, fena değildi.
Sí, no ha estado mal.
Bizi bombalamaya gelmeden önce, işler fena değildi, her şey yolundaydı.
Si no tiraran bombas, no estaría tan mal. - Seguramente iría bien.
Çok şaşırtıcıydı ama hiç de fena değildi.
Y para mi sorpresa no resultó tan mala.
Kuzgun siyahı. Bu fena değildi.
De pelirroja, un poco mejor.
- Hiç fena değildi.
- No ha estado mal.
- Fena değildi.
- No estaba mal.
Fena değildi.
Sólo regular.
Fena değildi, değil mi?
No ha sido para tanto, ¿ no?
Sadece 70 kilo civarında olduğunu tahmin ediyordum. Hiç de fena değildi.
Sólo que pesaba casi 70 kilos, lo cual no está nada mal.
- Fena değildi, güzel kadındı.
- Bien, es toda una mujer.
Hiç fena değildi.
No está tan mal.
- Hiç de fena değildi. Bir gün gösteririm sana.
Alguna vez te la enseñaré.
- Hiç de fena bir hikaye değildi doğrusu.
- No habría sido una mala historia.
Fena sezon değildi.
No fue una mala temporada.
Fikrim fena fikir degildi.
Tuve una muy buena idea.
Fena bir arkadaş değildi.
- Pues no era mal tipo.
Bir Mickey Walker ya da bir Rosenbloom değildi ama yine de fena sayılmazdı.
- Sí... ¡ Vaya suerte! Bueno... No era Mickey Walker ni Rosenblund, pero lo habría hecho bien.
Bir süreliğine fena da değildi.
Por un rato hizo una buena pelea.
- Iyiydin asker, fena degildi.
- Bien, soldado, simplemente bien.
Fena değildi.
Bien.
Fena değildi.
- Sí.
Fena bir kız değildi, değil mi?
No era fea, ¿ verdad?
Fena film değildi. Gerçi sonunu tahmin etmiştim.
No fue una mala película, aunque sabía cómo iba a terminar.
Ne kötü... Bir amatöre göre fena oyuncu değildi
Verdadéramente, una lástima después de todo, nó lo hacía nada mal para ser un simple aficionado.
değildi 207
değildir 62
değildim 75
değildin 22
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilsin 18
fena değilmiş 33
değildir 62
değildim 75
değildin 22
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilsin 18
fena değilmiş 33