Fena olmaz translate Spanish
1,037 parallel translation
Hiç fena olmaz.
No te iría mal.
Eve dönüp biraz uyusam fena olmaz.
Será mejor que me vaya a casa a dormir un poco.
- Tabak dizsek hiç fena olmaz?
- ¿ Y si me pasas otro plato?
Biliyor musunuz fena olmaz hani.
Puede que no este tan mal.
- Hey, Ange, bira ister misin? - Evet, fena olmaz.
- Angie, ¿ quieres una cerveza?
Bende kendimi unutup tam burnunun ortasına yumruk atsam fena olmaz.
Quizá me descuide y te dé un puñetazo directo a la nariz.
- Sağ ol. Fena olmaz.
Me hace falta ayuda.
Artık kendi gözüme girdiğime göre kendime biraz masraf etsem fena olmaz.
Puesto que la suerte está de mi lado, alimentémosla con algún pequeño dispendio.
Bir içki fena olmaz.
Me vendría bien un trago.
Biliyor musunuz, tüfeğe bir ayar çekilse hiç fena olmaz.
¿ Sabes? Ese rifle habría que reajustarlo.
Birkaç geceyi o mağarada geçirsek fena olmaz. En azından botu bitirip suya indirene kadar.
Quizá no sea mala idea pasar las próximas noches en esa cueva... hasta que terminemos la balsa y nos vayamos.
Adamlarıyla beraber buraya gelmesini söylesen fena olmaz.
Mejor que reuna a sus hombres.
Biliyorsun... arada bir tıraş olsan hiç fena olmaz.
Conoces a Pell... No sería feo... si se afeitara de vez en cuando.
Aslında, siz de vitamin alsanız fena olmaz.
¿ Sabe? , No sería mala idea que usted tomara algo de vitaminas.
Bu arada şuradaki ölü bitki için de bir iyilik düşünseniz fena olmaz. İyi günler Bay Mushnik.
A esa planta muerta Le vendrían bien unas flores.
Yeni bir hayatı göze alamayacağımız gün gibi ortadayken eskisini elden geçirsek fena olmaz gibi?
Y puesto que obviamente no podemos pagar una nueva vida,... supongamos que pintamos la antigua o algo así.
Evet, biraz Chaulieu'ye gitsem fena olmaz.
Es verdad que podría irme un tiempo a Chaulieu.
Fena olmaz.
No vendría mal.
Haydi, yola koyulsak fena olmaz, değil mi?
Ya vámonos.
İçin dışın içki olmuş, midene biraz sıcak bir şeyler girse - hiç fena olmaz.
Con todo ese licor encima llegas a casa, debes tener algo caliente en tu estómago.
Konuşmanın ortasında tutuklanırlarsa, fena olmaz.
Sería perfecto que Ushitora fuese arrestado durante las conversaciones.
- Hiç fena olmaz.
- Si no le importa.
Ben de biraz adımlasam hiç fena olmaz.
A mí también me apetece.
Bu beyle konuşsak fena olmaz.
Será mejor que hablemos con ese caballero...
- Evet. Pantolon da giysen fena olmaz.
Y haría bien en ponerse pantalones.
Ostia'ya. - Hiç fena olmaz.
- Me gustaría.
Yine de göz atsak fena olmaz.
Pero de todas maneras debemos ir.
Hanımlar merak etmeden onlara katılsak fena olmaz.
Mejor vamos con las mujeres antes de que se pongan curiosas.
- Evet. Masaj fena olmaz.
- Si, me apetece un masaje.
General gelmeden düğmeni iliklesen fena olmaz.
Abotónese antes de que llegue el general.
Bir el atsan fena olmaz, hanım evladı.
Podría echarme una mano, dandy.
Senin için de fena olmaz.
Y a ti no te vendría mal.
Yine de gözlerimizi dört açsak fena olmaz.
Vamos a dejar que duerman aquí, si eso es lo que quieren.
Biraz aritmetik dersi alsan fena olmaz.
Señorita, te vendrían bien clases de matemáticas.
Gömleğim temiz sayılmaz, senden bir tane ödünç alsam fena olmaz.
Mi camisa no está muy limpia... y he pensado en coger una prestada.
Zaten yeni bir başlangıç da fena olmaz.
Pero me gustaría cambiar de vida.
McCoy size bir göz atsa, hiç fena olmaz.
Sería conveniente que el doctor McCoy le diera un vistazo.
Yukarıya çıksak da fena olmaz.
Mientras, échemos un vistazo.
Fena olmaz leziz yemek, yılan balığı, ciğerli börek.
"No nos importaría comer paté de foie y filetes de anguila"
Sert bir kahve içseniz hiç fena olmaz.
Mejor que beba mucho café fuerte.
Bağırırsan, hiç de fena olmaz.
No sería mala idea si gritas.
Aslında, bir kız olsa hiç de fena olmaz.
Una hermana no estaría tan mal.
Bir açıdan da bakarsan, zor bir taneyle de başlamak fena olmaz. Bilirsin, diğer çocukları şoke etmiş olurum.
me gustaría empezar con un difícil para hacerles creer a los otros niños que soy bueno.
Bak, Marion, gri olanı fena olmaz.
Mira, Marion, el gris no estaría mal.
Fena olmaz. Ama öğrenmem gereken şeyler var.
Eso no estaría mal... pero debo saber ciertas cosas.
Yemek başına 25 sent olduğuna göre alsam fena olmaz.
Por 25 céntimos por plato, tengo que aprovechar.
Takip edildin, tetikte olsan fena olmaz.
Ustedes han sido seguidos. Mejor que estèn bien atentos.
Arkadaş olmaya başlasanız fena olmaz.
Usted mejor deje de ser hostil, señor
Olmaz, kamptaki yüzbaşıyla fena takıştım. Onu susturmak için iyi para gerekecek.
No, me he metido en un buen lío con el capitán del campamento y necesito dinero para untarlo.
Kendine Borneo Maya demen lazım. Fena da olmaz hani.
Llamémosla Maya Borneo.
Biraz konyak içsen hiç fena olmaz.
Jim te vendría bien ese coñac.
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27