Fenâ translate Spanish
39 parallel translation
Fenâ görünmüyorsunuz.
¡ Qué linda es!
Fenâ değil.
¡ Bien!
- Sen de fenâ değilsin.
- Tú tampoco estás mal.
- O kadar fenâ değil.
- No demasiado.
- Fenâ değil.
- Bien.
- Bir araba tamircisi için fenâ değildi.
- No está mal para un mecánico.
Nakit fenâ olmazdı.
En efectivo estaría bien.
Fenâ fikir değil.
No es mala idea.
- Fenâ değil.
- No está mal.
Seni fenâ hâlde kandırdım.
Te engañé.
Fenâ bir kazaydı.
Un accidente terrible.
Adam fenâ değildi... fakat kadın bir süre yatalak kalacak, korkarım öyle.
Él parecía bien pero ella estará internada un tiempo.
- Sihir numarası fenâ halde kötü gitti.
- Un truco de magia salió horriblemente mal.
- Fenâ değil Mulder...
- No está mal. Mulder...
Pekala. Profiteroller fenâ değildi.
Bueno, de acuerdo, los profiteroles no estaban mal.
Dedektiflik için başvurduğumda hiç de fenâ olmadı.
No me vino mal cuando me presenté a detective.
- Sen de fenâ görünmüyorsun.
- Tampoco luces mal.
Yemek fenâ değil.
Esta comida, no.
Fenâ değildi.
No estaba mal. Pero se veia mas desolado para cortar otros árboles por alli.
Burası fenâ değil.
No tan malo aqui...
Fenâ değilim. Sadece birazcık yalnızlık.
Estoy Ok Solo me siento un poco solo Norm.
Fenâ değil ; ama 5.000 dolarımız olmayacak.
Bueno, no tan mal realmente pero robo $ 5.000 aqui
- Sezon nasıl geçti? - Fenâ değildi.
- ¿ Tuviste una buena temporada?
Birkaç adım geri çekilsen fenâ olmaz.
Pero tendrás que retroceder unos pocos metros.
Dur! Dostum, sırtın fenâ hâlde.
Ay, tienes la espalda destrozada.
Fenâ değil işte.
Bien, muy bien.
Hiç fenâ değil.
Nada mal.
Çünkü bunu Havana'da zaten denedim ve fenâ hâIde nakit kaybettik.
Por que ya lo intente en el Havana, y sangramos dinero.
Amerikan Rüyası safsatasına fenâ kapılmıştı.
compró el sueño americano a lo grande.
Üstüne fenâ gelecekler.
Van a tirarse encima tuyo.
Bir özür hiç fenâ olmazdı.
Una disculpa no estaría mal.
Fenâ değil.
Es suficientemente bueno.
Düşüncesi bile fenâ geliyor biliyorum, hatta bu benim için bir kâbus ama şunu bilin ki, müttefiklerimiz çok güçsüz.
Un pensamiento terrible, lo sé, y una pesadilla para mí. Pero debo decirle que las fuerzas aliadas son muy débiles.
En azından Charlie'nin yumrukları fenâ değilmiş.
Al menos el tal Charlie es bueno con los puños.
Fenâ değilmiş.
Es preciosa.
- Fenâ değil.
- No va mal.
Biliyor musun sen de fenâ gözükmüyorsun. - Sağ ol.
- No te ves tan mal.
Ne yani, barbut masası yok mu? Fenâ değil.
¿ Qué, no hay mesa de dados?
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilsin 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
fena sayılmaz 95
fena fikir değil 86
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilsin 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
fena sayılmaz 95
fena fikir değil 86