English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Geçe

Geçe translate Spanish

173,638 parallel translation
O gece yapılmış olan teklif hala geçerli.
La oferte que te hicieron esa noche sigue en pie.
Kulüpte bir sürü güvenlik kamerası var, bu sayede Jessica'nın gece boyu yaptıklarını izleyebildik.
El club tiene muchas cámaras de vigilancia así que hemos podido saber con certeza los movimientos de Jessica durante toda la noche.
Birkaç gece önce.
Hace un par de noches.
Ayrıca gece kapısına dayanmışsın.
Además, aparecía a altas horas de la noche por su casa.
Demek ki onlar üzerinde gece çalışıyor.
Eso me hace pensar que las mutila de noche.
Gizliliğe ihtiyacı var, bu da bankada ya da gece boyu açık eczanede olmaz.
Necesitaría intimidad que no tendría en un banco ni en una parafarmacia abierta toda la noche.
Beni o gece yemeğe çıkarması gerektiğini söyledi.
Me dijo que tenía llevarme a cenar esa noche.
İki gece önce 22 : 00 ve 2 : 00 arasında neredeydin?
¿ Dónde estuvo hace dos noches entre las 10 de la noche y las dos de la mañana?
Bütün gece benim yanımdaydı.
Estuvo conmigo toda la noche, aquí mismo.
Bütün gece.
Toda la noche.
Çünkü o gece uyumadım.
Porque yo... yo no dormí esa noche.
Gece gizlice çıkıyor.
¿ Escaparse en mitad de la noche?
İstediğin gibi Geonwoo'nun cep telefonunu takip ettim. Elsa'nın öldürüldüğü gece Geonwoo Itaewon'da değilmiş.
He estado localizando el móvil de Geonwoo como me pediste y en la noche del asesinato de Elsa
Geonwoo Elsa öldürüldüğü gece neredeymiş tahmin et. - Nerede?
Adivina dónde estuvo Geonwoo la noche del asesinato de Elsa.
Yarın gece ne yapıyorsun?
¿ Qué haces mañana por la noche?
Birkaç gece kanepemizde kalabileceğini teklif ettim.
Le he ofrecido nuestro sofá un par de noches.
Bildiğim şey eğer bu gece bu Blaine ile geçireceğim son geceyse bunu boşa harcamak istememem.
Lo que sé es que, si esta es la última noche que paso con este Blaine, no quiero desperdiciarla.
Patricia MacCready bu gece öldürüldü.
Patricia MacCready fue asesinada esta noche.
Tüm gece orada mı oturacaksın?
¿ Qué, te vas a sentar allí toda la noche?
O gece Amber'a olanları nereden biliyor peki?
¿ Y cómo sabe lo que le pasó a Amber esa noche?
- Her gece. Burnunuzun dibinde. Sizse hiçbir şey yapmadınız.
Noche tras noche bajo sus narices, y no hicieron nada,
O psikiyatri koğuşundaki her gece uyumayıp, Amber'ın hayatına bensiz nasıl devam edeceğini düşünürken şu olana bak.
Cada noche en esa ala psiquiátrica, cuando no dormía pensando en... cómo Amber se las arreglaría sin mí en su vida, pero ahora...
- Düğün bu gece mi?
- ¿ La boda es hoy?
Bunu seninle paylaşıyorum çünkü bu gece haberlere çıkacak. Beş, altı, yedi ve 11'de.
Te lo digo porque estará en el noticiero de la noche y el de las 5, las 6, las 7 y las 11.
Dün gece kaçırıldım ben.
¡ Me secuestraron!
"Dün gece kaçırıldım ben." Vay be.
"Me secuestraron".
İkincisi, gece otel odasında birlikte olduğumuzu teyit edecek kadınlar var ve üçüncüsü, düğünü bozmak istesem içeri girmene izin verirdim.
Segundo, tres mujeres pueden confirmar que estuve en mi cuarto. Y tercero, para arruinar tu boda, te dejaría entrar así.
Birisi dün gece beni otel odamdan kaçırdı çünkü beni düğünde görmek istemiyordu.
Alguien me secuestró en mi habitación anoche para que no llegara a la boda.
Gece bana ne olduğunu biliyorsun.
Sabes lo que me pasó anoche.
Dün gece bana ne olduğunu söyleyeceksin Benny!
¡ Dime qué me pasó anoche, Benny!
Dün gece buraya... Birlikte mi geldik?
¿ Anoche vinimos aquí juntos?
- Dün gece bu kadınla mı birlikteydiniz?
- ¿ Estuvo con esta mujer anoche?
Bu gece Rob Anderson'la o işi yapmaya The Glass Slipper'a geliyorsun değil mi?
Quería asegurarme que fueras al bar para hacerlo con Rob Anderson.
Bu gece ne yapacaksın?
¿ Qué vas a hacer esta noche?
- İşe yaradı mı? - Gece başladı.
¿ Funcionó?
Bu gece bizim için harika olacak.
Esta noche será fabulosa.
Bu gece, başkan yardımcısı adayı, Birleşik Devletler'in First Lady'si ve en önemlisi bu büyük ülkenin vatandaşı olarak karşınızdayım.
Hoy me dirijo a ustedes como candidata a la vicepresidencia, como primera dama de Estados Unidos y, sobre todo, como ciudadana de este gran país.
- Uzun bir gece olacak.
- Será una noche larga.
Kırmızı, kırmızı, kırmızı, gece sonunda yine kırmızı olacaklar.
Republicano, republicano y volverán a ser republicanos esta noche.
Başkan bu gece gelemediği için özür diledi ve size yenilgiyi kabullenmenin kaçınılmaz olduğunu söylememi istedi.
El presidente se disculpa por no poder estar aquí hoy, pero quiere que les diga que la derrota es inevitable.
Dün gece hiç uyumadım.
Anoche no pude dormir.
Pizza dükkanındaki gece Axe'in geleceğini söylememiştin.
Esa noche en la pizzería nunca me dijiste que Axe iba a estar ahí.
Çünkü gece yarısı Axelrod'la buluştuğumu biri öğrense bu konumumu tehlikeye sokardı.
Porque si alguien se enteraba que me reunía con Axelrod a mitad de la noche eso me iba a comprometer gravemente.
Ama dün gece buradaydım.
Pero anoche estaba aquí.
Ve bir gece Jaguar mühendisiyle akşam yemeği yemek.
Y un ingeniero de Jaguar cenando una noche
Her gece, rölantide bir araba al.
"Cada noche, tomamoz un auto ze la línea, al azar"
Dün gece Gece yarısı, Stuttgart'da alarm vardı.
Anoche, a la medianoche, hubo una alarma en Stuttgart
" Ama geç bir gece, sen sadece...
" Pero es de noche, es tarde...
Fakat o gece kötü bir haber vardı.
Pero esa noche hubo malas noticias
Gece daha iyi uyuyacaksın
Es decir, vas a dormir mejor por las noches...
Dün gece, diğer ikisi yatağa girdikten sonra,
Anoche, después de que los otros dos fueran a acostarse...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]