Güvenli bir yerde translate Spanish
584 parallel translation
Diğerleri güvenli bir yerde, inan bana.
El resto está a salvo, se lo aseguro.
Şimdilik güvenli bir yerde.
La tenemos en una caja fuerte por ahora.
Buzağıları buradan daha güvenli bir yerde saklayın! - Peki.
¡ Habéis apartado aquí a mi ternero!
Zouk güvenli bir yerde Bay Arkadin.
Zouk está en lugar seguro, Mr. Arkadin.
En iyisi sürünü toplayıp, güvenli bir yerde tutman olacaktır.
Reúne tu ganado y haz guardia.
Yani bu adamın güvenli bir yerde saklanmadığını sizden duymak isterim.
Quiero que me jure que ese tipo no está escondido aquí.
O parayı senin için güvenli bir yerde muhafaza ediyorum, Patrick. Aklın başına gelip işe geri döndüğünde paralar senin olacak.
Te los guardo en lugar seguro, Patrick, te los daré cuando vuelvas a trabajar conmigo.
Güvenli bir yerde saklı!
¡ Lo tengo escondido en un lugar seguro!
- Güvenli bir yerde.
En un lugar seguro.
Baban ve aşığın sıcak ve güvenli bir yerde konaklıyorlar.
Tu padre. A tu padre y tu amante los están alojando en un lugar caliente y seguro.
Mallar Matsudo'nun diğer tarafında güvenli bir yerde gizli.
Más allá de Matsudo.
Biliyor musun, altınını güvenli bir yerde saklayacağız.
Tu oro está allí dentro, en un lugar seguro.
- Bir çantanın içinde, güvenli bir yerde.
- En una maleta, en lugar seguro.
Güvenli bir yerde kilitliler.
Están a salvo, bajo llave.
- Güvenli bir yerde gizli.
- Yo. - ¿ Dónde está?
Ülkede toplu cinayetler işleniyormuş ve halkın güvenli bir yerde saklanması isteniyor.
Hay una ola de asesinatos por todo el país y la gente está buscando sitios seguros donde esconderse.
Güvenli bir yerde.
En un lugar seguro.
Kendisi oldukça güvenli bir yerde.
- Está a salvo.
Ama asıl aradığınız güvenli bir yerde saklamaktı.
Pero lo que realmente quería, era un escondite infalible.
Güvenli bir yerde.
Está en un lugar seguro.
Çok güvenli bir yerde duruyor.
Está guardada en un lugar muy seguro.
Kasetler elimizde. Fazlasıyla güvenli bir yerde.
Tenemos las cintas, están seguras.
Orijinali zaten çok güvenli bir yerde saklanıyor.
Tenemos el originales en un lugar seguro.
Tamamen güvenli bir yerde ve her şey bana bağlı.
Está en un lugar por el que respondo, y depende de mí.
Güvenli bir yerde saklamamı söyledi.
Dijo que la mantuviera a salvo.
Sandık güvenli bir yerde.
Está en un lugar seguro.
- Güvenli bir yerde.
- En un lugar seguro.
Kopyasını otelde güvenli bir yerde mi saklıyorsunuz?
¿ Guarda la copia en la caja fuerte del hotel?
- Güvenli bir yerde.
- Sanos y salvos.
Güvenli bir yerde.
Sano y salvo.
- Güvenli bir yerde. Güvenli bir yerde.
- En un sitio seguro.
Bunu güvenli bir yerde sakla.
Déjalo en un lugar seguro.
Bunu güvenli bir yerde tutmalıyız.
La... pondremos en un lugar seguro.
Güvenli bir yerde saklandığına emin olabilirsiniz.
Procura guardarlo en un sitio seguro.
Başını belaya sokamayacağı güvenli bir yerde saklanıyor.
Está a salvo, oculto, en donde no podrá meterse en líos.
Güvenli bir yerde olduğun için, memnun olmalısın. Millet savaşırken bir de bize bak.
Solo alégrate de estar en un lugar seguro.
Dağlarda, güvenli bir yerde.
Está a salvo en las montañas.
Sizi güvenli bir yerde saklayacağız...
Los esconderemos en algún lugar seguro...
- Güvenli bir yerde.
- En la seguridad.
Galileo, durum çözülene kadar güvenli bir yerde bekleyin.
Recomiendo quedarse a salvo mientras tanto.
- Kim? Kızı güvenli bir yerde saklıyorum.
La he dejado en un lugar seguro.
Onu güvenli bir yerde saklamam için bana verdi.
Me lo dio a mí para que lo guarde.
... elektro-çırpınma terapisi güvenli bir yerde bakım.
Empeño, terapia de electroshock y una estancia en unas instalaciones acondicionadas.
Güvenli bir yerde mi?
¿ A salvo?
Yüce Tanrı'nın huzurunda bu mahkemede görev yapan jüri üyelerinin duruşma saatine kadar güvenli ve uygun bir yerde tutulacağına yemin ederim.
Juro por Dios Todopoderoso... que llevaré a este jurado... a un Iugar conveniente... como eI tribunal indica.
Önemli olan şey annenin güvenli ve emin bir yerde olması.
Lo esencial es que tu madre esté en lugar seguro.
Yani panayır gibi bir yerde güvenli bir hayat sürmek yerine mi?
Debería llevar una vida más segura en una feria ambulante?
Ateş! İngiltere'de bir yerde düşünmek için güvenli bir sığınak olması lazım
¡ Fuego! Debe haber algún lugar en Inglaterra con un santuario para pensar.
Güvenli bir yerde.
La valija está segura.
Güvenli bir yerde.
- En un lugar seguro.
Yeni bir deneye başladığında, benim, güvenli oda dediği bir yerde kalmam için ısrar ederdi.
Al empezar un experimento insistía en que me quedara en lo que Llamaba la sala de protección.
bir yerde 60
bir yerde okumuştum 21
yerde 65
yerde kal 46
yerde kalın 17
güven 68
güvenlik 301
güveniyorum 32
güvenli 94
güvende 82
bir yerde okumuştum 21
yerde 65
yerde kal 46
yerde kalın 17
güven 68
güvenlik 301
güveniyorum 32
güvenli 94
güvende 82
güven bana 558
güvenli değil 43
güvenebilirsin 19
güvenilir 40
güvendesin 88
güvenin bana 41
güvenlik mi 20
güvenli mi 42
güvende mi 22
güvende olacaksın 20
güvenli değil 43
güvenebilirsin 19
güvenilir 40
güvendesin 88
güvenin bana 41
güvenlik mi 20
güvenli mi 42
güvende mi 22
güvende olacaksın 20