English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ H ] / Hayatımın aşkı

Hayatımın aşkı translate Spanish

1,197 parallel translation
Bir gün en yakın arkadaşım, hayatımın aşkı Ted Schmidt'sin. Ertesi günse parti çocuğu Ted Schmidt'sin.
Un día, eres Ted Schmidt, mi mejor amigo y el amor de mi vida, y al día siguiente, eres Ted Schmidt, chico de circuito.
Hayatımın aşkını kaybetmedim mi?
Qué es lo que nunca me pasó? ? Nunca perdí al amor de mi vida?
Hayatımın aşkını bulmaktan ama kutlayamamaktan nefret ediyorum.
Detesto haber encontrado al amor de mi vida... y no poder festejarlo en grande.
Hayatımın aşkını senin kaprisin yüzünden temizledim.
Maté al amor de mi vida obedeciendo tu capricho divino.
Diğer kızları düşündüğümde, düşünerek zaman kaybetmişim, hayatımın aşkı gibi ama... Sonra seninle tanıştım.
Cuando pienso en el tiempo que perdí con las demás creyendo, ya sabes, que ella era la indicada, pero después te conocí.
Hayatımın Aşkı.
El amor de mi vida.
Anlarsınız ya, o benim hayatımın aşkıydı.
Él era el amor de mi vida, ¿ sabe?
Benny benim hayatımın aşkıydı.
Benny era el amor de mi vida.
Hayatımın aşkını, bana AIDS bulaştırdığı için öfkelenip öldürdüğüm.
Que mate al amor de mi vida en una pelea por que me contagio SIDA.
Hayatımın aşkı!
El amor de mi vida.
Hayatımın aşkı.
El amor de mi vida.
Bak, belki Danni hayatımın aşkı değil ama çok güzel... çok tatlı...
Puede ser que Danni no sea el amor de mi vida. Pero es preciosa, extravagante y muy femenina.
Ağabeyim on yaşımdayken öldü. Annem erken yaşta Alzheimer hastalığına yakalandı. Hayatımın aşkı, eşcinsel çıktı.
Mi hermano mayor murió cuando tenía diez años, mi madre desarrolló alzheimer realmente pronto, el amor de mi vida resultó ser gay,
Hayatımın aşkını tanıştırayım.
Me gustaría presentarte al amor de mi vida.
Nancy Callahan, hayatımın aşkı.
Nancy Callahan... el amor de mi vida.
Bettie, hayatımın aşkı.
¡ Bettie, el amor de mi vida!
Ve şimdi bu mükemmel yaratık hayatımın aşkı.
Y ahora, esta linda criatura es el amor de mi vida.
- Hayatımın aşkı nasılmış bakalım?
- ¿ Cómo le va al amor de mi vida?
Hayatımın aşkını bulmuştum.
Yo ya tuve el amor de mi vida.
O işte, hayatımın aşkı.
- ¡ Es la mujer de mi vida!
İlk kız arkadaşım ve hayatımın aşkı.
Fue mi primera novia importarte y el amor de mi vida.
Birgün o burada olacak İşten sonra Beni alacak iyi adam Hayatımın aşkı Ödemek zorunda olmayan
Un día me vendrá a buscar a la salida un hombre bueno para toda la vida sin pagar.
Hayatımın aşkı nasıl?
¡ Hola! ¿ Cómo anda el gran amor de mi vida?
O benim hayatımın aşkı olabilir.
Puede ser el hombre signado por mi destino.
Hayatımın aşkı?
Destino?
Benim hayatımın aşkı yönetmenimiz.
Mi destino es nuestro director.
- Ben kadınları düşünmem. Sadece bir tane, Celine, Hayatımın aşkı.
- Yo no pensar en mujeres, yo pensar en una mujer, Celine, amor de mi vida.
Bazı insanIarın aşk hayatına yaptığım hasarı onarırsam... beIki evren de benimkini düzeItir.
Si puedo reparar el daño en la vida amorosa de ciertas personas el universo contribuirá arreglando la mía.
Yüce glavin aşkına baba, Nobel kazandığım bu günü hayatımın en mutlu günü yaptın.
Claro que sí, papá. Has convertido esta entrega del Premio Nobel en el día más feliz de mi vida.
Ne kadar birbirimizden uzaklaşsak da, baban hayatımın büyük aşkıydı.
A pesar de que la relación se enfrió, tu padre fue el gran amor de mi vida.
Nina'dan önce, aşk hayatımın nasıl da bombok olduğunu hatırlıyorum.
Recuerdo que antes de Nina mi vida amorosa era un desastre.
"Geriye kalan mülkümü, bütün finansal varlığımı, bütün arazilerim ve içindekileri hayatımın tek gerçek aşkına bırakıyorum... benim için yaratılmış olan kadına..."
El resto de mis bienes, incluídos acciones y bonos, todas mis propiedades y contenidos, serán para el verdadero amor de mi vida. La mujer con quien quería estar.
Bu, hayatımın en büyük aşkı.
Éste es el gran amor de mi vida.
Aşk hayatınızla mı ilgili?
¿ Sobre su vida amorosa?
Ben hayatımın on 17 yılını... bir kız evlat yetiştirip ona herşeyimi verdikten sonra... o bir yaz aşkıyla bunu çöpe atsın diye harcamadım. Baba, bir şeyler söyle!
No pasé 17 años de me vida educando a mi hija y dándole todo... para que arruinara todo con un romance de verano.
Hayatımın diğer aşkı dansa elveda dedim ve bu beni çok üzdü.
Decirle adiós al baile, el otro amor de mi vida... me rompió el corazón.
Ama doğru adam, hayatının aşkı mı demek?
Nunca. ¿ Pero qué significa el hombre adecuado, el amor de tu vida?
Sen getirdin bana hayatımın en güzel aşkını.
Tú eres la que me trajo... el mayor amor de mi vida.
Bu çizmeler Aşk Yaz Paige geri aldı hayatımın en önemli zamanlardan biri oldu.
Esas botas han llevado a Paige al verano del amor que fue uno de los momentos más cruciales en mi vida.
Madem aşk hayatın yoluna girdi artık bir adım geri gelip "Julie Caleb İttifakı" adını verdiğim şu "ensest ağı" bir dağıtalım derim.
Bueno, ahora que ya has solucionado tu vida amorosa creo que es hora de dar un paso atrás y desenredar esta red de incesto que me gusta llamar la unión de Julie-Caleb. Piensa en ello.
benim açımdan... hmm... oh, tanrım, hayatımın aşkını kaybettim. Evet, Bu...
Bueno, es...
Midge bizim aşk hayatımıza hızlandırmak istediğinde, bunlar evliliğin derinlerindeki sorunların belirtileriydi.
Cuando midge queria turbocargar nuestra vida amorosa, eso fue un simtoma de muchos problemas maritales profundos.
New York Times dergisinde okuduğum güzel bir makaleyi hatırladım. Adam demiş ki, her kadın tam istediği bir aşk hayatı yaşar.
Una vez leí un artículo fascinante en la revista del New York Times, donde un hombre dijo :
- Bilmeni isterim ki sen hayatımın tek ve gerçek aşkıydın.
Fue bueno descubrir que fuiste tú. La mujer de mi vida.
- O senin hayatının aşkı, tamam mı?
- Ok.
Hamile olduğunu öğrendi ve beni doğurmak için geri gelip hayatının aşkını terk etti - "Hayatının aşkı" mı?
¡ Descubrió que estaba embarazada y dejó al amor de su vida para tenerme! - ¿ Al amor de su vida?
Her zaman hayatını buna adamış bir adamın aşkından kendimi sakındım.
Reservaré mi amor para aquel que me ame tanto como para sacrificar su vida por mí.
Şu anda bu reklam şanslarını değerlendirmesi gereken benim. Ve tanrı aşkına hayatım, şu halimize bak.
Soy yo la que debería estar en esas postadas.
Fakat, hala Anna'nın hayatımın gerçek aşkı olduğuna inanıyorudum.
Pero todavía creía que Anna era el amor de mi vida.
Sana hayatının gezintisini yaptıracağım... ve elimi tut aşkım..
Yo te daré el viaje de tu vida Toma mi mano entonces, amor...
Bayanlar ve baylar, size bu hikayenin gerçek kahramanını... tanıtmak istiyorum. Ve hayatımın... gerçek aşkını,
Damas y caballeros, quiero presentarles el verdadero heroe de esta historia... y el verdadero amor de mi vida

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]