Henüz bir şey yok translate Spanish
437 parallel translation
Henüz bir şey yok.
Nada todavía.
Henüz bir şey yok, Peder.
Aún nada, Padre.
- Henüz bir şey yok mu?
- ¿ Has visto algo?
Henüz bir şey yok.
No, Tony. Nada.
- Henüz bir şey yok.
- Todavía nada.
Hayır John, henüz bir şey yok.
No, John, no ha pasado nada todavía.
Henüz bir şey yok.
- No, nada todavía.
- Henüz bir şey yok.
- Nada aún.
Henüz bir şey yok, efendim.
Aún nada, señor.
- Henüz bir şey yok, Doktor.
- Todavía no, doctor.
- Henüz bir şey yok.
- Hasta ahora, nada.
Ben Frazier, hâlâ A-4 kavşağındayım, henüz bir şey yok.
señor. Situado en la intersección A-4.
- Henüz bir şey yok.
- Ni idea. ¿ Y tú?
- Hayır, henüz bir şey yok.
- Aún no hay nada.
Orada henüz bir şey yok.
Nada por ahí abajo todavía.
- Henüz bir şey yok. Sakin ol.
Nada serio.
Henüz bir şey yok.
- Es muy sospechoso.
Henüz bir şey yok efendim.
Todavía nada, señor.
Henüz bir şey yok Komutan, ama araştırıyoruz.
Estamos en ello.
Henüz bir şey yok.
Seguimos sin hallarla.
- Henüz bir şey yok.
- Nada por el momento.
Henüz bir şey yok, efendim.
Nada aún, señor.
Henüz bir şey yok.
Nada aún.
Henüz bir şey yok.
Todavía nada.
- Henüz kesin bir şey yok.
- Aún no hemos encontrado nada.
Henüz kesinleşmiş bir şey yok, değil mi?
No hay... no hay nada fijo todavía, ¿ verdad?
Haley, sana karşı elimizde bir şey yok henüz.
Haley, aún no tenemos nada sobre usted.
Korkarım henüz ellerinde bir şey yok.
Ya les robamos arroz el otoño pasado.
- Ama henüz korkacak bir şey yok.
Todavía no hay nada por qué alarmarse.
Henüz bir şey yok.
No hay nada.
Henüz bir sey yok, efendim.
Aun no, señor.
Henüz ortada bir şey yok.
Aún no hemos acordado nada.
- Henüz iptal olan bir şey yok.
- - Nada ha sido cancelado.
Bu savaşı planladılar çünkü henüz yok etmedikleri bir şey vardı.
Ahora estás con ellos.
Henüz hiç bir şey yok.
Yo aún no he visto nada.
Henüz bildiğimiz bir şey yok.
¿ Qué sucede? - Por el momento, nada.
Hayır, ama henüz endişe edecek bir şey yok.
No sé nada, pero ya le he dicho que no hay nada de qué preocuparse.
Becerilerinde henüz... olağanüstü bir şey yok.
Pero tus habilidades no son sobresalientes.
Henüz meteorologdan haber yok o yüzden yağmurla ilgili kesin bir şey söyleyemiyorum.
El hombre del tiempo no ha dicho nada, así que no sé qué pasa con la lluvia.
Özel bir şey yok mu? Hayır, efendim, henüz kızların cesetlerini incelemedik. Ama burası biraz garip.
no señor, todavía no han revisado los cadáveres de las chicas pero el piso es muy extraño explíqueme eso el estado en que se encuentra el piso, es curioso
Üzülecek bir şey yok henüz. İyi haberlerim var sana.
No hay nada de qué lamentarse.
Paniğe gerek yok Madam. Henüz bir şey gör...
No entres en pánico Madam hasta ahora no hemos visto ni un solo...
Henüz zaman aşımına uğramış bir şey yok.
La prescripción de la ley aún no se aplica a la Ley Mann.
Parmak izi için bir şey yok henüz.Jakobinin evinde iyi şanslar
SUERTE EN CASA DE LOS JACOBI
Peki ya Maria'nın insülini? O konuda bir şey var mı? Henüz yok.
- ¿ Algo más sobre la insulina de Maria?
- Henüz bir şey yaptığı yok.
- No ha hecho nada.
Yerine oturmayan birkaç parça ama henüz kesin bir şey yok.
Unas cosas que no tienen sentido, nada concreto.
Henüz askıda. Konuşuluyor ama, pek bir şey yok.
Está en el aire, se comenta, pero aún no hay nada hecho.
Henüz ortada herhangi bir şey yok.
No ha pasado nada aún.
Henüz olan bir şey yok. Kaptan Seska ile konuştuktan sonra vazgeçti.
Las conversaciones con Seska se vinieron abajo muy rápido.
Henüz kararımı vermedim. Yani, bu büyük bir fırsat olabilir ama hiçbir şey için aceleye gerek yok.
Podria ser una gran oportunidad, pero no es razón para precipitarse.
bir şey yok 987
bir şey yok mu 17
henüz 162
henüz değil 1250
henüz bilmiyorum 200
henüz gelmedi 78
henüz yok 168
henüz çok erken 19
henüz bitmedi 76
henüz hazır değil 20
bir şey yok mu 17
henüz 162
henüz değil 1250
henüz bilmiyorum 200
henüz gelmedi 78
henüz yok 168
henüz çok erken 19
henüz bitmedi 76
henüz hazır değil 20