English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ H ] / Hoş bir kız

Hoş bir kız translate Spanish

618 parallel translation
Ayrıca, o çok hoş bir kız.
Además, es bastante guapa.
Hoş bir kızsın. Tatlı bir kız.
Una mujer encantadora.
Çok hoş bir kız.
Es una chica muy bonita
- Çok hoş bir kız olduğunu düşünmüştüm.
- Y una joven muy linda, pensé entonces.
Cidden çok hoş bir kız.
Ella es una chica encantadora. Decididamente encantadora.
Çok hoş bir kız tanıyorum.
Conozco una chica... Es muy bonita.
- Ne hoş bir kız.
¡ Qué hermosas muchachas!
Çünkü Gruber diyor ki, babası rehine olup her an öldürüleblilecek bu kadar hoş bir kız nasıl bu kadar ortalıkta olabilir.
Porque Gruber dice que cómo una chica guapa se la jugaría Cuando su padre es uno de los rehenes que pueden morir en cualquier momento. Vamos, gordito, despierta.
Çünkü yıllar önce başka bir kız vardı. Hoş bir kız.
Hace años hubo otra chica, una bella chica.
Charlie çok hoş bir kız. Dünyada en çok sevdiğim şey. Ciddiyim.
Es una buena chica, lo que más quiero en el mundo, en serio.
- O hoş bir kız.
- Es buena chica.
Onun kadar hoş bir kızı
Una niña tan preciosa como ella
Koroda hoş bir kız var, bir süredir gözüm onda.
Quiero que escuches a alguien del coro que he estado observando.
- Çok hoş bir kız.
- Qué linda nena.
Hoş bir kız olduğunu elbette önceden duymuştum.
Ciertamente había oído decir que era una joven deliciosa.
Hoş bir kız... onun için düşündüğünüz bu mu?
Una joven deliciosa, ¿ es eso lo que piensa de ella?
- Hoş bir kız.
- Es agradable.
Çok hoş bir kız.
Es una buena chica.
Hoş bir kızın çocuk büyütmek yerine bu hurdada ne işi mi var?
¿ Qué hace una chica linda aqui en vez de estar criando una familia?
Çok hoş bir kız, hele de tanımaya başlayınca.
Es una chica encantadora, sobre todo cuando la conoces bien.
- Çok güzel, hoş bir kız.
- Una muchacha buena, dulce
Çok hoş bir kız gibi görünüyor.
Parece muy buena chica.
- Hoş bir kızla karşılaşacaksınız...
- Algún día conocerá a una joven...
O hoş bir kız. İtalyan'gibi değil.
Pero no parecía italiana.
Hoş bir kız.
Es una buena chica.
Hoş bir kız, değil mi?
Es guapa, ¿ verdad?
Nasıl bir kız? - Hoş bir kız.
- Una chica agradable.
Çok hoş bir kız.
Una chica muy maja.
Hoş bir kız.
Es un momento.
O hoş bir kız. Tüm hoş kızlar gibi davranıyor. Berbat!
Es muy buena chica pero se porta como las buenas.
O hoş bir kız.
Es una mujer encantadora.
Onunla çok hoş bir gün geçirebilirdik. Pek çok ortak yönü olan iki kız bir arada.
Nos lo hubiéramos pasado tan bien tenemos tanto en común.
Kızın, kendi evinde hoş bir erkekle otururken senin içeri bu kılıkta girdiğini düşünsene bir. Ayakkabılarını çıkarmış, pantolon askılarını indirmiş ve nefesin, ucuz likör kokar bir halde giriyorsun.
Supón que ella invita a un joven a casa... y entras tú con ese aspecto... sin zapatos, con los tirantes caídos y el aliento oliendo a licor barato.
Aslına bakarsan oldukça hoş, güzel bir kız.
Lo pasará muy bien con ella, es una chica muy guapa.
Bu... tam da çok hoş bir kız filciğe göre. Çok güzel.
Es...
Sadece hoş ve orta seviye bir kız.
Que sea una joven normal y simpática.
Birçok kız, bütün gece bir domuz ağılında uyuyup... sabah yiyecek bir şey olmadığı söylendiğinde... bunu hoş karşılamaz.
Muchas chicas, si les hicieras dormir en una pocilga y no les dieras desayuno, no se lo tomarían bien.
- Hoş bir kız.
- Es una gran muchacha.
Tüm hayatını, davranışlarına dikkat ederek geçir sonra kalk kızını hoş bir karmaşanın içinde bul.
Pasas toda tu vida comportándote... y luego descubren a tu hija con un lío.
Bir tanesini gerçi, çok hoş kız.
Al menos una de ellas parecía muy agradable.
Çok hoş ve zarif bir kız.
Una joven magnífica.
Çok hoş ve zarif bir kız, Pip.
¿ Una vuelta? Una magnífica damita, Pip.
Kız kardeşim 16 yaşına geldi. Onun yaşındaki bir kızın kendi odası olmalı. Misafirini ağırlayabileceği hoş bir yere.
Mi hermana tiene dieciséis años y ya debería tener su propio cuarto ; una casa bonita para estar con los amigos.
En gençleri olan Bayan Denver, onun kızı değil ve Bayan Fleuretty, oldukça da hoş bir bayan kendisi, o da tam olarak- -
La señorita Denver, la más joven, no es su hija. Y la señorita Fleuretty con esa increíble figura de mujer que tiene bueno, no es exactamente... - Ya está.
Hoş bir hikaye : "Senatörün Kızı Evli Bir Adamla Beraber."
Una bonita historia : "La hija del senador con un hombre casado".
Bu kız hünerli biri olmalı, ateşli, çekici, güzel afacan görünümlü, hoş bir bayan.
Tiene que ser una gran intérprete, con pasión, encanto y belleza. Una mujer con aspecto de niño pequeño. Ninguna bailarina puede transmitir eso.
Eğer üstünden şu geyik postunu çıkartıp şık giyinirsen... hoş ve sevimli bir kız olacağını seziyorum.
Si alguna vez te vistieras decentemente tengo el presentimiento que serías un chica aceptable.
Sana göre bir kız, bir partide, hoş, çizgili yelek giymiş kasılarak yürüyen ve "O kadar yakışıklıyım ki bana karşı gelemezsin" bakışları atan bir adamı görür.
Crees que una chica en una fiesta ve a un tipo pavoneándose con un lujoso chaleco a rayas con la mirada del "Soy-tan guapo-que-no-puedes-resistirme".
Bu kadar dürüst küçük bir kızı tanımak ne hoş.
Me encanta ver a una niña tan franca.
7 kız! - Eşiyle hoş bir sohbetimiz oldu.
- Tuve una gran charla con su esposa.
Yavaşça sokağın çevresinde üç defa dolaştı,... bana bakışından anladım ki eğer ben başka türlü bir kız olsaydım bu çok hoş bir gönül macerasının başlangıcı olabilirdi.
Le dio la vuelta a la manzana tres veces, lentamente. Me di cuenta de que por la forma en que me miraba... si yo hubiera sido otro tipo de chica... habría sido el inicio de un hermosísimo romance.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]