Bir kızımız translate Spanish
24,897 parallel translation
Aygıt kısa dönemde iyi bir hamle olabilir de ama uzun vadede tam zamanlı platformumuzu kurmamız lazım. Gloria!
pero a la larga, necesitamos construir nuestra plataforma.
Hata yapmayın. Üzülmek istiyorum. Ancak, bir topluluk olarak, tüm insanlarımızın milli marşımızı protesto etme hakkı olduğuna karar kıldık.
no cometan un error quiero estar muy molesto sin embargo, como una comunidad, todos hemos decidido que las personas tienen el derecho para protestar en el himno nacional se sacaron las salchichas!
Anlatacağım. Her ne kadar kadınlar son yüzyılda büyük şeyler yapsalar da, erkeklerin bir kısmı kadınların güç sahibi olmasından rahatsız. Bu buraya kadar düşüyor.
te dire que ocurre aunque las mujeres hayan tenido gran exito el ultimo siglo todavia hay hombres incómodos con las mujeres al poder de eso se trata y entonces en los medios sociales, hay hombres que anonimamente degradan diciendo : "las chicas no son graciosas"
İstediğin özelliklerin yalnızca minimumlarını karşılayacak bir şey yapacağımıza anlaşmıştık biliyorum ama bir şey diğerini tetikledi falan ve Jack iyi tutun çünkü sana öyle bir şey tanıtacağız ki...
Sé que habíamos dicho que íbamos a hacer lo mínimo indispensable, pero una cosa llevó a la otra y, Jack, abróchate el cinturón porque te presentaré...
Jack'in absürt kıdem tazminatına ek olarak her bir monitörünüz için binlerce dolar harcadığımız yazıyor.
Además de la ridícula indemnización de Jack, ¿ gastamos mil dólares en cada uno de sus monitores?
Yani aslında 250 milyon değerinde olan ama yalnızca 5 milyon yatırım alan bir şirketiz. - Beş parasız züğürdüz artık.
Somos una empresa de $ 250 millones con un financiamiento de cinco millones y ahora estamos en bancarrota.
Diğer bir iyi haberse mühendis takımımızı tamamladık.
Y hablando de buenas noticias, ya conseguimos programadores.
Taneisha'yla ne kadar gurur duyduğumu anlatarak sizi sıkıntıdan öldürebilirim ama sekiz aydır yazdıklarımı okumak yerine mikrofonu gerçek bir film yıldızına vermeyi tercih ediyorum.
Podría aburrirlos mucho hablando sobre el orgullo que siento por Taneisha, pero en lugar de leer lo que preparé durante ocho meses, le entregaré el micrófono a una auténtica estrella de cine.
Tanrım, senin için utandırıcı bir durum. Ama benim kız arkadaşım yok.
Dios mío, te avergonzará saber esto, pero, en realidad, no tengo novia.
Bir sıkıntımız var.
Tenemos un problema.
At, kedi, insan ve hatta kertenkele bile olsak hayatlarımız milyarlarca yıllık bir evrende çok kısa bir anı kaplar.
... seamos un caballo, un gato, un humano o incluso una lagartija, nuestras vidas son solo breves destellos en un universo que tiene miles de millones de años.
Eninde sonunda, hepimiz buna maruz kalacağız. Hepimiz söylediklerimizden ve yaptıklarımızdan sorumlu tutulacağız. Artık yalnızca tek bir şeyin önemi var.
seremos responsables por lo que dijimos y lo que hicimos solo hay una cosa que importa ahora este 8 de Noviembre, deben votar contra mi y mostrar al mundo que no pensamos que el nuevo "Star Wars" fue asi de bueno
Ama önce, yeni sıkıştırma platformu Pied Piper'ın kurucusu ve CEO'su Richard Hendricks ve Baş Vizyoner Erlich Bachman'la kısa bir röportajımız var.
Pero antes, estamos con Richard Hendricks, fundador y CEO de la plataforma de compresión Pied Piper, y con Erlich Bachman, jefe visionario.
Kadınlar, bizim boklarımızdan bıktılar, evlat. Ve yakında, internette söylediğimiz ve yaptığımız her şeyi öğrenecekler. Ve kıçlarını öpmeye başlamazsak hepimizi yeraltına götürüp bir daire oluşturup döllerimiz için sağacaklar.
las mujeres estan enfermas de nuestra mierda, hijo y pronto, ellas sabran todo lo que hemos dicho y hecho online y amenos que besemos sus traseros seremos puestos en una gran camara subterrania y beberemos de nuestro semen
Mars'a gitmek istiyoruz. Ve herhangi bir yere gitmekte ustalık ister. Oh, Bayan Kapı, sakıncası yoksa açılır mısınız, lütfen?
queremos ir a marte y para llegar a algun lado se necesita ingeniedad oh, Srta.Puerta, le importaria abrirse, porfavor?
Eee, biz böyle kocaman bir enerji kaynağı yaptık, ama şimdi bununla ne yapacağımızı çözemedik. Yani... ne kadar büyüklükten bahsediyoruz?
pues, creamos esta fuente de energia gigantisima pero ahora no sabemos que hacer con ello como... cuanta potencia de energia gigatisima?
Evet, benim için çok özel olan küçük kızımla bir yolculuğa çıkacağım da.
Sí, voy a un viaje con una niña pequeña especial.
Pekala tatlım. Ormanda kaybolan başka bir kızla ilgili bir hikayem daha var. Ama kız yok...
Oye, cariño, tengo una historia acerca de otra niñita que se perdió en el bosque, pero no era una chica, y no estaba en el bosque.
Senin için, kızcağızım, küçük bir bez bebek.
Para ti, hija, una muñeca.
Bir kız mı?
¿ Una chica?
Los Angeles'a taşınmak istiyordum çünkü ben bir... Plaj kızıyım. Bak, Josh'a rastladım...
Estaba pensando en trasladarme a Los Ángeles, porque me va la playa.
Küçük kızımla bir dakika yalnız kalmam lazım.
Necesito un momento a solas con mi niña.
Süpermarkette kasiyer bir kızı kazıkladım.
Apuñalé a una chica de la caja en el supermercado.
Bu bahçenin içinde hayatımızın bir amacı, düzeni olduğunu fark etmeden bahçenin güzelliğine hayret ederek yaşadık.
Viviendo durante todas nuestras vidas en un jardín, maravillándonos de esta belleza, sin darnos cuenta de que hay un orden para ello, un propósito.
Bakın hakikaten benimle uğraşmanın zor olduğunu düşünüyorsanız Jesse kahrolası bir yıkım ekibidir.
Sinceramente, creéis que soy un bicho malo. Jesse es un puto equipo de demolición.
Hiçbir şekilde karşılayamayacağımız 1000 dolarlık bir model için mi?
¿ Por un modelo de mil dólares que no podemos permitirnos de ninguna manera?
Bir tahmin yürütecek olsaydım ışık kırmızı Kripton güneşini taklit ediyor derdim.
Si tuviera que aventurar una respuesta, yo diría que imita la luz el sol rojo de Kryptón.
Artık yalnız bir kadınım ben.
Soy mi propia mujer ahora.
- Artık yeni bir tanesine ihtiyacımız var.
Bueno, ahora necesitamos uno nuevo.
İniş alanının bir taramasını yaptık ve İmparatorluk güvenliğine baktık o gemilere yaklaşacak kadar uzun yaşayacağımızı sanmıyorum.
Escaneamos el aeródromo, y mirando la seguridad imperial no nos veo viviendo lo suficiente como para acercarnos a esas naves.
Aylık ağrınız için herhangi bir şeye ihtiyacınız var mı Majesteleri?
¿ Necesitareis algo para vuestros dolores menstruales, excelencia?
Bansheeler savunmasız kişileri seçerler ben de kalanları sağlık kayıtlarına baktım ve ilaçlarla tedavi edilebilen bir kalp sorununuz olduğu yazıyor.
Las Banshees acechan a los vulnerables, así que he revisado los historiales clínicos de los residentes, y usted tiene fibrilación auricular, que se trata con medicación.
Bilmeni isterim ki kızımın arkadaşlarıyla dışarıya çıkmak gibi bir alışkanlığım yoktur.
Sí, para que lo sepas, no suelo salir con las amigas de mi hija.
- Evet, ben bir kızım.
- Sí, yo soy la chica.
Kızım, canlı bir kâbus bu.
¡ Menuda pesadilla, tía!
Bir kızım var.
Tengo una hija.
Hatta bir fıçı kayıp. Göster kendini, Mary, güzel kızcağız göster kendini, Mary, yapabiliyorsan göster kendini, Mary... Tanrım.
Desapareció un barril.
# Çok temiz bir kızım #
♪ Soy una doncella
# Çok temiz bir kızım #
♪ Soy una doncella... ♪
Artık yeni bir kralımız var.
Y ahora, tenemos un nuevo rey.
Ve Kraliyet ailesi ve yakın olarak çalıştığımız hükûmet adına sizi bilgilendirmek isterim ki ona bir davetiye yollanmayacaktır. Bu çılgınlık.
Y es mi deber informarle, en nombre de la familia real y del Gobierno, con el que mantenemos un estrecho contacto, que su esposa no será invitada.
Sana tapıyorum tatlım. Hem de tahmin edebileceğinden çok daha fazla bir seviyede. Ve burada olmak hakkınken olamamana gerçekten çok kızıyorum.
Te adoro, amor mío, más de lo que nunca llegarás a imaginar, y estoy furioso porque no estés aquí conmigo, tal y como te corresponde por derecho.
Kod gittiği için artık kullanamayacağımız bir yok etme düğmesi!
¡ Uno que no podemos usar... porque el código ya no está!
Aa, artık bir sex yatağımız var
Oh, y ahora tenemos un columpio sexual.
Bugün her şeyi bir kenara koyalım ve sıkıntılarımızı unutmak için içelim.
Dejemos todo de lado hoy, y bebamos hasta alejar nuestras penas.
İçimde kızım kötü bir yola doğru gidiyormuş gibi bir his var.
Tengo la sensación de que mi hija va en mal camino.
Kızımızı da mı dâhil ettin bir de? Neden bahsettiğini anlamadım.
No sé de qué está hablando.
Hayır, tanıştığım bir kızın şiirinden.
No, es un poema de una chica que conocí.
- Ne? Gerçek silah olduğunu sandım ve bir kızı tehdit ediyordu....
Bueno, pensé que tenía un arma de verdad, y amenazó a una chica, y...
Tanrım, bir kızı mı tehdit etti?
Mi Dios, ¿ amenazó a una chica?
bir kadına aldıklarında yardım ediyor, ama kırmızı şapkalı bir çocuk yok.
Ayudando a una señora con sus compras, pero, no hay ningún niño con gorra roja allí.
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kere 190
bir katil 56
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kitap 34
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kere 190
bir katil 56
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kaza 50
bir kere olsun 20
bir kelime 22
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kaza 50
bir kere olsun 20
bir kelime 22