Iki üç translate Spanish
13,633 parallel translation
Şu anki hava modellerine göre fırtına muhtemelen iki üç saat sürecek.
Basado en los actuales modelos de clima, es probable que la tormenta dure de dos a tres horas.
O iki üç saatte Halifeliğin uçaksavarlarını etkisiz hale getirebilirsek fırtına dindiği an oraya birlik ve ekipman taşıyıp yerdeki güçlerimizi desteklemek için bombalamaya başlayabiliriz.
En esas dos a tres horas, si podemos acabar con la capacidad antiaérea del Califato, en el momento que la tormenta amaine, Podemos llevar en aviones tropas y equipo y comenzar a bombardear para apoyar a nuestras fuerzas terrestres.
... iki üç.
Dos... Tres...
Dört kişi olduklarını söylemişti. Ama sadece üç ceset bulundu. Coulson'ın adamı ve iki Hydra adamı.
Dijo que había cuatro hombres en la escena, pero sólo tres cuerpos fueron recuperados... el agente de Coulson, dos sujetos de Hydra.
İki-üç gün içerisinde gidiyor.
Se va en tres días.
Ve... hemen her vardiyada iki-üç sarhoşun barı terk etmesi istenir.
Y... y dos o tres borrachos preguntan dejar casi cada turno.
Tahminlerimize göre kanağımız var Halifeliğe Dayanabilmek için iki haftalık, en fazla üç.
Según nuestras estimaciones, tenemos... tenemos recursos para resistir el asedio del Califato en Asima durante dos semanas, tres a lo máximo.
Bir, iki, üç.
Un, dos, tres.
- Güvenlik şirketi son iki haftadır Weber'ların evindeki alarmın yerli yersiz çaldığını ve kameraların üç günde bir devre dışı kaldığını doğruladı.
Su empresa de seguridad ha confirmado que durante las dos últimas semanas, los Weber han tenido falsas alarmas y cortes en las cámaras de seguridad... uno cada tres días más o menos.
... iki ölü, üç yaralı var. Polis suç ortaklarını arıyor...
Dos muertos, tres heridos.
Bir, iki, üç.
Uno, dos, tres.
- Bakın. Bir, iki, üç, dört, beş, altı...
Mire... uno, dos, tres, cuatro, cinco, seis...
Aynı anda bir, iki... hatta üç adamla birden çıkmalısın.
Tienes que salir con chicos y salir con dos... no, tres a la vez.
Tamam, üç, iki, bir.
- Muy bien, tres, dos, uno.
Bir, iki, üç dört, beş, altı...
Uno dos tres CUATRO CINCO, de seis...
Bir, iki, üç dört, beş, altı, yedi, sekiz.
- Uno, dos, tres, cuatro, cinco, seis, siete, ocho.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi...
Uno dos tres CUATRO CINCO, seis siete...
Baksana, benim iki kız bu üç kızı yendi.
Oye, mira esto, mis dos damas acaban de derrotar a estas tres damas.
Ve beş, dört, üç, iki...
Cinco, cuatro, tres, dos...
Yayına üç, iki...
Y volvemos en tres... dos...
Yayına beş, dört, üç, iki...
Regresamos en cinco, cuatro, tres, dos...
İki çağrı bunun için, üç çağrı şunun için.
Dos para esto, tres para aquello.
... iki, üç!
... 2, 3!
İki üç kere kontrol et, olur mu?
Sólo revísalos dos y tres veces, ¿ de acuerdo?
İki ya da üç yıldır.
Hace dos o quizás tres años.
Bir, iki, üç.
Unos. Dos. Tres.
İki duvar karşılaşmadan önce uzun bir kalkan duvar yaratmak için ilk üç sıra birlikte hareket etmeli.
Antes de que ambos muros se encuentren... las tres primeras filas de hombres actúan como una... para crear un muro de escudos alto.
İki, üç, dört?
- ¿ Dos, tres, cuatro?
Şimdiye kadar iki ya da üç çocuğun olacak kadar büyüksün.
Ya tienes edad suficiente para tener dos o tres hijos.
Bir, iki, üç.
Uno, y dos, tres.
- İki, üç.
Dos, tres.
Bir, iki, üç, şimdi.
- A la cuenta de tres.
Millet, üç deyince. - Bir, iki, üç. - Yavaşça.
Uno, dos, tres.
Bir, iki, üç.
Y, uno, dos, tres. Cuidado.
Bundan iki ya da üç yıl sonra, ilk uygulayan siz olduğunuz hâlde bunlar Amerikan fikirleri olarak bilinecek.
Dentro de dos o tres años, se las conocerá como ideas estadounidenses, aunque Uds. lo hicieron primero aquí.
İki ya da üç gece yaptık bunu. Bu arada kalabalık büyüdükçe büyüdü.
Lo hicimos dos o tres noches, y empezó a llegar cada vez más gente.
Bir, iki, üç!
Uno, dos, tres.
Yani iki ile üç gün önce öldürülmüş.
Significa la víctima lleva muerto durante dos a tres días.
Bir, iki, üç!
-... a las tres.
Bir, iki, üç.
- Hazlo. - Uno, dos, tres.
Bir, iki, üç.
Uno. Dos. Tres.
Bir, iki, üç.
Tres. Dos. Uno.
Bir, iki, üç!
¡ Uno, dos, tres!
- Hazır mısın? Bir, iki, üç.
Uno, dos, tres.
- Bir, iki, üç dört!
¡ Y uno, dos, tres, cuatro!
Bir, iki, üç.
Una, dos, tres!
Tamam, peki, bir, iki, üç.
A la de una, a la de dos, a la de tres.
İki-üç hızla ileri. Dal, dal, dal.
Adelante dos tercios.
Bir, iki, üç! Chunk!
Uno, dos, tres
İki ya da üç güzel geçiş yaptı.
Ha hecho dos o tres adelantamientos preciosos.
Beş adam, üç tüfek, iki tane de tabanca.
Cinco hombres, tres escopetas, dos tienen Glock.
üç gün sonra 30
ücretsiz 39
uçakla 22
üçte 35
uçuyorum 78
üç ay sonra 19
uçuyoruz 25
üçüncü gün 23
uçmak 22
üçüncüsü 82
ücretsiz 39
uçakla 22
üçte 35
uçuyorum 78
üç ay sonra 19
uçuyoruz 25
üçüncü gün 23
uçmak 22
üçüncüsü 82
uçuyor 28
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58