Istediğin bu translate Spanish
5,571 parallel translation
Tüm istediğin bu mu?
¿ Esto es todo lo que querías?
Yapmamı istediğin bu değilmiş.
Quiero decir, no estoy haciendo lo que quieres.
Yani demek istediğin bu adamın Ella'yı koz olarak kullanmasının nedeni gelecek sezonun etek boyların öğrenmek için mi?
- Entonces, dices... que la presionaba para saber el largo de los vestidos para la próxima temporada.
- Benden istediğin bu mu, kulağım mı?
¿ Es todo lo que quieres ahora de mí, mi oído?
Duymak istediğin bu mu?
¿ Es eso lo que quieres oír?
İstediğin gelecek bu mu?
¿ Ese es el futuro que deseas?
İstediğin şey bu değil miydi?
¿ No es eso lo que querías?
İstediğin şey bu mu?
¿ Es eso lo que está buscando?
Bu büyüyle yapmak istediğin şey ne?
¿ Qué esperas conseguir con este hechizo?
İstediğin bu mu?
¿ Eso es lo que quieres?
İstediğin bu mu?
- ¿ Quieres que Graice se vaya al infierno?
20 sene sonra pasta istediğin zaman bu dediğini hatırlatacağım.
Recordaré eso en 20 años cuando quieras comer pastel.
İstediğin gerçekten bu mu ağabey?
¿ Es esto lo que realmente quieres, hermano?
İstediğin şey bu mu?
¿ Es eso lo que quieres?
Fakat benden bu gece yapmamı istediğin şeyle ilgili seni uyarmak zorundayım. - Bu mümkün değil.
Pero tengo que advertirte, que lo que me pides que haga esta noche, simplemente no es posible.
İstediğin bu mu?
¿ Eso es lo que te gustaría?
Bu bana Maternity Hastanesi'nde çalışma yapmak istediğin zamanı hatırlattı.
Eso me recuerda cuando querías tu estudio en el Hospital de Maternidad.
İstediğin bu, değil mi?
Eso es lo que quieres, ¿ no?
Ellerini çırp Hissediyorsan eğer. Bu yapmak istediğin şeymiş gibi hissediyorsan.
# Da palmas si sientes # # que eso es lo que quieres hacer. #
Bu yapmak istediğin şeymiş gibi hissediyorsan ellerini çırp
# Da palmas si sientes que es lo que quieres hacer #
İstediğin bu mu?
¿ Es eso lo que quieres?
Dinle. Düşündüm de, bu fotoğrafları, bilgisayarda istediğin kadar değiştirip seni zayıf gösterebiliriz.
Oye, estaba pensando que podríamos tomar esas fotos y photoshopearlas para hacerte ver una flacucha como quieres.
İstediğin bu muydu?
¿ Es esto lo que querías?
İstediğin bu muydu?
¡ ¿ Es esto lo que querías? !
- Bu evlilik... gerçekten istediğin şey mi?
Esta boda... -... ¿ es realmente lo que quieres?
İstediğin bu mu?
¿ Es lo que quieres?
- İstediğin bu mu?
- Eso lo que quieres?
İstediğin... şey... bu... mu...?
¿ Esto es lo que quieres?
İstediğin şey bu mu?
¿ Esto es lo que quieres?
İstediğin bu değil mi?
¿ No es lo que querías?
İstediğin bu değil mi?
¿ No es lo que quieres?
İstediğin bu değil miydi?
¿ No era lo que querías?
O halde bu koroda birlikte şarkı söylemek istediğin kişinin bir erkek olduğunu saklamaya çalışıyorsun.
Parece que lo que deseas ocultar es que es un chico con quien deseas cantar en el coro.
Bu itiraf etmek istediğin başka günahları da beraberinde getiriyor mu?
¿ Lleva esto a otros pecados que desees confesar?
Topuklarını üç kez birbirine çarptığında bu ayakkabılar seni istediğin yere götürecek.
Cuando golpees los tacones tres veces... esos zapatos te llevarán adonde quieras.
İstediğin şey bu.
No es lo que quieres.
Bu bardan istediğin kızı alabilirsin izin verdiğim müddetçe.
Puedes tener a cualquier chica en este bar que te permita tener.
Tamam, istediğin cevap bu değildi demek ki.
Esta bién, ¿ no querías esa respuesta?
Bu her şeyden kaçıp istediğin hayatı kurmak için son şansın olabilir.
Esta podría ser tu única oportunidad de escapar de esto y tener la vida que quieras.
İstediğin bu mu?
¿ Es el final?
Ama bu hep istediğin şey değil miydi?
Pero, ¿ no es eso lo que siempre has querido?
- İstediğin bu mu?
¿ Es eso lo que quieres?
İstediğin zaman bu odadan çıkıp, ninenin yanına dönebilirsin.
Puedes salir de esta sala en cualquier momento, volver con tu abuela.
Tabii düşünmemizi istediğin şey bu değilse.
A menos que sea eso exactamente lo que quisieras que pensáramos.
Çünkü eğer olaylara bakış açın buysa belki de bu yüzden yürümesini çok istediğin için görmen gereken bir şeyi görmeni engellemiştir.
Porque si es así como encara las cosas, entonces ese tipo de pensamiento pudo haber impedido que viera algo que podría no haber visto si no hubiera querido que sucediera con tanto deseo.
Bu senin de istediğin bir şey değil mi?
¿ No es eso lo que tú quieres?
Bu sabah sana, vazgeçmemi istediğin şeyin farkında olup olmadığını sormuştum.
Cuando te pregunté esta mañana si sabías a lo que me pedías que renunciara...
İstediğin bu mu?
Hoy te ofreciste a quitar la vida de un hombre.
İstediğin şey bu mu?
¡ ¿ Eso es lo que quieres?
- İstediğin şeyin bu olduğuna emin misin?
¿ Estás segura de que eso es lo que quieres?
Benimle Kabil'e gelmek istememe sebebin bu muydu Teşkilât'tan ayrılmak istediğin için?
¿ Es esa la verdadera razón por la que no viniste conmigo a Kabul, ya tenías un pie fuera?
istediğin bu mu 177
istediğin buysa 34
istediğin bu değil miydi 24
istediğin buydu 31
istediğin bu muydu 26
istediğin bu değil mi 20
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
istediğin buysa 34
istediğin bu değil miydi 24
istediğin buydu 31
istediğin bu muydu 26
istediğin bu değil mi 20
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749