Iyi değilim translate Spanish
4,763 parallel translation
Ben bu işlerde zaten iyi değilim.
Yo no sé mucho de eso. Mi hermana se hacía cargo.
Unutma, içkim olmadan pek iyi değilim.
Recuerda que no estoy bien sin mi licor.
Hangi konuda iyiyim, hangi konuda iyi değilim?
"¿ En qué soy bueno, en que soy menos bueno?"
Genel olarak iyi değilim.
En general no estoy bien.
Hayır, iyi değilim.
No, no estoy bien.
Bilmiyorum. Gezginci bir ruhum var. Ve bıçak atmakta da iyi değilim.
No lo se, digo, tengo un espíritu errante, y no soy bueno con una cuchilla.
Yaşam konusunda pek iyi değilim ama yalnız da ölmek istemiyorum, sevgisiz.
No soy bueno para vivir, pero no quiero morir solo, sin amor.
Hayır, hiç iyi değilim tamam mı?
No, no estoy jodidamente bien ¿ de acuerdo?
Sensiz iyi değilim ve artık rol yapamam.
No puedo fingir que estoy bien sin ti.
Sevgili Vista, uzun zamandır bu mektubu yazmak istiyordum ama bildiğin gibi kendimi ifade etmekte pek iyi değilim. O yüzden sadece şunu söyleyeceğim.
Querida Vista, he querido escribir esta carta por mucho tiempo, pero como sabes, no soy bueno para expresarme, así que solo diré esto.
Pek iyi değilim.
No uno muy bueno.
Hiçbir şeyde iyi değilim ben.
Yo no soy buena en nada.
İnsanların içinde ot içmekte iyi değilim.
Yo no soy tan bueno en fumar marihuana alrededor de la gente.
Problem şu ki : bu konuda çok iyi değilim.
El problema es que no soy muy buena en eso.
Normalde annemin pasif agresif iğnelemelerinin üstesinden gelirim, ama bugün pek iyi değilim.
Normalmente puedo manejar los comentarios crueles de mi madre, pero justo hoy estoy un poco fuera de mí.
Bana işkence eden biriyle takılmana müsaade edecek kadar iyi değilim ben.
No me parece bien que seas amigo de alguien que se pasó un año torturándome.
- Pek iyi değilim.
- No me siento muy bien.
- Ben o kadar iyi değilim.
Yo no soy... No soy tan bueno.
Sessiz olma konusunda iyi değilim. Bil diye söylüyorum.
No se me dan bien los silencios, como sabes.
Ben iyi değilim!
¡ Yo no soy bueno!
En iyi değilim ama elinizdekinin en iyi benim.
No soy el mejor, pero soy lo mejor que tienen.
- Hiç iyi değilim.
- No estoy bien.
Gerçekten hiç iyi değilim.
Lo siento, si no me siento bien.
"Ara verme" işinde pek iyi değilim sanırım.
Realmente no soy muy buena en esto de tiempo de descanso.
Kız kör kalacak ve benim elim kolum bağlı yani hayır, hiç iyi değilim.
Se está quedando ciega y no puedo hacer nada al respecto, así que, no, nada de esto está bien.
Az önce yeminliyken yalan söyledim Toby bu yüzden iyi değilim.
Bueno, acabo de mentir bajo juramento, Toby, así que, no, no estoy bien.
Hayır, Kötü biri değilim. İyi birisiyim
No, no lo hago, soy un buen chico.
Yani insanım, insanların düşündüğü kadar uzun değilim iyi sayılırım, zekiyim bazı insanlar için önemliyim.
Así que soy humano y no tan alto como la gente cree. Soy... agradabilísimo, inteligente, importante para cierta gente.
Rust'ı iyi bir adam olarak tanıdım o yüzden size ne verebileceğimden emin değilim.
Sé que Rust era un buen hombre, así que no sé qué puedo ofrecerles.
Hakeza ben de iyi biri değilim.
Tampoco soy un buen hombre.
- İyi bir anne değilim.
- No soy una buena madre.
İyi bir koca değilim, sana iyi babalık yapamadıysam da özür dilerim.
No fui un gran esposo. Y lo siento sino he sido el mejor padre.
Emin değilim, bu sabah başka bir toplantı var fakat... İyi geçerse akabinde bende gece uçağına binerim.
No estoy seguro, hay una reunión esta mañana, pero si esa sale bien, seguro tomo el vuelo de la noche.
İyi bir merdiven tutucu değilim.
No fui muy bueno sosteniendo la escalera.
Resimlerde iyi gibi gözükebilirim ama gerçek hayatta pek değilim.
No estoy mal en las fotos pero en persona no es para tanto.
Yani parti pek bir şeye de benzemeyebilir. Annem ve en iyi arkadaşım düzenlediğinden nasıl olacak pek emin değilim.
Es decir, no sé, puede que sea totalmente patética, y no estoy segura... mi madre y mi mejor amiga la están organizando.
Babanın iyi bir iş adamı olduğunu, ve büyükannenin oldukça inandırıcı bir kadın olduğunu biliyorum ama senden emin değilim.
Conozco que tu padre es un buen negociante... y tu abuela es una mujer muy... persuasiva... pero tú, no estoy seguro.
Bu iyi, ben nihayet degilim...
Que bien, por fin estoy...
Şuan komik değil, İyi bir durumda değilim.
Eso no tiene gracia, no estoy en buena forma.
Ama öyle olduğunu sanmıyorum, öyle olduğunu sanmıyorum, yani, bilirsin, yeteneğim olduğunu biliyorum, çok kibar ve kusursuzdum, bilirsin, iyi bir işim var, ufak değilim.
Pero no creo que lo fuera, no creo que lo fuera, sé que tengo cierto talento, soy muy atento y meticuloso, hago un buen trabajo y no la tengo pequeña.
En iyi planın beni ekmek olduğundan emin değilim fakat bunun gerçekten işe yarayacağını düşünüyorsan...
No sé si abandonarme es el mejor plan, pero si en verdad crees que esto va a funcionar...
Bu işlerde pek iyi değilim.
No se me da muy bien esto.
Gözyaşı falan dökecek değilim ama aramız iyi sanıyordum.
No voy a llorar ni nada de eso pero... pensé que iba bien.
Bana bir çok şeysin diyebilirsin ama çok iyi bilindiği üzre kötü kalpli falan değilim.
puedes llamarme muchas cosas pero es un hecho conocido que no soy una odiosa.
ama inek olduğu için de ona iyi davranmak zorunda değilim.
pero tampoco le voy a dar un pase gratis por eso.
İkimizin de olduğumuz iki olmak konusunda iyi olup olmadığından pek emin değilim.
No sé si ambos somos... muy buenos siendo quienes creemos que somos.
Ama iyi bir insan değilim.
Pero no soy una buena persona.
Bunun iyi bir fikir olduğundan emin değilim.
No estoy seguro de que esto sea una buena idea.
- İyi değilim.
- No muy bien.
Ben iyi bir adam değilim Skye.
No soy un buen hombre, Skye.
Son olayların ışığında bunun çok iyi bir fikir olduğundan emin değilim.
A la luz de los recientes acontecimientos, no estoy seguro de que eso sea la mejor idea.
değilim 815
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi düşün 86
iyi davran 17
iyi de neden 21
iyi dedin 60
iyi değil 246
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi düşün 86
iyi davran 17
iyi de neden 21
iyi dedin 60
iyi değil 246