Kolay olmayacak translate Spanish
1,685 parallel translation
Oraya girip çıkmak kolay olmayacak.
Será divertido entrar y salir de ahí.
Sana yalan söylemeyeceğim, Justin. Kolay olmayacak.
No te voy a mentir, Justin, pero no va a ser fácil.
Kolay olmayacak.
Esto no va a ser fácil.
Ama bu kolay olmayacak.
Pero no será fácil.
Umduğumuz kadar kolay olmayacak gibi.
Esto puede que no sea tan fácil como esperábamos.
Ve gelecek sefer bu kadar kolay olmayacak.
Y no será fácil la próxima vez.
İşimiz bu kadar kolay olmayacak.
Va a ser más complicado que eso.
Onlar bizi avlamaya gelicek ve bu kolay olmayacak.
Ellos van a cazarnos a nosotros. Y no van a renunciar tan fácilmente.
Bu kolay olmayacak Sam.
Esto no será fácil, Sam.
Tamam şey tamam doktor bu kolay olmayacak.
Vale, bien, um... Vale, doctor, esto no va a ser fácil.
Kolay olmayacak.
No será fácil para ti.
Bu onun için kolay olmayacak.
Esto no será fácil para ella.
Beni tanıyorsun, bu o kadar kolay olmayacak.
Conociéndome, no será tan fácil como suena.
Tarihi düzeltmek ve Takezo Kensei'yi kahraman yapmak pek kolay olmayacak.
Enderezar la historia y convertir a Takezo Kensei en un héroe, no será fácil.
Ancak veda etmek kolay olmayacak.
Pero no será fácil decir adiós.
Sana Hareket'in neye ihtiyacı olduğunu söylemek için buradayım, ve şu anda senin güçlü olmana ihtiyacı var, çünkü bundan sonra yapman gereken şey, inan bana, senin için kolay olmayacak.
Estoy aquí para decirte lo que necesita el movimiento y en estos momentos, se necesita que seas fuerte porque la próxima cosa que tendrás que hacer créeme, no va a ser fácil para ti.
Bulmak kolay olmayacak.
No será fácil de encontrar.
Kolay olmayacak ama işimize yarayabilecek bir temizleme ayini buldum.
No ha sido fácil, pero he encontrado un ritual que debería libraros de la maldición.
Kolay olmayacak ama atlatabiliriz.
No será fácil, Pero vamos a tener éxito.
Ama kolay olmayacak.
Pero no será fácil.
Anne, biliyorum ondan ayrilmak kolay olmayacak ama senin rahatin için en iyisini yaptin.
Sé que no fue fácil para ti romper con él, mamá pero consuélate con el hecho de qué hiciste lo correcto.
SAN FRANSİSKO 2000 Kolay olmayacak.
No será fácil.
Onu satması hiç kolay olmayacak.
Le va a costar venderla.
Bu kolay olmayacak. Ama bir şekilde seni göndereceğiz.
No va a ser fácil, pero encontraremos la forma de devolverte
Seni buradan çıkarmaya çalışacağım ama bu kolay olmayacak.
Quisiera sacarte de aquí, pero no es fácil.
Onun için çocukla dükkânda yalnız olmak, hiç de kolay olmayacak.
No va a ser sencillo para ella sola con el niño en el negocio.
Ve aileniz işteyken evde çekim yapmak da hiç kolay olmayacak tabi.
Y nodebe ser fácil filmar en la casa de sus padres mientras están en el trabajo
Önümüzde uzun bir yol var. Hiç kolay olmayacak.
Tenemos un largo camino por delante y no será nada fácil.
Bu kolay olmayacak.
No puede ser fácil.
Biliyorum, kolay olmayacak. Ancak bu şansı değerlendirmeliyim.
Sé que no será fácil allí, pero debo aprovechar la oportunidad.
İlk bilgisayara kadar izini sürmek,... yani yükleyeni bulmak, çabuk ve kolay olmayacak.
Rastrear el primer ordenador que subió el vídeo no será fácil ni rápido.
Kolay olmayacak, ama bu işte birlikteyiz.
No va a ser fácil, pero lo haremos juntos.
Böyle bir dalavereyi işleme koyup altından kalkabilecek kadar zekiyse, onu alt etmek hiç kolay olmayacak.
Y si es tan hábil como para haber armado todo eso no va a ser fácil de engañar.
Buraya yazıyorum, D, şimdi ki emlak piyasasıyla son daireyi satmak hiç kolay olmayacak.
Mira, D, con el estado del mercado inmobiliario hoy en día, vender el último apartamento no va a ser nada fácil
Kolay olmayacak yani, ama bize bir yada iki ay kazandırır.
No va a ser fácil, ¿ y qué...? ¿ Qué nos va a adelantar, un mes? ¿ Dos meses?
Tamam, bir dahaki sefere bu kadar kolay olmayacak tamam mı?
Todo bien, la próxima, no va a ser tan fácil, está bien?
Kolay olmayacak.
No será fácil.
- Kolay olmayacak.
No va a ser fácil.
Sana yalan söylemeyeceğim. Hiç de kolay olmayacak.
No les voy a mentir no será fácil.
- Bu kolay olmayacak.
- No será fácil.
Elbette kolay olmayacak da.
Y no será fácil.
Bu ilginç bir teori ; fakat eğer durum buysa, Kira'yı yakalamak hiç de kolay olmayacak.
atrapar a Kira será imposible.
Bu kolay olmayacak.
No será fácil, claro
Duke'da işin hiç kolay olmayacak, özellikle de formun yerinde olmazsa.
Duke va a ser muy difícil especialmente si no estás en forma.
Ama kasadan dışarı çıkardıktan sonra... Parayı almak hiç kolay olmayacak...
Les aseguro que he ganado muchísimo en este juego.
Savaşmayı çok istiyor ve bu yüzden onu kararından döndürmek kolay olmayacak.
Tiene apetito de guerra y en esta ocasión no será fácil apaciguarlo.
O adamı atlatmak kolay olmayacak.
No será sencillo pasar por donde ese tipo.
Kolay olmayacak. Ama olacak.
Bueno, no será cómodo, pero es posible.
Gaby, bu kolay olmayacak.
Gaby, esto no va a ser fácil.
Kolay olmayacak.
No será fácil. Aquí están los mejores chefs.
Kolay ya da kısa süreli olmayacak.
Sí. ¿ Dónde está esa bestia? No se preocupe.
olmayacaksın 18
olmayacak 119
olmayacak mı 17
kolay gelsin 78
kolay 211
kolayca 28
kolaydır 22
kolaydı 20
kolay iş 26
kolay oldu 39
olmayacak 119
olmayacak mı 17
kolay gelsin 78
kolay 211
kolayca 28
kolaydır 22
kolaydı 20
kolay iş 26
kolay oldu 39