English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ M ] / Müdür bey

Müdür bey translate Spanish

986 parallel translation
Lütfen biraz saygılı olun, müdür bey.
¡ Disculpe, señor director!
Karım hiç değişmedi, müdür bey. Hala çok mızmız.
No haga caso a lo que dice.
Merhaba, müdür bey.
¡ Adiós, director!
Bir numara olsaydım zaten buralara gelmezdim. İnanın bana, müdür bey.
Este local no es el adecuado para un espectáculo como este.
Müdür Bey, bu hücre işlerinde...
¿ Sabe? . Acerca de la celda- -
Hücre meselesine gelirsek Müdür Bey, üst katlarda olmasın.
Acerca de la celda, si no le molesta, no me gusta dormir alto.
- Gayet iyi, Müdür Bey.
- Muy bien, alcaide.
Müdür Bey.
Sr. alcalde.
Merhaba Müdür Bey.
Hola, Sr. Director.
Buraya kadar Tommy Connors'la birlikte geldim, Müdür Bey.
He venido a acompañar al joven Tommy Connors.
- Oh, ona biraz fırsat verin, Müdür Bey. O iyi bir çocuk.
- Vamos, que es un buen tipo.
Şu gençlerin nasıl olduğunu bilirsiniz, Müdür Bey.
Usted sabe cómo es la gente joven.
Belki Müdür Bey sana söylememiştir.
Tal vez el director no te lo ha dicho.
Müdür Bey üniforma giymek zorunda olmadığını söyledi.
El director dice que no uses uniforme.
- Yavaş ol, Müdür Bey, sinirlerine dokundum, herhalde.
- Calma, director, relájese.
Bunu Pazar vaazına bırakın, Müdür Bey.
Deje el sermón para el domingo, alcaide.
- Müdür Bey'e benim için bir şey söyler misiniz?
- ¿ Puedes darle un mensaje al director?
- Müdür Bey'e söylerim, Connors.
- Se lo diré al alcaide, Connors.
- Müdür Bey, Müdür Bey!
- Sr. alcalde.
- Onu vurabilir miyim, Müdür Bey.
- ¿ Disparo, alcaide?
Hey, Müdür Bey?
Eh, alcaide.
Hey, Connors, Müdür Bey hemen seni görmek istiyor.
Connors, el alcaide quiere verte enseguida.
- Merhaba, Müdür Bey.
- Buenos días, Sr. alcalde.
Aaah, biri bana şaka yapıyor, Müdür Bey.
Sólo puede ser una broma.
Müdür Bey...
Alcaide...
Müdür Bey, ben asla sözümden caymadım.
Alcaide, yo nunca he roto una promesa.
Teşekkür ederim, Müdür Bey.
Muchas gracias, alcaide.
- Merhaba, Müdür Bey, nasılsınız?
- Hola, ¿ cómo está?
Senin için kötü haber, Müdür Bey.
Mala suerte, alcaide.
Müdür Bey, hepimizin sizin yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyorum.
Alcaide, todos estamos con usted.
- Ah, işte Müdür Bey geliyor.
- Ahí viene el alcaide.
- Merhaba, Müdür Bey, haberler nasıl?
- Alcaide, ¿ cuál es la última?
Bir şeyler çıtlat, Müdür Bey.
Ayúdenos, alcaide.
Hey, Müdür Bey...
Oiga, alcaide...
Hey, Müdür Bey...
Alcaide...
Dinle, Müdür Bey, bir baş belası isem, neden o büyük kapıları açıp beni dışarı atmıyorsun?
Si soy como la peste, ¿ por qué no abre la puerta grande y me echa?
Müdür Bey, onu ben öldürdüm.
Alcaide, yo no lo maté.
Müdür Bey, onun doğru olmadığını biliyorsun.
Usted sabe que no es cierto.
Müdür bey, efendim.
Señor Director.
- Selam müdür bey.
- Hola, alcaide.
- Teşekkür ederim müdür bey.
Gracias, alcaide.
Sađ olun Müdür Bey.
Gracias, alcaide.
Hoţçakalýn Müdür Bey.
Adiós, alcaide.
Doktor, müdür bey arýyor.
Doctor, el alcaide.
Buyurun, müdür bey?
¿ Sí, alcaide?
- Günaydın Müdür Bey.
- Buen día, capitán.
Evet Müdür Bey, yok.
Sí, Sr. Prefecto, ni una señal de vida.
Bunlara inandınız mı, Müdür Bey?
¿ Cree usted algo de esto, señor?
Anlaşıldı mı Müdür Bey?
¿ Está claro, Alcaide?
Müdür Bey?
¿ Alcaide?
Müdür Bey!
¡ Alcaide!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]