Ne arkadaşı translate Spanish
4,615 parallel translation
- Ne arkadaşı?
¿ Qué amigos?
En iyi arkadaşını en son ne zaman gördüğünü bilmiyor musun?
¿ No sabes cuándo fue la última vez que viste a tu mejor amigo?
İş arkadaşım onunla ne zamandır yattığınızı sorduğunda da incinmiş gibi değil yakalanmış gibi baktınız.
Y cuando mi colega preguntó acerca de acostarse con él, no parecía ofendida, parecía pillada.
Bak sana ne söyleyeceğim, arkadaşını okuldan atmayacağım.
Así que te voy a decir una cosa, no voy a expulsar a tu amigo.
Ne yani kızını ve erkek arkadaşını seni korumaları için mi getirdin buraya?
¿ Ahora tienes a tu hija y a su novio para protegerte?
Ne diyorsun arkadaşım?
¿ Qué quieres decir?
Ben biraz kekemelik yapıp, bu alışkanlığı Irak'tayken arkadaşım parçalanınca kazandığımı söyleyeceğim. Bak aklıma ne geldi.
Así que haré, como, un tartamudeo, y diré que lo tengo desde-desde que vi, como, un amigo fue volado en pedazos en Irak.
Arkadaşın Sharon olarak tanıştırmaya ne dersin?
¿ Cómo su amiga Sharon?
Ne de olsa senin erkek arkadaşın sayılır.
Digo, es algo así como tu novio.
- Arkadaşımla yaptıracağıma ne oldu?
- Higgins. - ¿ Qué ha pasado con lo del amigo?
Ne kadar eğitimli olursanız olun, birinin en derin sırlarını çalmak için yaptığınızı bilerek birinin en yakın arkadaşı olmak zordur.
No importa cuánto entrenamiento tengas, es difícil hacerte amigo cercano de alguien sabiendo que solo lo estás haciendo para robar sus secretos más profundos.
Arkadaşınla ne oldu?
¿ Qué le ha pasado a tu amigo?
Burada ne yaptığım hakkında hiçbir fikrin yok, arkadaş.
No tienes idea de lo que estoy haciendo aquí, amigo.
Diyorum ki çocuğun Miami'de ne kadar arkadaşı ailesi varsa sorguya alalım Libyalılarla bağlantısını ortaya çıkartmak için.
Yo digo que busquemos a sus amigos y familiares que estén aquí en Miami y busquemos conexiones con los libaneses.
Her ne kadar Fransız bölgesindeki doğaüstü topluluğunu sabote etmeye çalıştığımdan bi : haber olsa da, kendisi benim arkadaşım. İkinci olarak, Elijah'ı Marcel'in güvenini kazanabilmek adına hançerledim.
Es mi amigo, aunque no sea consciente de que intento sabotear su control sobre la comunidad sobrenatural del barrio francés, pero no obstante un amigo y segundo, le clavé la daga a Elijah para ganarme la confianza de Marcel.
Parayı ne için istiyorsun? Alt tarafı arkadaşına gidiyorsun.
¿ Para qué quieres el dinero si vas con tu amiga?
- Bir arkadaşı bekliyorum. - Gelene kadar size eşlik etmeme ne dersiniz?
Estoy esperando a un amiga.
Gezgincilerden ne kadar nefret ettiğimi bilirsin, bana olan sadakatini kanıtlamak için gezginci arkadaşın Gregor'ı öldürdün, ama ya bunların hepsi bir kandırmacaysa?
Ya sabes lo mucho que odio a los "viajeros", así que para demostrar tu lealtad a mí, mataste a tu amigo "viajero" Gregor, pero, ¿ y si todo fue una actuación?
Ne kaçırdım? Öldürüldün ve Leo isminde bir arkadaşın gelip seni sordu.
Te mataron, y, un amigo llamado Leo pasó por aquí, buscándote a ti.
Ne de olsa arkadaşın, değil mi?
¿ verdad?
Dedin ki "Şunlara uyuşturucu satayım, içine biraz da zehir katarım böylece kız arkadaşıma el uzatmanın ne demek olduğunu öğrenirler."
No, pensaste, "les proveeré drogas. La envenenaré... y eso le enseñará a no intentar nada con mi novia". ¿ Fue eso?
Pekâlâ. Kız arkadaşının adı ne?
- Bien. ¿ Cómo se llama tu novia?
Kaybetmek ne kadar kolaydı, ilkokuldan dört arkadaşı hatırlıyorum, onlarla her gün farklıydı.
Qué fácil se perdió. Recuerdo cuatro amigos de la escuela primaria, con ellos, cada día era diferente.
Kız arkadaşın ne düşünür, Johnny?
¿ Qué pensaría tu novia, Johnny?
Arkadaşının adı ne?
¿ Cómo se llama tu amigo?
Bir arkadaşın olarak buradayım, ve ne kadar az konuşursan, Demokratik liderler beni bir odaya alıp, senin hakkında sorular sorduğunda, o kadar az bilirim.
Estoy aquí como amigo tuyo, y cuanto menos digas, menos sabré cuando los líderes democráticos quieran meterme en una habitación y preguntarme muchas cosas sobre ti.
Josh'ı etkileyen sorun her ne ise Katie'nin erkek arkadaşı Tyler'ı da etkilemiş olabilir.
Suena como que el problema que atacó a Josh podría haber atacado al novio de Katie, Tyler, también. Grandioso.
Bir arkadaşı gömmekten daha kötü ne olabilir?
¿ Qué hay peor que enterrar a un amigo?
- Cips nefesli arkadaşı ne yapacağız?
- ¿ Y la chica del aliento de Cheetos?
İşte yarıyor mu? - Bu ne? - Oda arkadaşın oldu.
¿ Funciona? ¡ Oye, oye!
Ne yani burada bir arkadaşım olamaz mı?
¿ Que, no puedo traer a un amigo?
Ne yani burada bir arkadaşım olamaz mı?
¿ Qué, no puedo tener un amigo aquí?
Kardeşini öldürenin erkek arkadaşını öldürüp suçluyu senmiş gibi göstererek intikam almaktan daha iyi bir yol ne olabilir ki?
¿ Qué mejor manera de vengarse que matar a tu novio... - e inculparte? - No fue Warren.
Ne o, askerlik arkadaşı mısınız?
¿ Qué, ahora sois amigos?
- Erkek arkadaşın beni dayanılmaz buluyorsa benim suçum ne?
No puedo evitarlo si tu novio me encuentra irresistible.
Erkek arkadaşımı çalacaksınız diye lavaboya bile gidemiyorum. - Ne kaçırdım?
No puedo ni ir al baño sin que secuestréis a mi novio.
Bak ne diyeceğim. Birkaç arkadaşımı arayayım, buraya yardıma gelsinler.
Bien, te dire una cosa, voy a llamar a algunos amigos para que vengan a ayudar.
Kardeşim, 160 küsür yıllık kardeşim kız arkadaşımı çalmış. Kız arkadaşım da buna göz yummuş. Şimdi bana söyler misin, iyi olmanın ne faydası var?
Mi hermano, que lo ha sido durante ciento sesenta años muy raros, me robó a mi novia, y mi novia se lo permitió, así que dime tú, ¿ para qué sirve ser bueno?
Bunu söylemek için doğru bir zaman mı bilmiyorum ama daha geçenlerde bir arkadaşıma memelerinin ne kadar tatlı olduğundan bahsettim.
No estoy seguro de si este es el momento adecuado, pero recientemente mencioné a un amigo lo adorables que son tus tetas.
Ne dersiniz? Birbirimizi daha iyi tanıyıp yakın arkadaş olalım.
Nos conocemos, y luego nos convertimos en mejores amigos.
- Ne arkadaşı?
- ¿ Qué amigo?
İkinizi Jazmine'nin en iyi arkadaşı Heidi ve onun gerçek kardeşi Hayley'nin yanına oturtacağım. Ne?
Os pondré a los dos al lado de la mejor amiga de Jazmine, Heidi, y la que es su hermana, Hayley.
Ne diyorsun oda arkadaşım benim?
¿ Qué es lo que dices, compañera?
Şu sirkçi erkek arkadaşına ne oldu?
¿ Qué le pasó a tu novio que estaba en el Cirque du Soleil?
- Ne ev arkadaşı?
¿ Qué compañero de piso?
Siz futbol maçlarıma gelirken ben sanat gösterilerinize gelmezsem ne biçim bir arkadaş olurum?
Vale, ¿ qué clase de amigo sería si tú vinieras a mis partidos de fútbol y yo no fuera a tu exposición de arte?
Başı beladaysa, ne diye erkek arkadaşına veya polise derdini anlatmadı?
Si estaba en problemas, ¿ por qué no llamó a la policía o a su novio?
Siyah karınla ve siyah arkadaşınla ne yapabilirsin biliyor musun?
¿ Sabes qué puedes hacer con tu mujer negra y con tu amigo negro?
Ama bir erkek arkadaşım var ve biraz önce oradan bana "hedef" diye seslendiğini duyduğuma eminim. - Ne? - Sana numaramı vermeyeceğim.
Pero escuché que me llamaste "objetivo" desde allá, así que no voy a darte mi número.
Erkek arkadaşını küçük düşürdüğüm için. Bunda cezalandıracak ne var ki?
Insulté a su novio, ¿ qué condena me toca?
Kim'in eski erkek arkadaşı Lyla Gomez hakkında ne biliyoruz?
¿ Qué sabemos del ex-novio de Kim? Lyle Gomez.