Ne kokusu translate Spanish
297 parallel translation
- Sana ne kokusu gibi geldi?
- ¿ A qué huele? - A cerdos.
Buraya ne kokusu alıp geldin?
¿ Qué está fisgoneando por aquí?
- Ne kokusu?
- ¿ Qué es un rastro falso?
- Ne kokusu?
- ¿ Qué olor?
Ne kokusu?
¿ Qué olor?
Ne kokusu alıyorsun?
¿ A qué te huele?
- Bu ne kokusu?
¿ A qué huele?
Ne kokusu? O koku, Madam!
El olor, señora.
Orada ne kokusu var?
¿ Qué buscáis ahí?
Tuvalet tıkandığında bok kokar. Ne kokusu alıyorsun?
Cuando el baño está atascado huele a mierda. ¿ Es alguna otra cosa?
- Şimdi ne kokusu alıyorsunuz?
- ¿ Ahora qué huele?
- Ne kokusu efendim?
- ¿ Qué olor, señor?
Ne kokusu, ben koku filan almıyorum
No puedo olerlo
Geriye ne kokusu ne de rengi kalacak.
Sin olor, sin decoloración.
- Bu koku. Ne kokusu bu?
- Ese olor.
- Ne kokusu ya?
- ¿ Qué olor?
Ne kokusu?
¿ Cuál olor?
Ne kokusu?
¿ Que olor?
Ne kokusu almam gerekiyor?
¿ Qué debo sentir?
Ne kokusu bu?
¿ Qué es ese olor?
- Ne kokusu?
¿ El qué?
- Burnuma ne kokusu geliyor?
¿ Qué huelo? No sé.
- Ne kokusu?
- Qué olfato?
Ne kokusu?
Cual olor?
Av-avcı kokusu alıyorum. Bu bir tuzak ya da her ne düşünüyorsan öyle bir şey değil Danny.
No es una trampa, Danny.
- Ne kokusu?
- ¿ Cuál aroma?
Ne zamandan beri erkeklerin ter kokusu hassas duygularını incitir oldu?
¿ Cuándo ha herido el olor a hombre tus delicados sentimientos?
Ne kokusu aldın?
- A azufre. Como a sudor. Y a que huele?
Saatler sonra, böyle bir yerden geriye boş koltuklar ve yağlı boya kokusu kalması ne kadar ilginç.
Hay algo excitante en estos lugares después que cierran.
Pişen yemek kokusu alırsam, ne olduğunu bilmek isterim.
Siempre andas tramando algo, puedo sentirlo.
Ne zaman bir psikanalist ve bir avukat görsem, para kokusu alırım... Ama bu kez, tüm etrafımda kokusunu alıyorum.
Con un psicoanalista y un abogado se huele el dinero pero esta vez lo huelo alrededor mío.
Ne zaman yanık et kokusu gelse, burnumu kapatmam gerekmişti. Ben açlık acısını durduramadım.
Cuando olía carne quemada, antes de poder cubrir mi nariz, no podía evitar las punzadas que me causaba el hambre.
Ne demek istediğinizi anlıyorum. Garip bir kokusu var.
Es verdad, se siente un extraño olor.
Polly, bu koku ne? Çiçek kokusu.
- Polly, ¿ qué es ese olor?
Gerçekten iğrenç bir ağız kokusu fırtınasıyla karşılaşınca bir uygarlığın ne kadar kırılgan olduğunu gördüm böylece.
He visto qué frágil es la estructura de la civilización ante la acometida de una vaharada de aliento pestilente...
Ne zaman eve gelsen yabancı kokusu alıyorsun zaten.
Tu siempre hueles extraños cada vez que regresas a casa.
Ne kokusu?
.
Bu ıslak köpek kokusu ne?
¿ Cómo es que huelo a perro mojado?
Ne kokusu bu?
¡ Ah!
Ne kokusu alıyorsunuz?
- Dígame, ¿ qué huele?
Sizin için ne yapabilirim, Efendim? Kızarmış pirinç kokusu!
Este arroz frito apesta.
Ormanın gizli köşeleri pek çok insanın... kokusu ile dolduğunda ve olgunlaşmış tepelerin manzarası... konuşan tellerden lekelerle kaplandığında ne olacak?
Campbell dedicó su vida al estudio de estos mitos y rituales.
Ne hoş bir kokusu var.
¡ Qué lindo aroma, que lindo aroma!
Ne kokusu aldınız?
¿ Qué huele?
Kimse ne tür bir savaş olduğunu bilemese de... havada savaş kokusu vardı.
Se olía la guerra en el ambiente... aunque nadie sabía de qué tipo sería.
Burada ne yaptığınızı merak ediyorsunuzdur, sıcak güneşin altında ve hayvanat bahçesinin kokusu burun deliklerinize dolarken.
Se estarán preguntando que qué hacen aquí, bajo el sol mientras flota en eI aire el olor a zoológico.
Hiç kokusu yok. Ne?
Pero no huele, no tiene olor.
Ama her şeyden öte beni rahatsız eden şey parfümünüzün kokusu. Ne kadar hafif olursa olsun 3.59 dolarlık puromun aromasıyla yarışabilir. Puromu da şu saniye içinde söndürebilirim.
Pero más que nada lo que me ofende es que su perfume por sutil que sea, compite con el aroma de mi fino habano de $ 3.59, el cual extinguiré en este instante si su naturaleza fálica acaso ofende su maldita sensibilidad frágil.
- Ama ne? Kan kokusu varken hiç koku alamıyorum.
Hay mucho olor a sangre para poder sentirlo.
- Ne kokusu?
Qué olor?
Hanımefendi, hoş bir taş kokusu mu alıyorum ne?
Señorita.. tiene el aroma de una piedra preciosa
kokusu 19
kokusunu alabiliyorum 34
kokusunu alıyorum 25
ne konuda 81
ne komik 90
ne kötü 135
ne korkunç bir şey 16
ne korkunç 99
ne konuştunuz 16
ne köpeği 17
kokusunu alabiliyorum 34
kokusunu alıyorum 25
ne konuda 81
ne komik 90
ne kötü 135
ne korkunç bir şey 16
ne korkunç 99
ne konuştunuz 16
ne köpeği 17