English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ N ] / Ne kötü

Ne kötü translate Spanish

9,188 parallel translation
Ne kötü.
Es una pena.
Ne kötü koku.
Los gustos podrido.
Ne kötü.
Feo.
Eva gibi bir yeteneği kaybetmek ne kötü bir şey.
Es terrible perder un talento como Eva.
Söylediğinden daha kötü ne var biliyor musun?
Pero ¿ sabes qué es peor que lo que dijiste?
- Ne kadar kötü?
¿ Qué tan malo es?
Bir doğum günü partisi ne kadar kötü olabilir ki?
De acuerdo, vale ¿ cómo de mala puede ser una fiesta de cumpleaños?
Bir doğum günü partisi ne kadar kötü olabilir ki?
De acuerdo, ¿ Qué tan malo puede ser ir a una fiesta de cumpleaños?
Kötü bir kalbin varsa elden ne gelir ki?
¿ Qué haces cuando tienes un mal presentimiento?
Kötü bir kalbin varsa elden ne gelir ki?
¿ Qué haces cuando tienes un mal corazón?
- Ne demek. Ne olursa olsun, Barry sana yalan söylediği için kendisini çok kötü hissediyordu.
Si vale de algo, Barry se siente realmente terrible por mentirte.
Ne kötü.
Bueno, mala suerte.
Ne zaman Andy'nin yanında olsam, kötü bir şeyler oluyor.
Cada vez que he estado cerca de Andy, algo malo ha pasado.
- Daha ne kadar kötü olabilir ki?
- ¿ Cuánto más podría empeorar?
Yani ne kadar kötü dövüştün?
¿ Y qué tan mal los dejaste?
Tek bildiğim bu solucanların kötü olduğu, ve sizi yeniden görmek ne güzel.
Todo lo que se es que esos gusanos eran asquerosos, y que es genial tenerlos de vuelta.
- Peki... ne kadar kötü?
Entonces, ¿ qué tan mal fue?
Kötü haberi ne yumuşatır, biliyor musun?
¿ Y sabes qué he notado que ayuda a suavizar las malas noticias?
En kötü kısmı ne biliyor musun?
¿ Y sabes qué es lo peor?
- Ne? Webcamdeki kötü yazılımın onun ödev sunucundan geldiğini öğrendik.
Descubrimos de que el Malware de la webcam provenía de su servidor de tareas.
Nina gibileri hep insanlara kötü davranır ve onlara ne olur biliyor musun?
La gente como Nina fastidia a todo el mundo ¿ y ya sabes lo que pasa con ellos?
- Ne kadar kötü.
Qué malicia.
Belki ne kadar uğraşırsak, kalkarken o kadar çok acı veririz, çünkü benim ve kız kardeşimin gittiği her yerde, kötü şeyler pek uzakta değildir.
Puede que cuanto más huyamos, más desgracia vamos dejando como estela, porque parece que vayamos donde vayamos mi hermana y yo, lo malo no queda muy atrás.
Kardeşimi çıkartacak mısın? çünkü oğlunun içindeki şeytanın kötü olduğunu düşüyorsan, benimkinin ne yapabileceğini bekler ve görürsün.
Y vas a retirar los cargos a mi hermano ahora mismo, porque si crees que ese demonio de tu hijo era malo, espera a ver y sufrir lo que el mío puede hacer.
Durum ne kadar kötü?
¿ Fue grave?
Göğsümün ne kadar kötü durumda olduğunu biliyorsun.
Tu sabes que mal está mi pecho.
Ailen senin kötü bir mide mi ne öyle bir şeyin olduğunu söylememişler miydi?
¿ No dijeron tus padres que tenías un estómago débil o algo así?
Ne kadar kötü göründüğünüzü düşünürseniz düşünün.. .. bir yerlerde her zaman daha kötüsü vardır.
Sin embargo por aterrador que creas parecer, siempre hay algo peor que acecha por ahí.
Hayır kurumuz onun kötü bir okuldan alınıp Appleford Akademisi'ne girmesini sağladı. Ve teyzesine onu yetiştirmesine yardımcı olması için maaş bağladınız.
Su donativo le sacó de una escuela terrible... y le colocó en la Academia Appleford, y le dio a su tía un sueldo para ayudar a criarle.
Bir daha göremeyecek olman ne kadar kötü.
Es una lástima que nunca la vas a volver a ver.
Kötü olan ne?
¿ Y las malas?
Kötü uzaylılar ama liderleri "Elden ne gelir." mi diyecek?
Son extraterrestres malvados, ¿ pero su líder dice "olvídalo"?
Tamam, harika, bak, en kötü ne olabilir, huh?
Vale, escucha, ¿ qué es lo peor que podría pasar?
Evet, ve her şey kötü gittiğinde işimi kaybedeceğimi ya da hapse gideceğimi biliyordum ama Joe Carroll bir canavar, Lily Gray de öyleydi ve ne pahasına olursa olsun durdurulmaları gerekiyordu ama şimdi baskı çok arttı, ben...
pero ahora que estamos presionados, yo...
Ne yapıyorsun, kötü çocuk?
¿ Qué haces, chico malo?
Ona ne kadar kötü davranırsan, o da kadar onayını almaya çalışır.
Cuanto más mala seas con ella, más se esforzará para conseguir tu aprobación.
Ne yapacak ki? Kaitlyn hakkında onca kötü şey dedikten sonra gidip onunla dans mı edecek? Sanmam.
¿ Qué va a hacer, volver y bailar con Kaitlyn, después de todas las cosas terribles que dijo sobre ella?
- Ne kötü.
Horrible...
Ne kadar kutsanmışsan o kadar kötü demektir.
Mientras más bendecido eres, peor es.
En kötü ne olabilir ki?
¿ Qué es lo peor que puede pasar?
Ya da kötü sonuçlara neden olacak bir karardan seni alıkoymak istiyorum, ya da ne istersen.
O bajarte de una cornisa o lo que necesites.
- Bunda kötü olan ne?
¿ Cuál es el problema?
Durum ne kadar kötü?
¿ Qué tan malo fue?
Zirveyi kurtarmak için ne yaptıysam sonuçları hep daha kötü oldu.
No importa lo que hice para salvar a la cumbre, las consecuencias eran siempre peor.
Ne olduğumu bilselerdi askeri hapishaneye ya da daha kötü bir yere gidecektim.
Estaría en una prisión militar o peor, si supieran que fui yo.
Ona düğün gününde ne olduysa artık, çok kötü bir şey olmalı.
Lo que pasó el día de la boda debe haber sido muy grave.
- Durumun ne kadar kötü?
¿ Qué tan grave es?
Kötü donanımlı madenciler ne yaptıklarını bilemezler.
tecnología obsoleta, mineros mal equipados que no saben lo que hacen.
Sanırım onun ne kadar kötü olduğunu hiç anlayamadık. Pekâlâ, çaylaklar.
Creo que nunca nos dimos cuenta de lo malo que era en realidad.
Ne kadar kötü?
Es muy malo?
En kötü ne olabilirdi ki?
Qué es lo peor que podía pasar?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]