Ne yaptı translate Spanish
73,025 parallel translation
Çok dalgın oluyorum. Kevin'ın ne yaptığını fark etmiyorum.
Me distraigo y ni siquiera noto lo que hace Kevin.
Aslında senin ne yaptığını merak ediyordum.
En realidad, me preguntaba qué hacías tú.
Keith'e ne yaptın?
¿ Qué le hiciste a Keith?
Ne yaptığımı biliyorum.
Pero sé el trabajo que hice.
Ne yaptım?
¿ Qué hago?
Ne yaptığını biliyorum Jack.
Sé lo que haces, Jack.
Kes şunu! Ne yaptığını anlamadığımı mı sanıyorsun?
¿ Crees que no sé de qué se trata?
Ya arkana bakmaya devam edersin kardeşine odaklanıp ne yaptığını düşünürsün ya da yoluna bakarsın.
Puedes seguir mirando atrás concentrado en tu hermano, en lo que hace, o puedes seguir adelante.
Ne yaptığının farkında mısın sen?
¿ Tienes idea de lo que estás haciendo?
Doğru olan buysa gerçek değilse ne yaptım ben?
Y si eso es cierto... si no es real... ¿ entonces qué he hecho?
O gaddar ihtiyar buna çomak sokmak için ne yaptı peki?
¿ Y qué hizo esa vieja arpía para arruinarla?
Az önce ne yaptın kız?
¿ Qué acabas de hacer, chica?
Sen ne yaptın peki? Sürekli ne yaptın?
¿ Y qué hiciste todo ese tiempo?
Özellerinde ne yaptıkları umurumda değil.
No me importa lo que hagan en privado.
Ne yaptığını gördün mü?
¿ Ves... lo que has hecho?
Ne yaptığını sanıyorsun?
¿ Qué crees que estás haciendo?
Scottie, ne yaptığını bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum.
Scottie, no sé lo que has hecho y no quiero saberlo.
Ne yaptığın umurumda değil, ama lütfen, sana yalvarıyorum.
No me importa lo que hayas hecho pero, por favor, te lo suplico.
Ne yaptığınız gördün...
Vio lo que estaba haciendo...
Oğlumuza ne yaptın?
¿ Qué has hecho con nuestro hijo?
Ve hikayemiz Blossom ikizlerinin bu yaz ne yaptığıyla başlıyor, sanırım.
Y nuestra historia empieza, supongo, con lo que hicieron los gemelos Blossom este verano.
Ya sen ne yaptın?
¿ Qué hay de ti?
Hiram... Ne yaptın sen?
Hiram... ¿ Qué has hecho?
Cheryl'lerde Veronica ile ne yaptığını sormayacağım.
No voy a preguntarte que hiciste con Veronica en casa de Cheryl.
Sana Cheryl'lerde Veronica ile ne yaptığını sormayacağım.
No voy a preguntarte qué hiciste con Veronica en casa de Cheryl.
Moose ile nehirde ne yaptığımı babama açıklamak zorunda kalmak fena sarsıcıydı.
Era más traumatizante tener que explicarle a mi padre qué estaba haciendo con Moose en el río.
Peki, Archie tam olarak yanlış ne yaptı?
Pero exactamente, ¿ qué hizo Archie de malo?
4 Temmuzda saat 6'da orada birlikte ne yaptığımızı nasıl açıklayacaktık?
¿ Cómo explicamos que estuvimos juntos a las seis de la mañana el 4 de julio?
Jason, Polly'e her ne yaptıysa, o yine de bir insan.
Sea lo que sea lo que Jason hiciese a Polly, sigue siendo una persona.
Sadece ne yaptığını bir düşün, Archie.
Solo piensa en lo que estás haciendo, Archie.
ne yaptığınızı paylaşabilir misin?
¿ te gustaría compartir con nosotros lo que tú y la Srta. Robinson habéis estado haciendo durante vuestras "clases de música"?
Jason o kadar kötü ne yaptı?
¿ Qué hizo Jason que fuera tan malo?
Jason o kadar kötü ne yaptı?
¿ Qué hizo Jason que estuvo tan mal?
Betty ne yaptığımı düşünüyorsun?
Betty, ¿ qué crees que hice?
Archie'nin babasıyla ne yaptığınızı mantıklı göstermeye çalışıyorsun. Bunun bir parçası olmak istemiyorum.
Racionaliza como quieras lo que estás haciendo con el padre de Archie, pero no quiero formar parte.
Az önce ne yaptın?
¿ Qué eres exactamente?
Ama ne yaptığımızı bilmiyorsunuz.
Pero no sabe lo que hacíamos.
- Silaha ne yaptığını söyle bize. - Ne silahı?
Díganos qué hizo con el arma.
Büyük Foster'ın evine ne yaptıklarını gördün.
Ya has visto lo que le han hecho a la casa del Gran Foster.
- Ne yaptım ben?
¿ Qué he hecho?
Ne yaptın arabaya?
¿ Qué hiciste con él?
Ne yaptığından hakikaten bihabersin, değil mi?
En realidad no sabes ni lo que haces, ¿ no?
Ne yaptın?
¿ Qué has hecho?
Tatlı olarak ne yaptınız?
- ¿ Qué vas a servir para el postre?
Böyle bir şeyi ne diye yaptınız ki?
¿ Por qué diablos haría eso?
Ne kadar özgür olsalar da kadınlar köşeye sıkışınca her zaman yaptıkları şeyi yaparlar.
Da igual la liberación. Las mujeres hacen lo mismo si están acorraladas.
- Ne! - 45 yaşındayken de bu yaptığın hoş değildi ve şu anda da hiç hoş olmadığı kesin.
- No era gracioso cuando tenías 45 años, y estoy segurísimo de que no lo es ahora.
Biliyor musun, sana inanmak, güvenmek istiyorum, ama burada ne iş yaptığını anlamadan epey zor olacak.
Quiero creerte, confiar en ti, pero es muy difícil cuando ni siquiera puedo entender qué estás haciendo aquí.
Yaptıysam ne olmuş?
¿ Y qué si lo hice?
Bunu kimin yaptığına dair bir ipucu ya da ne aradıkları belli mi?
¿ Alguna pista sobre quién fue? ¿ O lo que estaban buscando?
Kaçışından 24 saat önce hapishaneye yaptığın ziyarete ne demeli?
¿ Qué hay de la visita que le hiciste en la cárcel 24 horas antes de que escapara?
ne yaptın 710
ne yaptım ben 178
ne yaptın ki 22
ne yaptınız 118
ne yaptın sen 190
ne yaptım 179
ne yaptın böyle 16
ne yaptım ki ben 27
ne yaptın ona 47
ne yaptın peki 19
ne yaptım ben 178
ne yaptın ki 22
ne yaptınız 118
ne yaptın sen 190
ne yaptım 179
ne yaptın böyle 16
ne yaptım ki ben 27
ne yaptın ona 47
ne yaptın peki 19