English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ N ] / Ne yaptınız

Ne yaptınız translate Spanish

6,550 parallel translation
İhtiyar için tam olarak ne yaptınız?
¿ Qué hizo por ella?
Sonra ne yaptınız?
¿ Qué hicieron luego?
Siz ne yaptınız peki Bay Holden?
¿ Y qué hizo entonces, Sr. Holden?
O zaman siz ne yaptınız?
¿ Qué hizo entonces?
- O zaman ne yaptınız?
¿ Qué hizo luego?
Ne yaptınız lan siz?
¿ Qué coño ha hecho tu gente?
- Bugün ne yaptınız?
¿ Qué hicieron hoy?
Hasta kapıyı kapattığında ne yaptınız?
¿ Qué hizo cuando el paciente cerró la puerta?
Ne yaptınız ona?
¿ Qué le han hecho?
Bizi kurtarmak için ne yaptınız lan?
¿ Qué demonios han hecho para ayudar a alguno de nosotros?
- Ona ne yaptınız?
¿ Qué hiciste con él?
Karakolda ne yaptınız?
¿ Qué ocurrió con la policía?
Ama sözleşme de boşluklar var. Ne yaptınız peki?
- Pero los contratos tienen resquicios.
Bana ne yaptınız?
¿ Qué me hiciste?
- Ne yaptınız arabama böyle?
¿ Qué demonios le hiciste a mi auto?
- Ne yaptınız?
- ¿ Qué hacéis?
Bana ne yaptınız?
¿ Qué fue lo que me hicieron?
- Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
Que haces? ¡ Ah!
Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
¡ ¿ Qué crees que estás haciendo? !
Ne kadar hız yaptın bilmiyorum ama 100'le geldim, sana yetişemedim Jane.
No sé como sueles conducir, Jane, pero iba a más de 100 y me has pasado.
En son yaptırdığımız araştırmanın sonuçlarına bakarsanız... Ulusal Galeriye gelen insanlar burayı çok seviyor ve anlıyorlar. Fakat sokaktaki "ortalama insanın" bizim ne olduğumuzu ve ne sunduğumuzu tam olarak anladığını söyleyemeyiz.
Cuando te fijas en la investigación que hemos hecho recientemente, la gente adora la National Gallery cuando están aquí, y la entienden, pero la persona media de la calle, por decirlo así, no entiende del todo lo que somos y lo que tenemos.
Kendinize ve yaptığınız çalışmaya ne kadar güvendiğinizle de alakalı bir şey.
Y la confianza que tienes en lo que estás haciendo.
Bu noktaya gelebilmek için ne kadar kötü şeyler yaptığınızı bilmiyorum. Ama dersime gelebildiğinize göre, karma söz konusu değil.
No sé qué cosas horribles habrán hecho en su vida hasta este momento, pero claramente su karma no está en equilibrio si los asignaron a mi clase.
İçeri sızıp bizim gözetleme aletimizle ne yaptığını öğrenmen hoşuma gider.
Me gustaría que te apoyes ahí... y veas que está haciendo con nuestro equipo de vigilancia.
- Ne yaptığınızı anlıyorum.
- Veo lo que estáis haciendo.
Kabil'de Fatah'la ne yaptığınızı biliyoruz.
Sabemos lo que hicisteis con Fattah en Kabul.
Yeter! Ne yaptığınızı bilmiyor muyum sanki?
¡ Parad!
Önce, Sam Poteet'e ne yaptığın hakkında konuşmamız gerekiyor.
En primer lugar, tenemos que hablar de lo que le hiciste a Sam Poteet.
Siz ikiniz ne yaptığınızı zannediyorsunuz?
¿ Qué os creéis que estáis haciendo vosotros dos?
Beni rahatsız eden bu gerçekle ne yaptığın.
Es lo que hiciste con ella lo que me molesta.
Ne onun yapmaya çalıştıklarını, ne de sizin yaptıklarınızı kimseye anlatmayacağım.
No le diré a nadie lo que intentó hacer, ni lo que tú hiciste.
Ama izliyorum, kızın ne yaptığına dair hiç bir fikri yok.
Pero mirándola... no tenía ni idea de qué hacía.
Hey! Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
Oigan. ¿ Qué creen que hacen?
Ne yaptığını bilmeyen bir hırsız.
Y un ladrón que hace no sabe lo que está haciendo.
Bunu nasıl yaptığını bilmiyoruz. Bu, Karen'ın ona ne yaptığını anlamamız için gerçek bir fırsat olabilir.
Esta podría ser una verdadera oportunidad para comprender lo que Karen le hizo y por qué.
Ne zaman sizin yaptığınız gibi kendi bizonumuz üzerinde uçacağız?
¿ Cuando podremos volar por ahí con nuestro propio bisonte de ese modo?
Eğer ne yaptığını bilseydin o küçük kız yaşıyor olurdu.
Si supieras lo que haces, esa pequeña estaría viva.
Ne yaptığınızı biliyorum.
Sé lo que están haciendo.
Bana beynimi yıkayıp sonra ne isterseniz yaptıracakmışsınız gibi geldi.
Querían lavarme el cerebro para que hiciera lo que querrían.
Amerika Birleşik Devletleri'ne para akışı sağlayan gizli operasyonlar yaptınız.
Creo que ustedes ya han hecho un grupo de operaciones encubiertas que están canalizando dinero de la droga dentro de los Estados Unidos de América.
Bu ne yaptığınızı gerçekten aptal.
Es realmente estúpido lo que estás haciendo.
Ne isim verirsen ver önemli değil. Ama ödememi yaptığınız sürece sen ve sürün güvende olursunuz.
Llámalo como quieras, pero tú y tu rebaño... están a salvo siempre que me pagues lo que debes.
Böylece içeride ne yaptığınızı kimse öğrenemez.
Me aseguraré de que nadie sepa lo que pasa adentro.
Artık yiyecek tedarikimizi doyurmakta olan şeker ile sağlığımız üzerindeki etkilerine ilişkin var olan sürekli kafa karışıklığının yanında, bazı cevaplar almanın tek gerçek yolu benim tekrar şeker yemeye başlamamdan ve bunun vücuduma ne yaptığını görmekten geçiyor.
Con azúcar ahora saturando nuestro suministro de alimentos y la confusión constante sobre sus efectos en nuestra salud, la única forma real de obtener algunas respuestas es para mí para empezar a comer el azúcar de nuevo y ver lo que hace a mi cuerpo.
Oliver'ın ne zaman şaka yaptığını anlamak imkânsız.
Es prácticamente imposible decir cuando Oliver está bromeando.
Yoklamada % 74 alabilirsiniz ama firmanızın ne yaptığını bulana kadar bekleyin.
- Lo sé. Puede conseguir el 74 por ciento, pero espere a que descubran... en qué está metido su bufete.
İkimizin de ne yaptığını bulmaya ihtiyacımız var.
Ambas necesitamos averiguar qué hizo.
Yaptıklarımızı geride bırakmanın ne kadar zor olduğunu bilirim.
Sé lo difícil que es dejar atrás la mierda que hacemos.
Artık kimin yaptırdığını biliyorlar. Ne yapacağımızı...
Y tampoco saben quiénes somos...
Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
¿ Qué diablos cree que hace?
- Siz palyaçolar ne yaptınız?
¿ Pero qué hicieron?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]