Oldukça kötü translate Spanish
916 parallel translation
Pekala. - Spaulding de oldukça kötü.
Bastante malo ya es ser Spaulding.
Yollar oldukça kötü durumda, değil mi?
Sí, los caminos están mal, ¿ verdad?
Sizin açınızdan bile oldukça kötü göründüğünü kabul etmelisiniz.
Debe admitir que no pintaba muy bien para usted.
Oldukça kötü bir tren kazasını bildirmek zorundayız.
Tenemos noticias de un accidente de tren muy grave.
- Şey, efendim... Bir süredir Bullock hisselerinin oldukça kötü durumda olduğunu biliyordum.
Verá señor, hace tiempo que sé que los intereses Bullock tenían problemas.
Birçok kereler oldukça kötü davranmış olabilirler.
"A menudo, pueden haber actuado bastante mal"
İşler oldukça kötü gitti.
Han sido unos días muy duros.
Durum benim için oldukça kötü.
De veras, me veo en problemas.
Ölü bir adamı şahit göstermenin oldukça kötü göründüğünü biliyorum, ama gerçek bu.
Sé que es sospechoso tener a un muerto como testigo, pero es la verdad.
- Lawson'un durumu oldukça kötü.
- Lawson está bien estropeado.
- Oldukça kötü bir enfeksiyon.
La tiene bastante infectada.
Oldukça kötü bir hâlde, değil mi?
Penoso, ¿ eh?
Burada silahla yaralanmış bir adam var. Oldukça kötü.
Escucha, tengo aquí a un hombre herido.
Üzgünüm ki oldukça kötü bir durum.
Es realmente asquerosa.
Bu oldukça kötü biçimli görünüyor.
Es que nos parece bastante pobre.
Bizim İngiliz havasının oldukça kötü olduğunu biliyorum ama bazen şanslı olduğumuz zamanı fark etmiyoruz.
El tiempo inglés es malísimo, pero, a veces, podemos considerarnos afortunados.
Bu gece yayın oldukça kötü görünüyor.
Pero Ia visibilidad es mala.
Senden aldığımı almayı oldukça kötü karşılamış olmalıyım.
¿ Soy muy mala contigo para que me castigues así?
- Oldukça kötü. Sence o...
- Terrible. ¿ Crees que la situación...
- Oldukça kötü.
- Bastante malas...
- Oldukça kötü.
- Bastante negro.
"... oldukça kötü yaralandı. "
"... es gravemente herido "
Bay Cady'yi buranın yerleşmek için oldukça kötü bir yer olduğuna... ikna etmek için yasal yollar olduğunu da unutma.
Sólo recuerda que hay métodos legales para convencer al Sr. Cady... de que éste es un mal lugar para vivir.
Brezilya ormanlarında son bulması oldukça kötü. Şimdi de bir füzeyi ayın yörüngesine oturtmaya çalışacaklar.
Que un misil de 5 millones de dólares dirigido al atlántico Sur... acabe en la jungla brasileña ya es malo, pero ahora quieren hacer que un cohete gire alrededor de la luna.
Bunun oldukça kötü bir şey olduğunu düşün.
Me gusta considerarlo más bien como un reto.
Oldukça kötü bir haber aldım.
Me acabo de enterar de algo terrible.
Duyduğu zaman oldukça kötü davranmış.
Y se enfadó mucho cuando la oyó.
Oldukça kötü.
Está muy mal.
Ailesi olan bir müfettiş söz konusu. Ve oldukça kötü yaralandı.
Tengo un oficial, con familia gravemente herido de bala.
Oldukça kötü, efendim, fakat hala yaşıyor.
Muy mal, pero aún vivo, Señor.
Onun yerinde olmak istemezdim, oldukça kötü değil mi?
Lo debe apreciar muy poco, ¿ eh?
Oldukça kötü yaralanmış.
Estaba bastante malherido.
Oldukça kötü durumda.
Está bastante mal.
Kulağa oldukça kötü geliyor.
Suena bastante feo.
Askerler oldukça kötü bir durumdaydı, kötü bir hâldeydi. Hiçbir zaman unutmayacağım bir adam vardı. Güverteye geldi.
Las tropas se encontraban en bastante mal estado, tenían mal aspecto, sobre todo había un hombre que siempre recordaré venía a bordo, no tenia dientes y se agarraba a un fusil con la bayoneta calada
Fransız karşı taarruzları oldukça kötü planlanmıştı. Olumlu bir netice vermekten de uzaktı.
Los contraataques Franceses cuando se producían estaban pobremente organizados y raras veces presionaban con insistencia.
Amerika televizyonlarının zalim yönü, her ne kadar bu da oldukça kötü olsa da, her şeyi reklamlarla kesmesi değil, eninde sonunda bütün programların reklama dönüşmesidir.
"Lo inhumano de esta TV no es que esté repleta de anuncios," "aunque con eso podría bastar," "sino que todo lo que se emite en el fondo es un anuncio,"
Ziyaret için oldukça kötü bir zaman seçmişsiniz, Komiser.
Ha elegido un mal momento para visitarnos, teniente.
- Oldukça kötü yaralanmış.
- Sí, parece bastante grave...
Gazetelerde okuduğumuza göre, savaş sonrası yıllar her yer için kötü geçti. Suç oranı giderek artıyordu ve dürüst vatandaşlar da suçluları cezaevine tıkmakta oldukça zorluk yaşıyorlardı.
En los periódicos leíamos, claro, que la posguerra fue mala en todas partes, que la delincuencia crecía y que a los ciudadanos honrados les costaba meter en la cárcel a los criminales.
Ya çok kötü bir yalancısın ya da adamın hisleri oldukça kuvvetli.
- O mientes muy mal o el Sr. Craster es muy listo.
Bu oldukça kötü olurdu.
Sería chocante.
O kızlar burada oldukça işler çok kötü.
Bastante mal, cuando esas muchachas están rondando por ahí.
Hakikaten çok kötü bir adammış. Zira oldukça nahoş ve gaddarca bir espri anlayışı varmış. Kötü şöhreti ülke çapında dillere düşmüş.
Un hombre malvado, en verdad ya que dentro de sí tenía un carácter desagradable y cruel por el que se hizo famoso en todo el condado. "
Oldukça haklısınız. İhtimaller çok kötü.
Las probabilidades son pésimas.
Fiziken kötü durumda bir adam için oldukça iyi yarışıyor.
Para no estar en buenas condiciones no lo está haciendo mal.
Ona karşı çok kötü davranmak istemiyorum. Çünkü önemli biri değil. Onu buraya göndermeleri doğrusu beni oldukça şaşırttı.
No quiero abrumarlo, pero me pregunto qué hace ahí.
Tadı kötü değil, oldukça iyi.
Los gustos no es tan malo, bastante bueno.
İç mekanlarda ve kötü hava şartlarında oldukça kullanışlı.
Muy útiles en ambientes con pobre ventilación
Bırakın o günleri tecrübe etmemiş olan gençleri kendi akranlarımız bile o kötü zamanları anlamakta oldukça zorlanacaklardır.
( traductor ) Lo que hemos pasado se difticult de entender incluso para nuestros contemporáneos, y mucho más para las generaciones difticult que no tienen experiencia personal desde aquellos días.
Ve bu yüzden, oldukça hossohbet geçen bu zamanlari sevgiliye ispat edemedigimden dolayi, bunlari kötü bir adama ispatlamaya ve o günlerin bos keyiflerini mahvetmeye kararliyim.
Y puesto que yo no puedo ser el enamorado que seducirá estos tiempos bien hablados estoy determinado a ser el malo y el aguafiestas de estos días frívolos.
kötü 450
kötü çocuk 26
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haberlerim var 53
kötü çocuk 26
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haberlerim var 53
kötü haber 90
kötü şans 106
kötü bir gün geçirdim 16
kötü olmuş 26
kötü bir rüya gördüm 21
kötü günde 30
kötü bir şey 23
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü mü 170
kötü köpek 56
kötü şans 106
kötü bir gün geçirdim 16
kötü olmuş 26
kötü bir rüya gördüm 21
kötü günde 30
kötü bir şey 23
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü mü 170
kötü köpek 56