Orada olacağım translate Spanish
3,464 parallel translation
Orada olacağım.
Ahí estaré.
Biliyorsun bir haftaya orada olacağım ve gelince ilgileneceğim, ama şimdilik bırak kurcalama tamam mı?
Sabes, estaré ahí en una semana y lo revisaré, pero ahora mismo, déjatelo así.
Hazır olduğun zaman, ben orada olacağım.
Bueno... cuando estés listo, Yo estaré allí.
Yani, ne zaman ihtiyacın olursa, senin için orada olacağım.
Entonces estaré ahí para ti, para lo que sea que me necesites.
Yol tarifi var. Orada olacağım.
Tengo las direcciones, y... voy a estar allí.
- Daha sonra orada olacağım.
Bueno, en media hora estoy.
Orada olacağımı söyleyebilirsiniz.
Hazle saber que estaré allí.
8 gibi orada olacağım
Estaré allí sobre las 8 : 00.
Her dakika orada olacağım haline bakılırsa da çok da uzun sürmeyecek.
Estaré ahí a cada momento. Y por tu aspecto, no será tanto tiempo.
Tamam, orada olacağım, en ön sırada.
Vale, bueno, estaré allí, en primera fila.
O zaman orada olacağım.
Bueno, entonces allí estaré.
Bana istediğimi verene kadar ben orada olacağım.
Cuando estés listo para darme lo que quiero, es cuando estaré contigo.
Saat 5'te orada olacağım.
5 : 00, allí estaré.
Güzel, tam orada olacağım.
Bien. Estaré ahí.
Güzel, zamanında orada olacağım.
Está bien, llega a tiempo.
Lütfen ona 15 dakika içinde orada olacağımı söyleyin.
Por favor diga a su Excelencia que estaré allí en 15 minutos. Adiós.
'Tamam anlaştık, orada olacağım'
"Vale, tenemos un trato. Allí estaré".
Orada olacağım.
Allí estaré.
Hadi, ben de orada olacağım.
Vamos, estaré justo aquí. Vamos.
Orada olacağım.
Estaré aquí. Vale.
Bu % 100 otantik asker, şimdi iki hafta boyunca, sen nerede, ben orada olacağım.
Es 100 % autentico, soldado. Ahora, por dos semanas, donde sea que vayas, yo tambien ire.
Orada olacağım.
Estaré allí.
On dakika içinde orada olacağım.
Estaré en diez minutos.
Haftaya orada olacağım.
Estaré allí la semana que viene.
Çünkü orada olacağım ve garip olacak.
Porque yo voy a estar allí, y será raro.
Ben, orada olacağım.
Voy a estar aquí.
Zor zamanlar olacak. Ama ben orada olacağım.
Habrá momentos difíciles pero voy a estar aquí.
Ben 5 dakika içinde orada olacağım
Llego en 5 minutos.
Seni diğer tarafa yollarken orada olacağım, Barnes.
Estaré ahí cuando te entierren, Barnes.
Kapının orada olacağım.
Los espero en la entrada.
Neal'ın tuzağına düşen biri var mı diye bakmak için orada olacağım.
Estaré allí para ver si la trampa de Neal atrapa algo.
- Orada olacağımı başka bilen yoktu.
- Nadie más sabía donde iba a estar.
Yani orada olacağımı bilen başkası da vardı.
Entonces alguien más averiguó donde iba a estar...
Fikrinizi değiştirirseniz, orada olacağım.
Se cambiar la idea, estaré en la mesa al lado.
Çünkü ben de orada olacağım.
Porque voy a estar ahí.
Ama Vicky'e lobide beklemesini söyledim. Biraz sürecek ama orada olacağım dedim.
Pero se lo dije a Vicky, le dije "esperame en el vestíbulo del hotel, puede que me lleve un rato, pero estaré ahí".
Sorun değil, ama orada olacağım.
Perfecto, pero estaré allí.
- Orada olacağım, seni kollarım.
- Estaré allí.
"Sana yazıp'Orada olacağım.'demek istiyorum."
"Quiero escribir y decir que allí estaré".
Bir iki gün içinde Meksika'da olacağız... ve orada 4000 den fazla ölüm tehlikesi var,... kıçımızı korumak gerek.
Según lo veo, tú estarás en México en unos días y hay 4.000 formas de que te maten allá así que cuídate.
İşte tam o anda arka kapıdan sıvışacaksın ve ben de seni orada bekliyor olacağım.
Ahí será cuando salgas por la puerta trasera, donde estaré esperándote.
Bir saatliğine orada bekliyor olacağım.
Estuve una hora esperando afuera.
Ben tam orada sandalyede oturuyor olacağım.
Así que yo estaré sentada en esa silla justo ahí.
Kanınız çekilip, taş gibi kaldınız diye seksi görünmeyecek değilsiniz ya. * Bebek orada başka süper star yok biliyorsun ben olacağım senin paparazzin. *
Sólo porque esté frío muerto y frío como el hielo no significa que no pueda estar frío como el hielo y caliente.
Hayatının geri kalanında orada çalışmaktan mutlu olacağına mı inanayım?
¿ Quieres que espere que hagas algo con tu vida porque pago una renta?
Tüm bildiğim senin burada benim de orada yaşayacağım. Ve bu gece çok ama çok sarhoş olacağız.
Todo lo que sé es que vas a vivir aquí y yo voy a vivir allí, y esta noche vamos a estar muy, muy borrachas.
Gelecekte hayatımızın nasıl olacağını seçene kadar evlenip orada kalacağız. Grayson Malikanesi, Grayson Global ya da Grayson ile alakalı bir şey olmayan hayatı.
Nos casaremos y nos quedaremos allí hasta que elijamos la vida que queremos, una que no involucre a la Mansión Grayson, Grayson Global o algo Grayson.
Orada olacağız, komutanım.
Ahí estaremos, señor!
Orada olacağız, komutanım.
¡ Estaremos ahí, señor!
Ben seni orada bekliyor olacağım.
Te espero allí.
Her zaman orada senin için olacağım.
Siempre estaré ahí para ti.
olacağım 136
orada 2281
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada 2281
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
orada biri var 50
orada ne var 123
oradadır 18
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada biri mi var 55
orada duruyor 22
orada mı 137
orada biri var 50
orada ne var 123
oradadır 18
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada biri mi var 55
orada duruyor 22
orada mı 137
orada olurum 25
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18
orada değil 122
orada kalsın 17
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18
orada değil 122
orada kalsın 17