Oradadır translate Spanish
742 parallel translation
Bildiğim kadarıyla çocukları da belki oradadır, ona seslenip duruyorlardır.
Y por lo que sé, pueden estar incluso sus hijos llamándole.
Devam et, arkadaşların, polisler eminim hepsi hala oradadır.
Adelante, tus amigos los policías seguro que siguen ahí.
Belki de, 42. cadde üzerindeki Mirandi'nın ya da Nat'in barının oradadır.
Quizá esté en el Mirandi o en el bar de Nat, en la Calle 42.
Baksanıza, bütün saçaklarda, payandalarda... Her kuytu köşede asmış yuvasını, bereketli beşiğini. Benim bildiğim kırlangıçlar nereye yerleşirse, en temiz hava oradadır.
No hay cornisa, friso, contrafuerte o atalaya... donde este pájaro no haya prendido su lecho y su nido fecundo donde ellos más crían y residen, según he observado es delicado el aire.
Eğer dağlarda altın varsa, ne zamandır oradadır?
Si hubiera oro en las montañas, ¿ cuánto tiempo habría estado allí?
Hayallerindeki kız oradadır.
La joven de sus sueños.
Dr. Chumley inşallah oradadır, yoksa vay haline!
Y será mejor que el Dr. Chumley esté allí, amigo, o las pagará.
Büyük ihtimalle doktor da oradadır.
Y puede que el doctor también.
Umarım hâlâ oradadır.
Sólo espero que todavía esté allí.
- Belki oradadır.
- Quizá esté allí.
Ve tabii ki... Norman Maine nereye giderse, küçük, tatlı Lola da oradadır.
Y, por supuesto ahí donde va Norman Maine, la hermosa Lola le sigue.
Belki kız oradadır.
Y quizá esa chica pueda estar ahí.
Başka yerde olamaz oradadır kesin.
No puede estar en ningún otro lugar más que allí.
Küçük Beethoven hâlâ oradadır.
Beethoven hijo está todavía en eso.
Annen Cole'la birlikte oradadır.
Tu madre estará allí con Cole.
- Bence hala oradadır.
- Creo que aún sigue ahí.
- Elbette oradadır.
- Estoy seguro.
Eğer ben dediysem, onlar oradadır.
Si digo que están ahí, es que están.
Hep oradadır.
Está ahí.
Onu Capri'de görmeniz lazım. Hep oradadır.
Lo debe haber visto en Capri, él siempre está allí.
Bütün sorunlarınız oradadır. "
Todos tus problemas están ahí dentro. "
Kızlar için en iyi iklim oradadır.
Es el mejor clima para las hijas.
Zengin görünmek günah değil, sadece Tanrı'ya güvenmek lazım hazırım diyorsanız, o oradadır.
No hay nada malo en ello. Es una forma de demostrar nuestra fe en el Señor.
Belki hâlâ oradadır, belki de saatler önce hareket etmiştir.
Puede que siga allí o que haya zarpado.
En iyisi oradadır.
Es el mejor.
bazen sadece bir kişidir, seyirci yada kalabalığın içinde bir yüz, ama daima oradadır.
Algunas veces era solo un espectador, una cara en la multitud. Pero siempre, estaba alli!
O hep oradadır.
Nunca se olvida.
Hepsi oradaysa... amcam da oradadır.
Si están en esa casa, mi tío debe estar allí también.
- En mükemmel gazino oradadır.
El casino es uno de los mejores.
Onun gibi binlerce kadın gördüm. Para neredeyse oradadır.
Las conozco bien, siempre están donde está el dinero.
Evet, oradadır.
Sí, ahí está.
İnsanın zenginliği neredeyse kalbi de oradadır.
Donde un hombre guarda sus riquezas hallarás su corazón.
Juan muhtemelen hâlâ oradadır.
Juan probablemente aún está allí.
- Annem neredeyse oradadır.
- Donde esté mi madre.
Girersin, kadınlar oradadır... birini seçersin. Onunla yarım saat geçirirsin... ve çıktıktan sonra bütün gün moralsizsindir.
Entras, ahí están las mujeres, escoges a una, te encierras con ella media hora, y sales triste para el resto del día.
Muhtemelen oradadır.
Puede que lo hiciese.
Uçurumda sahil evi olan bir doktor var. Pazarları genelde oradadır.
Hay un doctor que tiene una casa en la playa en el acantilado, él suele estar los domingos.
Onu göremediysen, oradadır.
Si no lo has visto, él está allí.
Belki pompanın anahtarı da oradadır.
Puede que esté la del surtidor de gasolina.
Willard'a varır varmaz onları ararız, belki de oradadırlar.
En cuanto lleguemos a Willard les llamaremos. Puede que incluso estén allí.
Yıldızlar da oradadır, Bones.
Y las estrellas seguían allí, Bones.
Nerede bir güçlük varsa Hank ve Roy Spim oradadır insanlarla zararsız küçük böcekler arasındaki mücadeleyi sürdürmeye hazır.
Allí donde haya un reto, encontraremos a Hank y a Roy Spim... preparados para seguir su lucha entre el hombre... y los inofensivos insectos diminutos.
Hâlâ oradadır.
Sigue en Hungría.
Belki hâlâ oradadır. Bulabilirim.
A lo mejor aún puedo rescatarla.
Belki Dr. Watermann oradadır.
Puede que el doctor Watermann esté ahí.
Sizde patron oradadır. Eğer isterse o anda seni kapının önüne bile koyabilir.
Pero el dueño está allí y si se le ocurre te despide.
Benimki de oradadır.
El mío está allí también.
O halde ebeveynime ait kasetler... Hala oradadır.
- Entonces las cintas de mis padres...
Uzakta, köprünün oradadır.
Están lejos.
- Oradadır!
- Listo.
- Belki Jean-Claude da oradadır.
¿ Jean-Claude está allí?
orada 2281
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada biri var 50
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada biri var 50
orada dur 223
orada ne var 123
orada olacağım 346
orada ne yapıyorsun 161
orada neler oluyor 224
orada bekleyin 25
orada biri mi var 55
orada olurum 25
orada mı 137
orada duruyor 22
orada ne var 123
orada olacağım 346
orada ne yapıyorsun 161
orada neler oluyor 224
orada bekleyin 25
orada biri mi var 55
orada olurum 25
orada mı 137
orada duruyor 22
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
oradan çık 18
orada durun 51
orada kalsın 17
orada değil 122
oradakiler 66
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
oradan çık 18
orada durun 51
orada kalsın 17
orada değil 122
oradakiler 66