Saçmalık translate Spanish
16,986 parallel translation
Bay Irving'in kötü şansına,... Leuchter raporu bir saçmalık ve kendisi de bunu biliyor.
Desafortunadamente para el Señor Irving, el informe de Leuchter es flojo y él lo sabe.
Saçmalık ve boş vaatlerden ibaret olsa bile Suzanne'e bir şeyler söyle.
Dile a Suzanne, aunque sea mentira, una promesa vacía...
Saçmalık bu. Anne ya!
Es mentira ¡ Mamá!
Bence bu saçmalık.
Creo que es ridículo.
Bu saçmalık!
¡ Son tonterías!
Değil mi? Daha az OAB toplantıları, daha az öğle yemekleri ve daha az boktan okul kermesleri Sadece daha az saçmalık!
Menos juntas de padres y maestros, menos almuerzos, menos malditas ventas de pasteles, sólo menos estupideces.
Saçmalık.
Y una mierda.
Saçmalık!
¡ Y una puta mierda!
Saçmalık bu!
¡ Eso está mal!
Evet, saçmalık!
¡ Sí, eso está mal!
Dilimi mazur görün ama, bu tam bir saçmalık.
Perdonen mi francés, pero esto es una patraña.
Kafamdayken tamamen saçmalık gibi gelmişti.
En mi cabeza, sonó como una jerigonza total.
Hayır, hayır, bu saçmalık.
No, no, no, no. Esas son patrañas.
Christian, bu düpedüz saçmalık.
Christian, esto es una locura.
Bu saçmalık bitsin artık.
Dame un maldito respiro.
Bu kadar saçmalık yeter!
Suficientes tonterías.
Oh, bu saçmalık.
Oh, eso sin sentido.
- Saçmalık!
- Bruno, no es el momento.
- Evet tabii bunların hepsi saçmalık tek istediğin evlenmekse o ayrı.
¡ Sí! ¿ O eran patrañas y solo querías casarte?
- Saçmalık!
¡ Patrañas!
20 yıl geçtikten sonra mı RCA'yı terkedecek? Saçmalık.
¿ Dejará RCA luego de 20 años?
Saçmalık!
¡ Tonterías!
-... birkaç şey düzelttim. - "Rus casusunu laboratuvara kadar takip ettim ama patlamayı tetiklemeden önce tutuklamayı başaramadım." Saçmalık bu.
He arreglado un par de detalles. "Yo perseguí el espía ruso en el laboratorio pero no lo pudo detener antes de que él desató una explosión". Esto es basura.
Peggy, saçmalık bu.
Peggy, esto es una locura.
Saçmalık bu.
Son estupideces.
- Saçmalık.
- ¡ Mentira!
Saçmalık.
Mentira.
Tam bir saçmalık.
Absoluto sin sentido.
Saçmalık.
Es ridículo.
Saçmalık bu.
Esto es ridículo.
Hepsi saçmalık.
Creo que todo esto es un montón de B. S.
Saçmalık.
Esto es de locos.
Bu saçmalık, sen de farkındasın.
Esto es una mierda y tú lo sabes.
Saçmalık bu.
Eso es ridículo.
Bu ne saçmalık?
¿ En serio?
- Saçmalık bu, ölmesi lazım onun.
- Esto es una estupidez. Debería estar muerta.
Chuck'a casusluk yapmak için kaldım da demeyeceğim zira sen de biliyorsun ki bundan büyük saçmalık yok.
Y no te voy a decir que estoy aquí espiando para Chuck, porque sabes que es una completa maldita tontería.
Saçmalık.
Mierda.
Siz ikiniz, mevzuyu oradan alıp buraya çektiniz ve kafanızda bu lanet hikâyeyi oluşturdunuz ve hepsi saçmalık!
Uds. dos, sacan esto de aquí y eso de allá, y se hacen toda una historia en su cabeza y es basura.
Merak ettim. - Saçmalık!
Me preocupé.
Hepsi saçmalık.
[Burla ] - [ Murmullo ] - [ hombre] Total BS.
Bu saçmalık.
- Eso es una porquería.
- Saçmalık, kardeşim.
- Ese es el trato, hombre.
Üzgünüm, saçmalık Satanik turizmi, - Bunu ciddiye almalı mıyım?
¿ Debo de tomar en serio la mierda de turismo satánico?
Bu saçmalık değil benim için, tamam mı?
Esto no es una mierda para mí, ¿ de acuerdo?
Bu saçmalık.
Esto es una locura.
Bu cıvık cıvık bir aşk saçmalığı.
Esto son tonterías de un cuelgue.
Şaçmalık bu. Ne yapıyor bunlar?
Es ridículo. ¿ Qué están haciendo?
Gerçeğe bu kadar bağlı kalmaya çalışmana hayran kaldım Sameen'ciğim. Ama sence de artık bu saçmalığa bir son vermenin zamanı gelmedi mi?
Aprecio su esfuerzo porque esto parezca auténtico, mi querida Sameen, pero es hora de acabar con esta pantomima, ¿ no cree?
- Saçmalık.
- Tonterías.
Saçmalık.
Sí, ¿ por qué no?
saçmalık bu 191
saçmalık mı 20
saçmalama 1352
saçma 804
saçmalıyorsun 156
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçma sapan konuşma 57
saçmalıyor 21
saçmalamıyorum 22
saçmalık mı 20
saçmalama 1352
saçma 804
saçmalıyorsun 156
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçma sapan konuşma 57
saçmalıyor 21
saçmalamıyorum 22