English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Sunu

Sunu translate Spanish

98,798 parallel translation
Ama şunu bil, yaptığım herşey sadakatimizin sorgulanmasına neden olabilir. Ve şu anda, çok önemli işler yapıyoruz.
Pero tienes que saber que lo que haga, podrían usarlo para cuestionar nuestra lealtad, y ahora mismo, hay grandes cosas gestándose.
Kendine şunu sor, sert çocuk.
Pues, hazte una pregunta, tipo duro.
- Kes şunu.
- ¡ Para!
İç şunu.
Bébelo.
- Yapma şunu!
- ¿ Desde cuándo miras a Almanac?
Şunu dinle.
"Christopher aparece con un acorde de bajo que realmente me enardece."
Şunu bilmeni istiyorum, sana zarar vereceğini bilsem bunların hiçbirini yapmazdım.
Quiero que comprendas que nunca lo hubiera hecho de haber creído que te haría daño.
Hayır. Şunu yapmayın.
No, basta.
Hayatım, kapatır mısın şunu?
Tesoro, apágalo.
- Gidip şunu diyelim :
- ¿ De qué serviría?
Bu arada seni utandırmak istemem ama şunu söylemek istedim, burada daha çok vakit geçirmek Matthew'a çok zor geliyordu ama ikiniz bu süreci çok daha kolay hâle getirdiniz.
Hola. No quiero abochornarte ni nada por el estilo, pero... solo quiero decirte que fue duro para Matthew cuando empezó a pasar más tiempo aquí, y vosotros lo habéis hecho todo más fácil, así que...
Ama sen de şunu anla ben Yedi Krallık'ın gerçek kraliçesiyim.
También es justo destacar que soy la legítima Reina de los Siete Reinos.
Şunu açıklığa kavuşturalım.
Déjame aclarar algo.
- Tut şunu, sıkı tut.
- Mantenedlo apretado.
Şunu duydun mu?
¿ Oyes eso?
Şunu indir!
¡ Baja eso!
Aç şunu.
Ábrelo.
Evet. Yap şunu.
Bueno, hazlo.
Yap şunu! Hadi!
¡ Hazlo!
Kardeşim hep şunu söylemişti...
Mi hermano siempre ha dicho que...
Kes şunu.
Termina con esto.
Oh, ama şunu bilmeni isterim ki... seni Rosewood'a getirmek için ne kadar uğraştık bilemezsin.
Si sólo pudieras saber... cuánto tiempo han estado en movimiento los engranajes... para traerte a Rosewood.
Şunu bir dinle.
Bueno, escúchame.
- Şunu çıkarır mısın?
- ¿ Quieres coger ese?
Ben şunu çıkarayım.
Yo cogeré este.
- Al şunu.
- Ten.
Yapma şunu, lütfen!
¡ Acaba con esto, por favor!
İç şunu, iyi gelecektir.
Bebe, ayudará.
Baba, düşündümde şunu bilmeni isterim ki... Geri dönüyorum.
Papá, quería decirte que... voy a volver.
Kes şunu!
¡ Acaba con esto!
Şunu bırakır mısın?
Oye, ¿ quieres dejarlo ya?
Yap, Holden. Yap şunu!
Hazlo, Holden. ¡ Hazlo!
- Tamam, kes şunu.
- ¿ Josh? - Muy bien, para.
Şimdi ver şunu bana.
Ahora dámelo.
Sadece kendine şunu sormalısın,
Solo tienes que preguntarte qué es lo más importante para ti :
Bana şunu söyle. "Büyük Gün" den öğrendiğin en hoşuna giden şey ne?
Dime algo. ¿ Qué es lo que más te ha gustado de lo que has aprendido del Gran Día?
Pekala, yakala şunu.
Muy bien. Toma esta.
Şunu demek istedim.
Hablaba en serio.
Tamam dostum, şunu yapalım.
Bien, amigo. Vamos a hacer eso. Así.
Haydi yapalım şunu.
Hagámoslo.
Kes şunu. Aklını kaybediyorsun.
- Has perdido la razón.
Ver şunu bana.
- Dame eso.
- Adam, kes şunu.
Adam, ya basta.
O öldükten sonra şunu farkettim gerçek aşkın ne kadar nadir olduğunu ve onsuz bir hayatın ne kadar berbat olduğunu.
No fue hasta que murió que me di cuenta lo raro que es el amor verdadero y lo terrible que es vivir sin él.
Kapat şunu, Greg.
No quiero ver esto.
- Aç şunu!
- ¡ Ábrela!
Sadece ya şunu, Rachel.
Inyéctala ya, Rachel.
Rhea beni öldürse de şunu duymamış olsam.
Rao, espero que Rhea me mate.
- Hayır, kes şunu.
No, detente.
Dostum şunu anlaman gerek.
Compadre, tienes que entender.
Şunu bilin bu şansa bırakmak değil. Hesaplanmış risk söz konusu.
Pero tienen que entender que esto no es una apuesta, es un riesgo calculado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]