Toplam translate Spanish
4,276 parallel translation
Birinde vardı birkaç koçan Diğeri toplamış bir yığın saman
One has a bushel? And one has a peck
Dün ne kadar toplamıştı.
¿ Cuantos recogio ayer?
Toplam sekiz yüz yirmi beş bin mark ediyor.
Eso hace un total de 825 mil marcos.
Z-Land, en büyük kabuslarınızın bir toplamı gibidir.
Zombilandia es como una colección de grandes éxitos de pesadillas.
Tabii severler. Magnus'un odası eski evimizin salonuyla mutfağının toplamı kadar.
El cuarto de Magnus es más grande que nuestra sala y cocina vieja juntas.
Michael rüya takımını toplamıştı ve sıra patronunu etkilemeye geldi.
Michael había reunido a su equipo soñado, y ahora tocaba maravillar a su jefe.
Bugün işten buraya geldim ve Taryn eşyalarını toplamış kaçmak için yabancı birinin gelip onu almasını bekliyordu.
Vuelvo de trabajar hoy Taryn y encuentro con todas sus maletas hechas, esperando que el prximo extrañas vienen buscarla.
Joe Carroll bu kadar insanı nasıl toplamış?
¿ Cómo hizo Joe Carroll para juntar a toda esta gente?
Toplam 4 dakika 25 saniyede girip çıkmış olacağız.
ENTRAMOS Y SALIMOS EN 4.25 MINUTOS.
- Toplam kaç yapar?
- ¿ SABES CUÁNTO ES ESO?
Kitap başına 10 bin, toplam 100 bin dolar eder.
A DIEZ MIL CADA UNO, SON CIEN MIL.
James'in İncilinden toplam 10 tane sahte kopya yapacaksın.
MIRA, HARÁS DIEZ FALSIFICACIONES DEL EVANGELIO SEGÚN SANTIAGO.
İki artı yedi dokuz yapar, yirmi yedinin toplamı dokuz da yapıyor.
Oh27! 2 + 7 es nueve, total de27 es también 9!
Yazması, ilk ikisinin toplamından daha uzun sürdü, orası kesin.
Tardé más en escribirlo que los otros dos juntos.
Şunu anlaman gerek ki, artık ben bile toplam sayıyı bilmiyorum.
Lo que tienes que entender es que ni siquiera yo tengo ni idea del número.
- Sana tavsiyem : O kızlayken gücünü toplamış olman gerek. Yoksa küçük şirin ağzı çavdar sapıyla bir kavunu emebilir.
- También un consejo tal vez quiera mantener su fuerza con esa porque su dulce boquita puede chupar un melón por un tallo de centeno.
Muhtemelen hepimizin toplamından fazla kazanıyordur.
Probablemente esté ganando más que nosotros tres juntos.
En iyi DJ'leri getirdiler. Hatta para bile toplamışlardı.
Y hasta hicieron una colecta.
Bütün para birimlerinin toplamından daha değerli.
Con más valor que la suma de cualquier moneda.
Günün toplam kazancı, bir sandviç.
Ganancias totales del día : un sándwich.
Bu yolla davaların yüzde 70 80'nini toplamış oluruz.
Así podremos reunir el 70-80 % de las reclamaciones.
Bize toplam tutarlar üzerine bildiri getirdiğin için çok teşekkürler.
Muchas gracias por traernos el memorando con los totales.
Ben, korktuğu her şeyin toplamıydım.
Yo era todo lo que él temía.
Tamam, harika, Chi-Chi, neden ateş yakmak için biraz odun toplamıyorsun?
De acuerdo. Chichi, ¿ por qué no recoges madera para el fuego y yo les enseño el cebadero?
Sanırım toplam üç kişiler.
Aparentemente son tres hombres en total.
Toplam 9.720.000 dolar.
Son 9.720.000 dólares.
Bay Bailey ayrılırken tüm okulu toplamıştınız.
Por el Sr. Bailey reunieron a toda la escuela cuando se fue.
- Toplam 128.
- 128.
Toplam ağırlık ne kadar?
¿ Cuál es el peso total?
Bu gardiyanı internet erişimi için kullanmış. Bir kült gibi kendine mürit toplamış.
Usó a este guardia para obtener acceso a internet y crear un sequito, parecido a un culto.
Neden çocukları benim evimde toplamıyorsun?
¿ Por qué no los reúnes en mi casa?
Maren burada olsaydı şimdiye çoktan valizlerini toplamıştın bile.
Maren habían estado aquí - - Había estado haciendo y el paquete ahora.
Babanın hesaplarını inceliyordum ve... o zaman zaman para çekiyormuş, toplamı neredeyse $ 20,000.
Estaba repasando las finanzas de tu padre y estaba retirando dinero, llegando a sumar 20.000 dólares.
Şu an dünyada, insanlık tarihinde görülen hastalıkların toplamından fazla hastalık olduğunu biliyor muydun?
¿ Sabes que hoy en día hay más enfermedades que en cualquier otro momento en la historia de la humanidad?
Toplam üç kişiyiz.
Son 3 en total.
Aşağıda imzası bulunan ben Stentonford ve Hersham seçim bölgesi için seçim memuru olarak işbu seçimde her bir adayın kaydedilen oylarının toplam sayısını tebliğ eder, şu şekilde dağıldığını bildiririm ;
Yo, el abajo firmante siendo el escrutador oficial del distrito electoral de Stentonford y Hersham, en este acto notifico que el número total de votos obtenidos por cada candidato en estas elecciones es el siguiente.
Toplam dokuz tane.
Nueve en total.
Mizonokuchi hepsini bulup bir araya toplamış.
Mizonokuchi los encontró a todos.
Ayağın su toplamış.
¿ Te está saliendo una ampolla?
Giysilerini toplamış.
Había empacado una muda de ropa.
Tabii ki benim elim de armut toplamıyor.
Claro, yo también tengo mi propia "reserva de garndeza".
Şarkılarındaki iğrenç kalite, boş şarkı sözleri plak toplamı acımasızca.
La baja calidad de sus canciones, la puerilidad de las letras...
12 yılda toplamış olmalıydın.
Usted ha tenido 12 años para trabajar hasta las canicas...
Vay be! 65 milyon Amerikan Doları ediyor toplam.
Son unos 65 millones de dólares americanos.
Dünya'da bile toplam bu kadar para... 50,000.
Mira, no hay suficiente dinero en el mundo...
Yaklaşık 40 milyon $ toplam maliyetle...
Se estima que más de 30,000 personas han estado involucradas...
Toplam altı yanık kurbanı.
Seis víctimas de quemaduras en total.
Bunu toplam 10 kişiye söyledin, yani biraz matematik...
Pues, como se lo dijo como a diez personas, hice la cuenta.
Ve bir kez daha, Rebecca ve Chelsea dikkatleri toplamıştı.
Y una vez más, Rebecca y Chelsea acapararon toda la atención, y a mí me olvidaron.
Toplam ne kadar?
¿ Cuánto pagarán?
Eminim ki bütün kızları Hollywood'a toplamışsınızdır.
Seguro que todos tenéis chicas en Hollywood, ¿ no?
toplantı 23
topla 36
toplan 23
toplar 29
topla kendini 55
toplanın 157
toplantı bitmiştir 34
toplantı mı 18
topla 36
toplan 23
toplar 29
topla kendini 55
toplanın 157
toplantı bitmiştir 34
toplantı mı 18