English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ T ] / Toplar

Toplar translate Spanish

5,350 parallel translation
Hemen toplar mısın?
¿ Podrías hacerlo ahora?
İyi bahşiş toplarım.
Obtengo buenas propinas.
Bu iyi denir "Topları Life paketi"
Esto se llama así "La vida por las bolas paquete"
Herkes sana çalışırsa, Onun topları tuz tekme.
Si alguien trata de usted, pateas la sal de sus bolas.
Büyük koca toplar.
Bolas profundas en la mierda.
Bir Yankee taraftarı, seni bu şapkayı giydiğin için toplarından asarken, Ben burada oturacağım, Sana kıçımla gülüyor olacağım.
Cuando un fan de los Yankees te cuelgue por usar eso estaré sentado, muriéndome de la risa.
O bilardo toplarının sürekli bir aşağı bir yukarı gidişi dikkatimi dağıttı ve üstelik devam ettikçe sahne daha da beter hale geldi.
Eso fue una distracción real para mí ahí, la forma en que todas esas bolas de billar rebotaban alrededor de esa manera, y la escena se agrava a medida que avanza.
Bowlingin ilk kuralı : ortada toplar ve delikler vardır. Ve biz yetişkin insanlarız.
La primera regla del boliche es que hay hoyos y hay bolas y somos adultos y hay que comportarse.
Kaldırın topları! - Kısa düşüyor!
- ¡ Sostenlos, maldita sea, no llega!
Kremalı karamel toplarımı yemeden daha önce yaşadığınızı düşünmeyin.
Vosotros no han vivido hasta que hayan probado mi Creamy Caramel Clusters.
Biz insan toplarız.
Nosotros reunimos personas.
Bizim havan toplarındanlardan biri yaptı diye düşünecekler.
Piensan que fue uno de nuestros morteros.
Toplarımda senin lanet içeceğinden daha fazla protein var.
Tengo más proteína entre mis bolas que en tu puto batido.
Toplarını tutup, vücudundan ayıracaklar ve kulağına koyacaklar.
Ellos van a tomar su bolas, cortarlos de su cuerpo, y los puso en las orejas.
ŞAMPUAN BOYA ninenin parasını hemen toplarız.
CHAMPÚ PARA TEÑIDO tendremos el dinero de la abuela en poco tiempo.
Dürüst olmam gerekirse oynamayı çok sevdiğim müthiş topları var.
Si soy sincero tiene unas bolas fantásticas con las que me encanta jugar.
Parçaları toplar, her şeye yeniden başlarsın.
Recoges los trozos y vuelves a empezar.
Holt Mulligan, topları Mississippi'ye mi gönderiyorsun?
Holt Mulligan, ¿ golpeando bolas hacia el Mississippi?
Bak, Hollywood'un ağır toplarından birisin biliyorum, bu işe de ihtiyacın yok.
Escucha, sé que eres un tipo grande de Hollywood, obviamente, no es necesario este trabajo.
Düşüncelerimi toplarım.
Pensar un poco...
- Bay büyük "toplar".
- Ya. - Sr. Pelotas grandes.
Dansçılar, su toplar.
Somos bailarines, tenemos ampollas.
Topları dikmişsin?
¿ Ya preparado?
Tankları, atları, topları var mı?
¿ Tienen tanques, caballos, artillería?
- Ben toplarım.
- Yo limpio.
Siz herkesi buraya topladınız, ben de ortalığı toplarım.
Ustedes trajeron a todos, yo limpio.
Gece görüşünde James Franco'nun toplarını kaşırkenki görüntüleri istemiyorum artık.
No quiero más material de visión nocturna de James Franco ajustándose las pelotas.
Kayganlaştırıcı kullanmazsan, su toplar.
Si no te lubricas, salen ampollas.
bin Laden'e Hitler'e veya Un'a karşı bir skor, almak istiyorsan, onu toplarından kavrarsın!
Cuando se anota un bin Laden o un Hitler o un Un, lo toma por las bolas!
- Çalı çırpı toplarız işte.
- No tenemos suficiente madera.
Sonra toplarını indirip, rüzgarı arkasına alarak kaçmaya devam edecek.
Dejará descansar sus armas y se pondrá a favor de viento, y seguirá huyendo.
Ön tarafta toplarımız olmadığı sürece onların keyfi bozulmaz ki.
Sin cañones de proa seremos presa fácil para sus cañones.
- Mavi toplarını taksinin arkasında takılırken gördüm, ve onun için çok üzüldüm!
Vi sus bolas azules colgando de atrás de su taxi.. .. y sentí mucha pena por él.
Onu toplarınla almalısın ve onları sürüşe çıkarmalısın
Tienes que tomarlo por las bolas. Y llevarlo de paseo.
- kahverengi toplar? Yeah!
- ¿ Bolas marrones?
bunu yeneceksin, evlat onların toplarını tutmalı ve sürüşün tadını çıkarmalısın!
¡ Tendrás éxito, niño! ¡ Debes agarrarlos por las bolas y disfrutar el paseo!
Bryson'ın orada kilit vurduğu tek şey o toplar değil.
Esos cañones no son lo único que Bryson ha encerrado ahí abajo con él.
Yani hızla yaklaşacağız toplarımızla iyice döveceğiz ve sonra savaşı güvertesine taşıyacağız.
Así que nos acercaremos rápidamente, la golpearemos bien a cañonazos y luego llevaremos la lucha a las cubiertas.
Tüm toplar, ateş açın!
¡ Todos los cañones, abran fuego!
Bilinen tanıdıklarının izini sürüp gidebileceği yerlere dair bilgi toplarız.
Ubicamos sus fuentes conocidas cortamos los canales de información por los que podría desplazarse.
Toplarım kadar sıcak oldum.
Me muero de calor.
Toplarını tekmelesem nasıl olurdu?
¿ Qué te parece si te pateo las pelotas?
Topların.
Oh, tus pelotas.
Öyle olursa adamın toplarını öğütücüye atar.
Como sea. lo tiene agarrado de las pelotas. Se nota.
Topların öğütücü içindeyken konuşacak bir şey kalmaz.
Y nunca sabes lo que puede hacer una persona agarrada de las pelotas.
- Kim neden toplar ki onları?
¿ Por qué coleccionaría alguien eso?
Topları bana at.
Lanzenme los balones.
Evet! Toplar buraya, lütfen!
¡ Los balones aquí, por favor!
Artık bu şişirilebilir toplar ve ilaçlar yok.
No más trata de pelotas inflables y drogas knockout.
Eğer ki toplar bizleri dış düşmanlara karşı koruyorsa o zaman sanat da bizleri sadelikten ve sıradanlıktan korur. Aptallığın girişimlerine karşı iç düşüncelerimizi kontrol etmemizi sağlar.
Si las armas nos defienden externamente, sin duda, es el arte... lo que nos defiende continuamente contra lo simple, contra la estupidez eterna intentando tomar el control del interior.
Prusyalılar, toplarını gönderiyor. Bizse sempati.
Los prusianos envían cañones, y nosotros enviamos nuestra simpatía.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]