English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ T ] / Toplan

Toplan translate Spanish

4,778 parallel translation
Ve yarın akşam, randevusundan sonra toplanıp Nolan'ın bu pedofil yamyamdan kurtulup kurtulamadığına bakalım.
Y mañana por la noche, creo que todos deberíamos juntarnos para ver si Nolan se escapó de ese pederasta caníbal.
Bu tip gruplar genelde hücre evlerinde toplanır.
Este tipo grupos trabajan a menudo en células.
Bu tip gruplar genelde hücre evlerinde toplanır.
- Este tipo de grupos a menudo trabajan en células.
Bu tip gruplar genelde hücre evlerinde toplanır.
Estos grupos suelen trabajar en células.
- Zararlı atıklar burada toplanıyor.
- Eliminación de residuos peligrosos.
Tamam, grup toplan.
Bien, entonces, equipo, júntense.
Pekala, toplanın.
De acuerdo. Acérquense.
Her ay Manny'nin yerinde toplanırdık.
Nos reunimos todos los meses en Manny's.
Hepimizin sarhoş olarak toplanıp ikinci sezon sahneleri hakkında yaptığımız yorumları.
Donde todos nos emborrachamos y comentamos acerca de lo que pasó durante el rodaje de esta temporada.
Toplanın!
¡ Vamos!
Toplanın!
¡ vamos!
Toplanın.
Dámelo.
Toplanın, arılar!
! Vamos, abejas!
Toplanın, toplanın, sokulun.
Acercáos, acercáos, en corro.
Toplanın.
Oigan, reúnanse.
Tamam, toplanın, toplanın.
Bien, vengan, vengan.
Belki bir ara toplanıp konuşuruz.
Quizás podemos quedar algún día y hablar.
Millet? Toplanın ki Peralta'ya sizin önünüzde bağırabileyim.
Acérquense para que pueda llamar la atención a Peralta delante suya.
Toplanın.
Acercaos.
Birkaç ilkokul partisine davet edilmiştim. Orada çocuklar etrafta aptalca koşuyordu ama şimdi erkek ve kızlar hep beraber bodrum katında toplanıyor.
Quiero decir, a las pocas fiestas de la escuela de primaria que fui invitado, los chicos corrían alrededor y eran estúpidos, pero ahora hay chicos y chicas, y todo el mundo se la pasa en el sótano.
Kutlamak için toplanıyoruz.
Reúnanse para celebrar.
Gelmiş geçmiş en iyi polisiye film için toplanın bakalım.
Así que, agrupaos para la mejor película de polis de todos los tiempos.
Cadılık Konseyi yalnızca en vahim durumlarda toplanır.
El Concejo de Hechicería se reúne sólo bajo las más graves circunstancias.
Bu EDTA tüpünde toplanırsa daha sağlıklı olur.
Conservante de sangre. Eso coincidiría con la sangre recogida en un tubo con AEDT.
Gelin, toplanın.
Apúrense. Reúnanse.
"Arra, Arra, toplanın buraya."
"Arrah, Arrah, y acérquense,"
Jarvis, toplanıp beni takip etsen iyi olacak.
Jarvis, mejor empaca y sígueme.
İşte zaten sürekli birliktesiniz sonra akşamları toplanıp oyun oynuyorsunuz çizgi roman dükkanına gidiyorsunuz.
Pasas todo el día con ellos en el trabajo y luego sales con ellos de noche, juegan, van a la tienda de historietas.
Doğru ama normalde Holocom'un etrafına toplanıp bir şeyleri öğrendiğimiz kısımdır bu.
Claro, pero esta es la parte en que vamos a la mesa holográfica y nos enteramos de cosas.
Eşyaların toplanıp evine gönderilecektir.
Reunirán tus cosas y te las enviarán a tu casa.
Toplan, toplan. Bir müzik koyalım, ortam yumuşasın ve şu partiyi başlatalım.
Pongamos música, relajemos el ambiente y empecemos la fiesta.
Kral için daha önce de savaştım Genellikle Baily'de toplanırız.
He luchado por el rey antes. Por lo general, nos reuníamos en el Bailey.
Neden boş bir dairede gizli bir şekilde toplanıyoruz?
¿ Por qué tenemos una reunión secreta en un loft vacío?
Tüm birimler, toplanın.
Todas las unidades reunirse a mi señal.
Toplan, toplan, toplan. Hey! Hey!
¡ Reunión, reunión! Quiero darle las gracias a mis propias manos por ser tan increíbles.
Toplan, toplan!
¡ Reunión, reunión!
Hey! Toplanın.
¡ Reunión!
Daniel Douglas ile bir daha mı toplanıyorsun?
¿ Te reúnes de nuevo con Daniel Douglas?
Yılda bir defa toplanırız, gördüğünüz gibi.
Y una vez al año nos reunimos todos. Y aquí estamos.
Pekâlâ, millet. Toplanın.
Muy bien, todos, recojan.
- Toplanın.
- Reunir todo el año.
Elimde bir sebep olmadan yılın ortasında toplanıp buraya gelmemin imkanı yok.
No puedo irme sin más a mitad del año escolar sin una buena razón y venirme aquí.
Hadi, millet. Toplanın.
Vamos, todos, despierta.
Toplanıp gidelim hadi.
Empaquetemos las cosas y movámonos.
İyi akşamlar. Öğrenci topluluğu, gönüllülük sınavına hoş geldiniz. Bu sene prostat kanserine farkındalık kalplerinize hassaslık yaratmak için burada toplanıyoruz.
Buenas noches, bienvenidos a el concurso de caridad de la asociación estudiantil, que este año recauda fondos por la consciencia del cáncer de próstata, una causa cercana a nuestros corazones, en todos los sentidos, no el literal.
Tekrar bir araya toplanıyorlar seni aptal.
Se están reagrupando, idiota.
Tek yaptıkları bir masanın etrafında toplanıp imkansızı başarmak hakkında viyaklamak.
No hacen más que sentarse en una mesa y decir tonterías sobre hacer lo imposible.
adam uyuyanın etrafına toplanır, sıkıca tutar onu, tatlıca sarılır, bilirsiniz, insan hakları.
Se acurruca alrededor de Walker, lo sostiene apretado, una cuchara dulce, de lo cual nacen, ya sabéis, los derechos civiles.
Sonra bunlar final süreniz olarak toplanıyor.
Entonces, estos son sumados Para su tiempo final.
Toplanın!
¡ Hora de reagruparse!
Toplanın.
Acérquense.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]