Yapmak istemiyorum translate Spanish
2,967 parallel translation
Ama bunu senle yapmak istemiyorum.
Pero no quiero hacer eso contigo, ¿ está bien?
Ona bunu yapmak istemiyorum.
Nunca seré algo más para ella.
Bu parayla bir şey yapmak istemiyorum. ", demiştim.
No quiero tener nada que ver ".
Bak, bunu yapmak istemiyorum.
Mira, no quiero hacer esto.
Bunları yapmak istemiyorum.
No quiero hacer cosas.
Aynı bana öğrettiğin gibi bunları yapmak istemiyorum.
Solo quiero no hacer cosas, tal como tú me enseñaste.
- Teklifin için teşekkürler, ama bu davete numara yapmak istemiyorum.
Gracias por el ofrecimiento, pero no pretendo que esta sea una visita de cortesía.
Yapmak istemiyorum.
No tengo ganas de hacerlo.
Bir daha asla yapmak istemiyorum.
No quiero volver a hacerlo nunca.
Aptalca şeyler yapmak istemiyorum.
No me gusta un carajo.
Bunu yapmak istemiyorum.
No quiero hacer esto. ¡ No quiero hacer esto!
Bunu yapmak istemiyorum.
¡ No quiero hacer esto!
Michael, ben bunu yapmak istemiyorum herkes adına karar veren olmak istemiyorum.
Michael, no quiero hacer las cosas decidiendo por todos.
Sadece yalnız yapmak istemiyorum. Tamam.
Tan solo no quiero hacerlo sola.
Çünkü öyle olduğu zaman yapmak zorunda olduğum şeyi yapmak istemiyorum.
Porque no quiero que hagas lo que yo haría si lo hiciste.
Bay'in tanıklık yapmasını gerektirecek hiçbir şey yapmak istemiyorum.
No quiero hacer nada donde Bay tenga que testificar.
Bebeğim, ben bu vajina kalıbıyla seks yapmak istemiyorum.
Nena, no quiero hacerlo con este molde.
Ben kapanış yapmak istemiyorum.
Vale, es que yo no quiero terminar.
Senin paranla hiçbir şey yapmak istemiyorum Matthew.
No quiero tener nada que ver con tu dinero, Matthew.
Tamam fikrimi değiştirdim, bunu artık yapmak istemiyorum.
Vale, he cambiado de idea. No quiero seguir con esto.
Evet, biz garip maymun insanları yalnız bırakın. Bunları yapmak istemiyorum Carrie.
Sí, dejadnos solos a la gente simiesca grotesca.
Ben de yapmak istemiyorum ama Hope kontrolden çıktı,.. ... beni patakladığında işe yaradığına göre...
Mira, a mí tampoco me gusta pero está fuera de control, y funcionó cuando me pegaste a mí, así que...
Bunu yapmak istemiyorum.
No quiero hacerlo.
Sen isteyene kadar bunu yapmak istemiyorum.
No quiero hacerlo a no ser que tú quieras.
Aynı hatayı yapmak istemiyorum tekrar.
Así que no quiero cometer ese error de nuevo.
Senden değişmeni isteyebilirim, ya da kendimi değiştirmeye kalkabilirim. Ama o hatayı yaptım ve mutlaka biri mutsuz oldu. Aynını yapmak istemiyorum, tamam mı?
Podría pedirte que cambiaras, o podría intentar cambiar por ti, pero he cometido ese error, y siempre acaba alguien siendo infeliz, y no quiero volver a hacerlo, ¿ de acuerdo?
Dinle, sana baskı yapmak istemiyorum.
Mira, no quiero presionarte.
Sana baskı yapmak istemiyorum.
No es para presionarte.
- Bunu tekrar yapmak istemiyorum.
- No quiero hacer esto otra vez.
Sean ile aramızdaki durum kesinleşinceye kadar bir şey yapmak istemiyorum.
No voy a hacer nada hasta que no esté segura de qué pasa con... Sean y yo.
Elise ben bu restoran işini yapmak istemiyorum.
Elise, he terminado en el restaurante.
Artık bunu yapmak istemiyorum.
No quiero seguir haciendo esto.
Burada yapmak istemiyorum.
No sé qué hacer con esto.
Eğer sen gerçekten istemiyorsan burada olmak, bunu yapmak istemiyorum.
No quiero hacer esto, estar aquí, a menos que sea algo que de verdad quieres.
Ben çocuk yapmak istemiyorum...
No quiero tener hijos
Hiç kimseyle hiç bir şey yapmak istemiyorum...
No quiero tener nada que ver con ninguno de los dos...
- Elbette yapmak istemiyorum.
Porque no es lo que yo quiero.
Bunu yapmak istemiyorum.
- No quiero hacer eso.
Ama ben... Ben doğru olanı yapmak istemiyorum.
Pero yo no...
Buraya onun için taşındım hayatımı onunla yaşamak istiyorum ve bunu bozacak hiçbir şey yapmak istemiyorum.
Me mudé aquí para estar con él... y quiero pasar mi vida con él, y no quiero hacer nada que vaya a estropearlo.
Bak, sana baskı yapmak istemiyorum.
Mira, no quiero presionarte.
Tatlım, sana hazır olduğunu gösteren şeylerin listesini yapmak istemiyorum.
Cariño, no quiero darte una lista de todas las maneras en las que estás preparada.
Düğün işi yapmak istemiyorum.
No quiero hacer una boda.
Bunu tekrar yapmak istemiyorum.
No quiero tener que hacer esto de nuevo.
- Bu, evet-evet şeklinde bir evet mi yoksa, gerçekten - yapmak - istemiyorum ama eski - karım - beni - yıprattı şeklinde bir evet mi?
- Sí. - Eso es un sí-sí, o un sí-en-realidad-no-quiero - pero-mi-ex-me-agota?
Bunu yapmak istemiyorum.
No quiero hacer esto.
- Bunu yapmak istemiyorum.
- No quiero hacer esto.
- Yapmak istemiyorum.
- No quiero hacerlo.
Bana inanmış olan insanlara sırtımı dönmek istemiyorum. Öte yandan bu harika iş fırsatını görmezden gelemem. Yeni alanlar keşfetmek, icatlar, buluşlar yapmak.
No quiero dar la espalda a aquellas personas que creyeron en mí... pero al mismo tiempo, no puedo ignorar... la oportunidad de hacer un trabajo genial... de explorar nuevos caminos, de innovar y de descubrir.
Sean ile aramamızda ki şey konusunda emin olana kadar... bir şey yapmak istemiyorum.
Sean y yo.
Seninle kutlama yapmak falan istemiyorum.
No quiero celebrar contigo.
istemiyorum 1125
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmayın 745
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapma be 35
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapma be 35
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmak zorundasın 42
yapmayın çocuklar 34
yapmak mı 28
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmak zorundasın 42
yapmayın çocuklar 34
yapmak mı 28