English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yukarıya

Yukarıya translate Spanish

4,305 parallel translation
daha yukarıya ki gökyüzüne ulaşabileyim bir gün " diye diledim bir kere daha
I stretch out my hands someday.
İşler benim için nasıl başlayıp son bulacak daha yukarıya ki gökyüzüne ulaşabileyim
Henji mo nai jimonjitou subete wa sou Jibun Shidai owari mo mo hajimari whether it's the beginning or the end. I stretch out my hands.
Önce yukarıya çıkmalıyız.
Bien, primero tenemos que ir arriba.
Genişlet, ama yukarıya doğru.
¡ Hazla más ancha hacia arriba!
Yakın gelecekteki üvey baban torpil yapacak ve o koca kıçını yukarıya çıkarmana yardım edecek.
Tu futuro padrastro moverá algunos hilos y empujará tu trasero gordo hacia la escalera corporativa.
Yukarıya yakınmandan bahsediyorum. # Yukarıya konuş # # suratını asmadan önce # # dua et o seni dinler # # ve sadece sana yardım eder # # yukarıya konuş # # dua etmeyi dene # 7 / 24 açıktır.
Hablo de subir las escaleras a un departamento diferente. ¿ Cómo...? Todas las líneas están abiertas 24 horas durante los siete días de la semana.
Yukarıya bakıyor.
Mirando hacia arriba.
daha yukarıya ki gökyüzüne ulaşabileyim bir gün " diye diledim bir kere daha
I stretch out my hands takaku takaku kono te wo nobashite someday.
İşler benim için nasıl başlayıp son bulacak daha yukarıya ki gökyüzüne ulaşabileyim
henji mo nai jimonjitou subete wa sou jibun shidai owari mo hajimari mo whether it's the beginning or the end. I stretch out my hands.
Buradan daha yukarıya çıkamazsın!
¡ Esto es lo más alto que puedes volar!
Sugu... daha yukarıya ki gökyüzüne ulaşabileyim bir gün " diye diledim bir kere daha
Sugu... { ED INICIO } I stretch out my hands takaku takaku kono te wo nobashite someday.
Merdiveni hemen yukarıya çıkarın.
Coloquen una escalera ahí ahora.
Ayağını yukarıya at.
levanta tu pie.
Ayağını yukarıya at.
Sube tus pies.
- Üç yukarıya çık. - Tamam.
- Tres hacia arriba.
Yukarıya çıkabiliyorsan, aşağıda kendin inebilirsin.
Tú te subiste solo, ahora te bajas solo.
# Gonna buy you a mockingbird # Hey, seksi onlar "Muskrat Love" şarkısına başlamadan önce tekrar yukarıya sızmak ister misin?
Oye, sexy, ¿ quieres escaparte arriba otra vez antes de que comiencen a cantar "Muskrat Love"?
daha yukarıya ki gökyüzüne ulaşabileyim bir gün " diye diledim bir kere daha
¡ Claro! Las presentaré como se debe la próxima vez. kitto kitto tte mou ichido negau kara someday.
İşler benim için nasıl başlayıp son bulacak daha yukarıya ki gökyüzüne ulaşabileyim
henji mo nai jimonjitou subete wa sou jibun shidai whether it's the beginning or the end. owari mo hajimari mo I stretch out my hands.
Oraya oraya oraya çok yukarıya gökyüzünün örümcek ağlarını süpürmek için.
Allá arriba, allá arriba, tan lejos de aquí Para barrer las telarañas del cielo.
Bende hemen merdivenlerden yukarıya koştum o anda o da aniden tam önümde belirdi sonra da aniden kayboldu.
Así que subí corriendo las escaleras, y apareció frente a mí a propósito... y después de eso desapareció.
En aşağıdan en yukarıya, herkesi öldürdü.
Mató a todos desde arriba hacia abajo.
Asın onu yukarıya.
Átenlo.
Ben de yukarıya bakacağım.
Voy a ver si está arriba.
Yukarıya en iyi Muhafızlarımı yolladım.
Hice que mis mejores guardianes subieran ese tallo.
Texas'ın üzerinden her geçtiğimizde Bayan Kowalski'nin de yukarıya baktığını, beni düşündüğünü bilerek dışarıya bakardım.
Cada vez que pasaba sobre Texas, miraba hacia abajo sabiendo que la señora Kowalski estaba mirando hacia arriba, pensando en mí.
Aşağılarda yukarıya bakıp seni düşünen biri?
¿ Alguien allí mirando arriba, pensando en ti?
Özellikle göğüslerimi istediğim gibi yukarıya kaldırtsam.
Sobre todo si me opero las tetas.
Onu bırak, beraber yukarıya gidelim.
- igual que como tu lo hiciste con mi Ingrid. - Sólo déjala ir, y tu y yo iremos arriba ahora mismo.
Yukarıya odamıza çıktık ve yatağa girdik.
Fuimos a nuestra habitación y... fuimos a la cama.
- Evet. - Yukarıya kadar... - Tamam.
- Súbela debajo de...
Avuç için yukarıya baksın, Bıçağı çevir ve kes.
Palma hacia arriba, giras la hoja... y desgarras.
- Yukarıya çıkıyoruz.
- Vamos a subir. - Ni se les ocurra.
Yukarıya gelir misin?
Pop arriba, ¿ quieres?
Burası yukarıya gelecek.
Este lado va para arriba.
Eğer uyuyakalırsa... Onu yukarıya, beşiğine koyabilirsin.
Si se duerme, puedes llevarlo arriba y ponerlo en su cuna.
# - En yukarıya fırlat onu.
- Tira para arriba allí.
Nona'ya bir konuda yardım etmem gerekiyor ama birkaç dakika sonra yukarıda görüşürüz tamam mı?
Así que tengo que irme y ayudar a Nona con algo, pero te veo arriba - en unos minutos, ¿ vale?
Şu merdivenlerden yukarıya çık ve... baba? Kirito-kun...
Kirito...
Yukarı çıktıklarında onu tutup yukarıdan aşağıya sallandırmışlar.
Cuando llegaron arriba lo agarraron y lo sostuvieron cabeza abajo en la baranda.
Yukarı ve sağa doğru, değil mi?
Arriba ya la derecha, ¿ no?
Yukarı çıkarız, onu alırız, aşağıya indiriyoruz... -... ve onları düz zemine çekiyoruz. - Düz zemine çekiyoruz.
Nos levantamos allí, llegamos a él, sacarlo por la colina, y les podemos tomar'em en un terreno llano.
O ayrılırken, kız kuleden yukarı tırmanmış,... ve doğu penceresinin yanında durmuş,... Avrupa'ya doğru dönmüş, elbette,... ona sonsuz aşkını vaad ettiği yerde,... o savaştan sağ sağlim dönene kadar her gün,
A su ida, ella subió las escaleras de esta torre, Y se paró en la ventana del este, Que se enfrenta Europa, por supuesto, sí,
Yukarıdan aşağıya, beş, altı, yedi, sekiz.
De los cinco primeros, limpio,, seis, siete, ocho.
15 dakika falan geçti, Obadiah aşağıya kanlar içerisinde geldi. Ira'nın numaralarla ilgili şeylerini falan konuştuk, yukarı koştum. Tanrıya şükür ki Molly ölmüştü.
no pasaron 15 minutos cuando bajó Abdías cubierto de sangre, hablando de que Ira le había arreglado los números, subí corriendo las escaleras y Molly estaba muerta, gracias a Dios pero Ira continuaba respirando, sangrando como Jesús clavado en la cruz,
Ama, yukarı bir gidersem, artık bi bok yapamazlar.
Pero, ya sabes, yo subo allí, y ellos no lo están haciendo.
Şu kronometre sıfırı vurduğunda bir tank dolusu et yiyen pirana yukarıdan aşağıya dökülecek.
Cuando el cronómetro llegue a cero, un tanque de pirañas carnívoras caerá desde arriba.
Söyle ona, yukarıya Alford'un ofisine çıksın.
Dile que suba a la oficina de Alford.
Çatıya çıkıp yukarı baktığımda tüm Samanyolu görünüyordu.
Subí corriendo al techo, miré al cielo y pude ver toda la Vía Láctea.
Aşağı veya yukarı. 0 ya da 1.
Arriba o abajo.
- Agustin, peki ya yukarıdaki?
Agustín, ¿ y esta de aquí arriba?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]