English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yukarı mı

Yukarı mı translate Spanish

7,039 parallel translation
- Yani yukarı mı çıkıyoruz?
Entonces... ¿ subimos?
Yukarı mı geliyorum?
¿ Voy a subir?
- Yukarı mı çıkalım?
- ¿ Que subamos?
Ne iş yaptığımızı... Yukarıda.
Sabe el trabajo que estamos llevando a cabo... en la habitación.
Gene, tatlım, tut elimi, benimle yukarı gel.
Gene, cariño. Quiero que me des la mano y subas arriba conmigo.
Bir kız, misafirler gelmeden önce sevişmek için kocasını yukarı çıkaramaz mı?
¿ Una chica no puede llevar a su marido arriba para uno rapidito antes de que lleguen las visitas?
- Barbara, çocuklarım yukarıda uyuyor.
Barbara, mis hijos están arriba durmiendo.
- Bebeği yukarı çıkarayım ben.
- Llevaré a la bebe arriba.
Golf sahasında beşten yukarısını sayamayan adam mı?
¿ Tú? ¿ El tipo en el campo de golf que no puede contar más allá de 5?
Cadılar bayramı maskesini şekerimi yemek için yukarı kaldırdım şapkası.
El sombrero de máscara de Halloween que muevo hacia arriba para comer caramelos.
- Sanırım Mandy'nin telefonunu götüreceğim. - Ben de şehrin yukarı kısmına gidiyorum.
Creo que le llevaré el celular a Mandy.
- Bana yukarıda yardım ettiğin için teşekkürler dostum.
- Gracias por ayudarme, tío.
Tamam kaldır bakalım sıska kıçını yukarı.
Bien, pon tu flaco trasero allí arriba.
Sanırım sokağın yukarısında, Belinda'nın yerindeler.
Bueno, supongo que estarán en el almacén de Belinda.
Ben yukarıya çıkacağım.
Tengo que ir arriba.
"9 çapraz, 7 yukarı" bir konum bildirdiğini sandım.
Pensé en "nueve horizontal, siete vertical". Una locación tal vez.
Ben yukarıda olacağım.
Estaré arriba.
Kapıyı kapatıp yukarı çıktım ve televizyon izlemeye devam ettim.
Y cerré la puerta, Volví arriba y vi la tele...
Hadi yukarı çıkalım ve onunla ilgilenelim.
Subamos a tratar de arreglarlo.
Marcus'u yukarı yatağına çıkar, olur mu canım?
Lleva a Marcus arriba a la cama, ¿ por favor amor?
Sen şimdi yukarı çıkabilirsin canım.
Puedes irte al piso de arriba ahora, amor.
Çık yukarı canım.
Sube las escaleras amor.
Sonra bir parça alır ateşin üzerinde tutardı, ve bu da yukarı doğru hava akımına kapılıp yukarı tırmanırdı...
Y ella tomaría un pedazo de chatarra, y ella había mantenerla por encima del fuego, y sería ponerse en una corriente ascendente, y sería la deriva hasta...
Bir Eton Mess ile yukarı kattaki çamaşır dolabındaydım.
Solo que en el armario de la ropa blanca, arriba. Con un postre de fresas.
- Beni yukarıdan aşağı süzmeye çalışırken yakaladım.
Lo atrapé tratando de verme los pechos. - ¡ Asqueroso- -
Ben de yukarıdayım.
Una mujer estaba en con un chico.
Sanırım alıyor. Merdivenden yukarı çıkıyordu.
Estaba subiendo las escaleras... para irse a la cama.
Yukarı çıkalım.
- Vamos a subir.
- Sanırım yukarı. Geliyor musun?
Para arriba, yo creo. ¿ Vamos?
Yoksa yukarı döndürmeme gerek var mı?
¿ O necesitas que te lo levante?
Tüm bunları öylece yukarı götüremeyiz tamam mı?
No podemos cargar con esto todo el camino hasta allí, ¿ vale?
Yukarıda aynı kuruluşun bakım paketlerinden gönderen üç anne daha var.
Tengo otras tres madres... arriba que enviaron cajas mediante la misma organización.
Bir içkiden sonra yukarı çıktım ama.
Pero, sabe, un trago y estoy de vuelta arriba en la cama.
Gündüzleri laboratuvarda Davy'ye yardım ediyor, gün sonunda da yukarıya sevgili eşi Sarah'nın kendisini beklediği küçük daireye çıkıyordu.
Durante el día, ayudaba a Davy en el laboratorio, al final del día, subía las escaleras al pequeño apartamento donde su amada novia Sarah lo estaba esperando.
- Garrett yukarıda mı?
- ¿ Es Garrett arriba?
Babamıza yukarıda göz kulak ol, tamam mı?
Oye, vigila a papá, ¿ de acuerdo?
Yukarıdaki işten payımı almak istiyorum, lütfen.
Necesito mi parte del negocio de arriba, por favor.
Sanırım evin tamiratına yukarıdan aşağı doğru başlamamız gerekiyor.
Creo que hay que empezar en la parte superior de la casa y el trabajo nuestro camino.
Burada yapmayalım. Yukarı çıkalım mı?
No vamos a hacer esto aquí. ¿ Podemos ir arriba?
Seni yukarı çıkaracağım.
Voy a sacarte.
Örümceklerden kaçmak için daha yukarı çıkmak zorunda kaldım.
¡ He perdido la orientación! ¡ He tenido que subir tan alto para evitar las arañas! - Nick...
Bakalım siz erkekler ne kadar yukarıya çıkabiliyormuşsunuz. Gel.
Vamos a ver hasta dónde de la parte superior un hombre puede trepar.
Yukarıda tuttukları biri var mı?
¿ Mantienen a alguien más arriba?
Sanırım yukarı gidip kendime çeki düzen versem iyi olacak ama bu arada, seni de içeri davet ediyorum.
Bueno, supongo que mejor subo y me pongo mi mejor cara pero mientras tanto, te invito a pasar.
Hadi gel, yukarı sıvışalım.
Vamos, escabullámonos arriba.
Her ne kadar aile dramanızı takdir etsem de Yakuza yukarıda. Yani siktiğimin sesinizi kısmanızı illa söylemek mi lazım?
Por mucho que me guste una interpretación tan dramática, los de la Yakuza están arriba así que, ¿ debo recordaros que bajéis el puto volumen?
Dans pistine kaldıracağım. Önce aşağı, sonra yukarı.
Cogerla en la pista de baile, un poco más suave ahora, un poco más fuerte ahora, barrerle los pies,
Yukarıdayım!
¡ Aquí arriba!
Yukarı çıkıyorum ben, bakalım biraz uyuyabilecek miyim.
Voy a subir arriba a ver si puedo dormir algo. Te quiero.
Yukarı çıkalım.
Subamos a la planta de arriba.
Yukarı çıkacağız, tamam mı?
Vamos a ir arriba.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]