English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yukarıda mısın

Yukarıda mısın translate Spanish

134 parallel translation
Stroud, yukarıda mısın?
Stroud, ¿ estás aquí?
Bayan Gervaise, Hâlâ yukarıda mısınız?
¡ Cómo madrugamos, Sra. Gervaise!
Yukarıda mısınız Bay Humbert?
¿ Está arriba, Sr. Humbert?
Shizuo, yukarıda mısın?
Shizuo-chan, ¿ estás ahí?
Anne, yukarıda mısın?
Mamá, ¿ estás allá arriba?
Çocuklar, yukarıda mısınız?
¿ Están arriba, chicos?
Yukarıda mısınız?
¿ Están arriba?
Yukarıda mısınız?
¿ Está Uds. allá?
Jenny Fields, yukarıda mısın?
Jenny Fields, ¿ está Vd. allá arriba?
Lorraine, yukarıda mısın?
Lorraine, ¿ estás ahí arriba?
- Hâlâ yukarıda mısın?
¿ Estás bien?
Norman, yukarıda mısın?
Norman! - Estas arriba? .
- Martin, yukarıda mısın? - Merhaba.
- ¿ Estás arriba, Martín?
Spenser, yukarıda mısın?
¡ Spenser! , ¿ estás ahí?
Yukarıda mısın, Alice?
¿ Estás ahí arriba, Alice?
Ellen, yukarıda mısın?
Ellen, ¿ estás arriba?
Yukarıda mısın?
¿ Estás ahí?
Yukarıda mısın?
¿ Está ahí?
Yukarıda mısınız?
Hola, ¿ Ray?
- Ray, yukarıda mısın?
- Ray, ¿ estás arriba?
Mark, yukarıda mısın?
Mark, ¿ estás arriba?
Debbie, yukarıda mısın?
¿ Estás ahí, Debbie?
Yukarıda mısın?
¿ Estás aquí arriba?
Piper, yukarıda mısın?
Piper, ¿ estás aquí arriba?
Laurel, yukarıda mısın?
Laurel, ¿ estás arriba?
Yukarıda mısın?
¿ Estás allí?
Şimdi, sen yukarıda yaptığın aptallıkları sonlandıracak mısın?
¿ Vas a parar de hacerte el tonto ahí arriba?
Ama herkesin bildiği bir şeydir, aşağıda olanların yükseklerdedir gözü. Merdiven çıkanın yukarıya çevriktir yüzü ama son basamağa ulaştı mı bir kez merdiven çevirir sırtını bulutlara bakar hor görüp birer birer basıp çıktığı basamakları.
Pero todos saben que la modestia es un peldaño de la escalera de la ambición... al que mira el que asciende... pero cuando llega a la cima... le da la espalda a la escalera, mira las nubes... y desprecia los primeros peldaños que subió.
Daha yukarıları amaçlayamaz mısınız neden genişlik ve kalınlığa bakarsınız sanki tek sahip olduğum şey onlar
Para ti sólo soy carne, da grima, para ti ésa es mi materia prima
30 metre yukarıda geniş bir yarık var, orayı geçmek tırmanışın en zor kısmıdır.
A unos 30 m. Hay que atravesar la grieta.
Yukarıda yatağımın yanında Jane Austen'ın bir kitabı var ve de sıcak bir bardak süt. Soğumasını istemem.
Sr. Quick, tengo un tomo deJane Austen arriba en mi mesita de noche... y un vaso de leche caliente enfriándose.
Sir Anthony, makinistim olmadığına göre önce kapıyı kapatıp, sonra da yukarıya gidip iniş takımlarını kaldırır mısınız?
Sir Anthony, como ya no tengo mecánico... ¿ Le importaría primero cerrar la puerta? Y luego suba arriba y recoja las cuerdas de aterrizaje.
Merak ediyorum. Oyuncu kendisini bir sınıf yukarıda mı görür.
Siempre me he preguntado si un jugador de rollerball se ve a sí mismo como una clase diferente.
Yukarı çıkıp bizimkileri uyarmalısın ayrıca bavulumu ve yatağın altındaki saksafonumu da getirmelisin çünkü ses sınavım var.
Tienes que subir ahora y advertirles, y debes tomar mi maleta y mi saxo de abajo de la cama, porque tengo una audición ahora,
Yukarıda, asansörle çıkılan birkaç berbat oda için... millet kaç para ödüyor farkında mısın?
¿ No ves lo que apoquina la gente... por míseros cuartos al caer de un vulgar ascensor?
Ana madde gereğince : Taşınabilir ve taşınamaz şirket mallarının yukarıda belirtilen kısıtlamalar dışında kullanımı ve mülkiyeti ve tüm kişisel mal varlığım yukarıda belirtilen kısıtlamalar dışında tek bir hissede bana dünyadaki her insandan daha çok neşe veren Maria Braun'a geçecektir.
En el asunto en cuestión, dispongo lo siguiente la propiedad de todos mis bienes muebles e inmuebles de la empresa en usufructo, con las salvedades arriba mencionadas y toda mi fortuna personal con las salvedades arriba mencionadas
Yukarıda Phillips adına ayrılan masanın hazır olup olmadığına bakar mısınız?
Un momento. Lo veo enseguida.
Adamlarımın yarısı hala yukarıda.
¡ Tonto! Mis hombres siguen arriba.
Dalgalarmış kıçımın kenarı.Biliyormusun şimdi yukarıda olsaydın,
Olas mi culo. ¿ Sabes como sería si las hubiera arriba de la tapa ahora?
Yukarıda mısın?
Jud, ¿ estás arriba?
Alfred, alyan anahtarını yukarıda bırakmışım.
Alfred, deje las llaves en mi escritorio.
Umarım yukarıda güzel bir melekle tanışırsın.
Ojalá conozcas una ángel atractiva allá arriba.
Ne yaptıysan tıpa tıp aynısını bulursun yukarıda. Orada tepeden tırnağa, bütün suçlarımızı ortaya dökmek zorundayız. Ne yapmalı öyleyse?
No hay fraude el acto conserva su verdadera naturaleza y estamos obligados de todas y cada una de nuestras faltas a dar la confesión.
- Casey, yukarıda mısın?
Casey, ¿ estás arriba?
Tanrım, kızın elbisesi daha yukarıda olsaymış bari!
Dios, ¿ puede su vestido subir más arriba?
Evet, ben bunu kapattığım zaman ışığın söndüğünü göreceksin... fakat yukarıda, hiçbirşey farkedilmeyecek.
See, Mira, cuando apague esto, vas a ver que la luz se apaga... Pero no va a quedar registrado nada.
Önce Başkan Mwepu, yukarıda bana katılır mısınız?
En primer lugar, Presidente Mwepu, ¿ le importaría acompañarme?
Başkan Oompeba, yukarıda bana katılır mısınız?
Ahora, Presidente Oompeba, ¿ le importaría venir conmigo?
- Yukarı'ya da basar mısın?
- ¿ Oprimes el de subir?
Yukarıda adını bile duymadığım zenci projeleri sorularına cevap verdim. Kim benim adamlarımı 10 cinayetle batıracaklarmış.
Estuve contestando preguntas sobre un negro del complejo del que nunca oí... que le ganó a mi unidad 10 casos de homicidio.
Saddam'ın gerçekten yukarıda olduğuna ve bombalar ürettiğine inandığım için ne aptalmışım.
Fui un tonto al creer que Saddam Hussein estaría ahí construyendo bombas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]