Yürüyebiliyorum translate Spanish
113 parallel translation
Yürüyebiliyorum, efendim.
Puedo caminar, señor.
- Yürüyebiliyorum, efendim!
- ¡ Puedo caminar, señor!
Yürüyebiliyorum.
Puedo caminar.
Düz çizgide doğru yürüyebiliyorum.
Y puedo caminar en línea recta.
Yürüyebiliyorum!
¡ Puedo caminar!
Nagamatsu'ya yaslanırsam biraz yürüyebiliyorum.
Puedo andar un poco si me apoyo en Nagamatsu.
Yürüyebiliyorum.
Puedo andar.
Mein Führer, yürüyebiliyorum!
Mein Führer, ¡ puedo andar!
Kedi gibi sesizce yürüyebiliyorum.
Me llamaban "Pata de terciopelo."
- Tabii yürüyebiliyorum.
- Naturalmente que puedo caminar.
- Artık kendi başıma yürüyebiliyorum.
- Ya puedo caminar sola.
Yürüyebiliyorum. Çok mutluyum!
Puedo andar. ¡ Alégrese!
Ama ne yürüyebiliyorum ne de üstümü çıkarabiliyorum.
Pero no sé andar ni desvestirme.
- Bak, yürüyebiliyorum!
- ¡ Ves, estoy caminando!
- Ah Tanrım, yürüyebiliyorum!
- ¡ Milagro, ya puedo andar!
- Normie, yürüyebiliyorum!
- Normie, no puedo caminar! - Él camina!
Bacaklar! Yürüyebiliyorum.
Puedo caminar.
Rüyalarımda, yürüyebiliyorum.
En mis sueños, puedo caminar.
Yürüyebiliyorum.
- Un poco. Ven a ver.
Yürüyebiliyorum!
¡ Estoy curado!
Ben yürüyebiliyorum biliyorsun.
Yo sé caminar, ¿ sabes?
Yürüyebiliyorum!
Puedo caminar.
Yürüyebiliyorum, kendime geldim.
Ando y... y me siento mejor.
Altı ay önce dinlenmeden iki blok yürüyebiliyorum.
¿ Qué distancia puede andar? Hace seis meses, dos manzanas antes de tomar un descanso.
- Tabii ki, yürüyebiliyorum.
- Sé caminar.
Diyor ki ben "faz dışı" ymışım, bu yüzden elim katı maddeler içinden geçebiliyor ya da... -... duvar içinden yürüyebiliyorum.
Dice que estoy fuera de fase, así que puedo atravesar con la mano la materia sólida o pasar por las paredes.
Yürüyebiliyorum!
¡ Puedo andar!
Dairenin bir ucundan ötekine altı saniyede yürüyebiliyorum.
Puedo caminar de un lado al otro del departamento en 6 segundos.
Burada, yürüyebiliyorum. Koşabiliyorum.
Aquí puedo caminar, correr.
Yürüyebiliyorum.
Todavía puedo andar.
- Yürüyebiliyorum.
Chicos! Chicos!
Onların arasında kendi halkımmış gibi yürüyebiliyorum, artık.
Que los griegos vean cómo camino entre mi gente.
Ben hâlâ yürüyebiliyorum.
Yo todavía puedo caminar.
Bu donmuş dünyada özgürce ve fark edilmeden yürüyebiliyorum.
Dentro de este mundo congelado soy capaz de trabajar libre y desapercibido.
- Hala yürüyebiliyorum.
- Bueno, aún puedo caminar.
Lucas, ikide bir durup soluklanmadan güç bela yürüyebiliyorum.
Lucas, en este momento apenas puedo caminar sin que me falte el aire.
Zar zor yürüyebiliyorum.
Apenas puedo andar.
- Yürüyebiliyorum!
- ¡ Puedo caminar!
Tekrar yürüyebiliyorum!
¡ Puedo caminar otra vez!
Zaten zar zor yürüyebiliyorum.
Apenas puedo caminar, mucho menos hacer nada más.
Böylece arkasında yürüyebiliyorum, manzara daha iyi oluyor.
De esa forma puedo ir atrás y la vista es mejor.
Eskisi gibi yürüyebiliyorum.
Estoy caminando como nuevo.
ByMatqHap İyi Seyirler... Yürüyebiliyorum. Şuna bir bak, yürüyebiliyorum.
¡ Soy portatil, mírenme, soy portatil!
Sana çaktırmadan yürüyebiliyorum.
Cuando no estás mirando, camino.
Ben çok şirinim, bana bakın ellerimin üzerinde yürüyebiliyorum.
mirenme. whoo!
"Hâlâ normal yürüyebiliyorum" ile başlayıp zevkten çıldırana kadar, kıçımda nasıl bongo çaldığını söyleyen bir anekdota geçmemi mi istersin?
¿ Entonces quieres que comience con que iba caminando normalmente y luego sales con una anécdota sobre cómo palmeaste mi trasero hasta que me quiebro en lágrimas de dolor placentero?
Zar zor yürüyebiliyorum.
Apenas puedo caminar.
Yürüyebiliyorum artık.
Ahora puedo andar tranquilamente.
- Çünkü eğer mecbursam biraz yürüyebiliyorum
Porque puedo caminar un poco si es necesario.
- Bakın yürüyebiliyorum.
Fuego!
Ben yürüyebiliyorum.
Puedo caminar.
yürüyorum 69
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17