Çalışkan translate Spanish
1,130 parallel translation
Çalışkan karıncalar gibiyizdir.
Somos como las hormigas trabajadoras.
Onlar gibi olmamı istiyorlardı. Saygın, çalışkan, bir ev ve bir aile.
Querían que fuera como ellos. : respetable y trabajador, con una casita y una familia.
Çok çalışkan oldun.
Instructivo, seco.
Al, benim de çok çalışkan bir karım olacak.
Al, voy a tener una esposa sumisa.
" çok çalışkan biri olduğunuzu düşünüyor.
"... a pesar de su magnífico sentido del humor.
Çalışkan olmaktan öyle uzağım ki üniversiteye bile gitmedim.
No soy nada estudiosa. Nunca fui a la universidad.
Siz çalışkan ve dürüst biri gibi davrandınız. Bu, kazanacağınız birkaç kuruşu telafi eder umarım.
Ha sido usted muy diligente y honesto, señor, confío que esto compensará los chelines extra que podía haber sacado.
Bak adamım, bizler edepli, çalışkan insanlarız.
Oiga, amigo, somos decentes y muy trabajadores.
Hepimiz çok çalışkan ve dayanıklıyız. Flint'e destek olmaya geldim.
Todos somos buenos empleados y sobrevivientes, y apoyo a Flint.
Çalışkan, sadık ve dürüsttü. Ve en iyi tarafı da parasıyla yapılacak yatırımdı.
Era muy trabajadora, leal, honesta y con ganas de gastar el dinero donde fuera más necesario.
Çalışkan öğrenci, okul gazetesinin editörü, sınıf birincisi.
El mejor de la clase, redactor del periódico de la escuela.
Mutlu bir isçi çalışkan bir isçidir.
Un trabajador feliz es productivo.
Elbette, çalışkan dostum.
De nada, hijito.
Hiç arkadaşı olmayan çalışkan bir kadın yazardım.
Yo era una prolífica "escritora"... que no tenía amigos extranjeros.
Şu çalışkan karıncalara baksanıza.
Mire a todas esas hormigas.
Bu kasabanın çalışkan yurttaşları, genellikle kısa çubuğu çekiyorlar, ama... size söz veriyorum... istedikleriniz olacak.
En Onondaga la gente trabaja duro y se lleva la peor parte. Pero nuestros antepasados han jugado un par de cartas a su favor.
Eğer varsa dünyanın en çalışkan grubunun aradığı kişi sizsiniz demektir
Si es así, te busca el grupo más trabajador del mundo.
- Dünyanın en çalışkan grubu (! )
- ¡ El grupo más trabajador del mundo!
Bayanlar baylar... işçi sınıfı ellerinizle alkışlayın, Soul müziğin ( ruhumuzun ) kurtaricilarını, dünyanın en çalışkan grubunu!
Damas y caballeros... Junten esas manos obreras en un aplauso a los salvadores del soul, el grupo más trabajador del mundo.
Size dünyanın en çalışkan grubunu tanıtmak istiyorum!
¡ Quiero presentarles al grupo más trabajador del mundo!
Ona bakmak zorunda kalacağım. Herhâlde onu işe alıp üç çocuklu çalışkan birini kovmak zorunda kalacağım. Çünkü serbest iletişim danışmanı damadım başka iş bulamıyor.
Tendré que contratarlo y despedir a un tipo trabajador con tres hijos, porque mi yerno el consultor independiente de comunicaciones no consigue trabajo en ninguna parte.
Sekreter hizmetlerine Terri'nin ne kadar çalışkan olduğunu açıkladık.
Comenramos al servicio de suplencias el inrerés que mosrró Terri.
En çalışkan öğrencim olmana şaşmamak gerek.
No me sorprende, eres mi alumna más apreciada.
Tüm dünyaya, kimse işlerine karışmadığında küçük ve çalışkan bir ülkenin neler başarabileceğini gösterebiliriz.
Le demostraremos al mundo lo que puede lograr una nación pequeña, pero trabajadora. Y nadie interferirá.
Zevk sahibi olmayan, iyice temizlenmiş, çalışkan bir köylü.
Una palurda bien educada y tenaz, con algo de gusto.
İyi olmanız gerek. Çalışkan olmanız gerek.
Ahora tienen que ser buenas y trabajadoras.
Çalışkan bir köpek olacağa benziyor.
Parece que va a ser un buen trabajador.
Çalışkan kunduzlardan bahsederken,... Alex ve senin çok sevecen bir gece geçirdiğinizi duydum.
Hablando de todo un poco, Escuché que Alex y tú tuvieron una tarde muy tierna..
Hırslı, çalışkan, zeki...
Sí. Sólo lo poco que se hablaba de ella en mi familia.
Çalışkan işçilerdir. Hepsi de. Ve Louis'imiz.
Todos son buenos trabajadores.
Çalışkan insanlar.
Qué trabajadores.
Sen çok çalışkan ve disiplinli birisin değil mi? Tabii.
A ti te gusta el trabajo y la disciplina, ¿ no es así?
Çalışkan çocuklar biraz ipin ucunu kaçırmışlar o kadar.
Simplemente son muchachos que cometieron una idiotez.
Oh, bizim her zaman bir tane çalışkan bir tane de tembel çocuğumuz oldu zaten.
Siempre tenemos un hijo bueno y otro, malo.
Niye çocuklarımızın ikisi de çalışkan olmaz ki?
- ¿ Por qué no pueden ser buenos los dos?
Çalışkan, dakik, arabası hep temiz kokar.
Diligente, puntual y su taxi olía de maravilla.
Çalışkan eksperimiz Carla olmasaydı ne yapardık?
¿ Qué haríamos sin Carla, nuestra experta en eficiencia, huh?
- Ne içten, ne çalışkan biriydi.
- Lo sincera y trabajadora que era.
Amiral George Dewey Başarı Ödülü'ne layık görülen her kişi çalışkan, yaratıcı ve dürüst bir kişi olarak tanımlanmış olmalıdır.
A los ganadores del premio al mérito Almirante George Dewey se les puede describir como trabajadores, creativos y honestos.
Sonra da komik bir resmimi yapıp altına, "Bu çalışkan at kiralıktır," der gibi kocaman harflerle, "İşte evli Benedick'in resmi," diye yazın.
Que cuelguen mi retrato y tal como ponen : "Aquí se alquila un caballo", que escriban bajo mi efigie : "Aquí vive Benedicto, el hombre casado".
Bir dosya çalışkan bir öğrenci tarafından gerçekleştirilmiş.
Esto es una carpeta escrita por una amable estudiante de leyes.
Yani, bu uzun yolculuklar süresince görünürlerde kadın olmadan denizde aralıksız geçen aylar hayatlarının olgunluk çağındaki, doğal istek ve arzularının Tanrı vergisi hormonal içgüdülerinin zirvesindeki yüzlerce çalışkan, kuvvetli delikanlı ;
Entonces, durante esos largos viajes por un período de meses, en alta mar sin mujeres a la vista cientos de jóvenes robustos, trabajadores en la plenitud de sus vidas, de sus apetitos naturales de sus instintos hormonales, ¿ pasaba algo?
O adam sadece çok çalışkan bir işadamıydı ancak bir savcı, sırf garezinden adamın peşine düşmeye karar verdi.
Era apenas un hombre de negocios que trabajaba duro, pero... un Fiscal en particular decidió perseguirlo un hombre fuera de sí y muy rencoroso.
Tanrı biliyor ya şans verilse biliyorum ki çok çalışkan adamsın.
Sé que eres muy trabajador.
Bazen öfkelenir, kızarım. Ama çalışkan biriyim.
Tengo arrebatos y me enfurezco, pero soy un buen trabajador.
O ahlaklı, çalışkan bir adam.
El es un hombre decente y trabajador.
Muhteşem, çok çalışkan.
Usted sabe, este muchacho trabaja muy bien. Sí, es un maravilloso alumno.
Çalışkan ama merhametsiz biri.
Es eficaz, pero no tiene compasión.
Anlamadığım kısımları bana anlatacak daha yetenekli, daha çalışkan insanlar bulamazdım.
Pero no podría desear un grupo más capaz... y preparado de gente de la que aprender.
Bilgisayar, akışkan sensör teşhisini çalıştır.
Ordenador, diagnóstico de mi sistema de fluidos.
Çalışkan, cömert...
Ella es muy generosa.
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18