Çalışıyorsun translate Spanish
21,002 parallel translation
Ne kadar zamandır ona çalışıyorsun?
¿ Cuánto tiempo hace que trabaja para él?
Oh, şuraya bak Chirone küfür ediyor... Bana ukalalık etmeye çalışıyorsun?
Sharonne, ¿ tú lo sabes?
Tanrım, Georgia bana kalp krizi geçirtmeye mi çalışıyorsun?
Por Dios, Georgia, está tratando de darme un ataque al corazón?
Sen de elindekilerle çalışıyorsun, onlar da.
Trabaja con lo que tiene, y ellos exactamente igual.
Dikkat çekmemeye mi çalışıyorsun?
¿ Manteniendo un perfil bajo?
Yoksa buradaki gerçek amacını öğrenmemem için basitçe dikkatimi dağıtmaya mı çalışıyorsun?
¿ O simplemente está tratando de distraerme para no descubrir su verdadero propósito aquí?
Ama hâlâ, bunun üzerinde mi çalışıyorsun?
¿ Y aun así, estás trabajando?
Tamam, ne üstünde çalışıyorsun, yardıma ihtiyacın var mı?
Está bien, lo que trabajar en? ¿ Necesitas ayuda?
Çok çalışıyorsun ve kardeşine göz kulak oluyorsun.
Trabajaste tan duro y cuidaste de tu hermano.
Şuna bak, kafama girmeye çalışıyorsun.
Mírate intentando meterte en mi cabeza.
Uzun zamandır departmanda mı çalışıyorsun?
¿ Ha estado mucho tiempo con el departamento?
Ve bütün bu olanları gizlemeye çalışıyorsun. İşini bile azaltmadın.
Y estás tratando de mantener todo este asunto en secreto, y ni siquiera disminuyes tu carga de trabajo.
Sen sadece insanların içindeki iyiliği görmeye çalışıyorsun.
Tu solo intentas ver lo mejor de la gente.
Onu öbür dünyaya yollamaya çalışıyorsun.
- Tratáis de eliminarla para siempre.
Suçunu yok etmeye çalışıyorsun.
Estáis tratando de aliviar vuestra culpa.
Alışmaya çalışıyorum. Bana soracak olursan, Wally'nin ölümüne sebep olacak bir şeyi görmezden gelmeye çalışıyorsun.
Desde mi punto de vista, parece que estás ignorando algo que podría, no sé, matar a Wally.
- Çok çalışıyorsun bakıyorum.
Se ve que estás trabajando duro.
- Burada çalışıyorsun.
- Tú trabajas aquí.
Kime çalışıyorsun?
¿ Para quién trabajas?
Beni kovdurmaya mı çalışıyorsun?
¿ Quieres que me despidan?
- Yanıt bulmaya çalışıyorsun.
Buscas respuestas, es todo.
- Ne yapmaya çalışıyorsun?
¿ Qué pasa? ¿ Qué pretendes conseguir?
Sözleri mi hatırlamaya çalışıyorsun?
¿ Intentabas recordar la letra?
Beni karanlık tarafa mı çekmeye çalışıyorsun şuan?
¿ Me estás tendiendo una trampa?
"Şans" mı yoksa "Satranç Topluluğu" kartları üzerinde çalışıyorsun?
¿ Trabajando en "probabilidades" o en "fondos de caridad"?
Bunu mu anlatmaya çalışıyorsun, J harfini mi?
¿ Es lo que has estado tocando... la letra J?
- Ölmeye mi çalışıyorsun?
- ¿ Estás tratando de que te maten?
Panik oluyorum, Reagan çünkü nişanlımı benden çalmaya çalışıyorsun.
Me estoy asustando, Reagan, porqué estás intentando robar mi prometida.
Hükümet için mi çalışıyorsun?
¿ Trabajas para el gobierno?
Ona karşı ezildiğin için bir şeyler kanıtlamaya çalışıyorsun ve bu yüzden de hesabı ödeme ihtiyacı duyuyorsun.
Tienes la necesidad de pagar la cuenta porque te sientes intimidado por él y quieres probar algo. Eso es una locura.
Şey, bak. Düşünüyordum da aralıksız olarak çalışıyorsun.
Hey, así que... estado pensando.
Evet, aynı evdeki gibi. Her zaman çalışıyorsun.
Sí, al igual que de vuelta a casa, siempre trabajando.
Sen benim için çalışıyorsun evlat.
Trabajas para mí, hijo.
Hayır, beni yapmadığım bir şey için suçlamaya çalışıyorsun.
No, está intentando endilgarme algo que yo no hice.
Kahraman olmaya mı çalışıyorsun?
¿ Intentando ser un héroe?
Yeni Kira'yla olan bağlantını gizlemeye çalışıyorsun. Silahını ve rozetini masaya bırak!
Estás ocultando tu conexión con el nuevo Kira.
Ne demeye çalışıyorsun.
Escúpelo.
Olmamış bir şey için neden bulmaya çalışıyorsun.
Estás tratando de encontrar razones para algo que no ha pasado.
- Alo? - Ne yapmaya çalışıyorsun?
- ¿ A qué diablos estás jugando?
Beni öldürmeye mi çalışıyorsun?
¿ Estás tratando de matarme?
Yardım etmeye çalışıyorsun sen de.
Sé que solo intentas ayudar.
Bana çalışıyorsun.
Tú trabajas para mí.
Nereye varmaya çalışıyorsun?
Pero, ¿ qué quiere llegar?
Çok zormuş gibi hissediyorsun çünkü hepsini tek başına yapmaya çalışıyorsun.
La razón por la que siente que es tan difícil se debe a que estamos tratando de hacerlo todo solo.
Burada mı çalışıyorsun?
¿ Trabajas aquí?
Ne kadar zamandır Topher için çalışıyorsun? Bir yıldır.
¿ Hace cuánto trabajas para Topher?
Ne zamandır onun için çalışıyorsun?
¿ Cuánto tiempo llevas trabajando para él?
Ne yani şimdi Crowley için mi çalışıyorsun?
Entonces, ¿ trabajas para Crowley?
Ama bir şeyi yapmak için çok uğraşıyorsun ve birisi gelip onu senden kapmaya çalışıyor.
Pero me deslomé para armar este negocio, y si alguien intenta quitármelo,
Kime çalışıyorsun?
Así que ¿ Para quién trabajas ahora?
Yanlış kapıyı çalıyorsun.
Estás errando el tiro.
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18