Önemli değildi translate Spanish
1,048 parallel translation
Polakov parayı severdi. NasıI kazandığı önemli değildi.
Ahora... el plan falló.
Benim için çok önemli değildi.
El no era importante para mi.
Önemli değildi gerçekten!
¡ Bueno, yo no hice nada, de verdad!
Dünya havaya uçuyordu ama önemli değildi.
El mundo era un infierno, pero no importaba.
O benim için çok önemli değildi.
Tampoco valía demasiado.
- Önemli değildi.
- No, no fue nada.
Kral George'un adama ihtiyacı vardı, nereden geldikleri o kadar da önemli değildi.
Y el Rey Jorge tenía demasiada necesidad de soldados para preocuparse de su origen.
Verdiği bilgiler çok ayrıntılı ve doğruydu... fakat fazla önemli değildi.
Pronto se verá seguidamente que la información era precisa y exacta... aunque de poca importancia.
'Ona 6 yıldır yazmaması önemli değildi.'
" No le importaba que no le hubiera escrito en seis años.
'Ödül için onu satması önemli değildi.'
" No le importaba que lo hubiera entregado por una recompensa.
Zaman önemli değildi Hiçbir zaman da olmayacaktı
El tiempo no significa nada
Çok da önemli değildi.
No fue gran cosa.
- Para senin için önemli değildi.
El dinero no te importaba.
Başlarda önemli değildi.
Cuando empezamos no era importante.
Peter'in ailesinin dedikleri ve düşündükleri... artık önemli değildi.
Las opiniones de los padres de Peter ya no importaban.
Hani kazanmak önemli değildi.
Creí que ganar no era importante.
Benim kafam olsa hiç önemli değildi ama benim değil, onun kafasıydı!
Si hubiera sido mi cabeza, hubiera estado bien pero fue la de ella.
Benim kopasıca kafam olsa hiç önemli değildi.
Si hubiera sido mi cabeza hubiera estado bien.
Önemli değildi, ama bu aklımdan hiç çıkmadı.
No le di importancia en su momento, pero no he podido olvidarlo.
Önemli değildi ki, ya da bana öyle geldi.
Creí que no te interesaría.
Para onun için önemli değildi.
El dinero no le importaba.
Burada yaralanmıştım ama önemli değildi.
Me ha herido aquí, aunque no es importante.
Yanlış hatırlamıyorsam,.. ... evlilik Greenwich Village'da önemli değildi.
Y según recuerdo, el matrimonio no era importante en Greenwich Village.
Önemli değildi.
No fue nada...
7. galaksi olmasaydı bu benim için önemli değildi.
Esto estaría bien si no fuera la séptima galaxia.
Önemli değildi canım.
No fue nada.
Annemle babamın beni beklediğini biliyordum, ama önemli değildi.
Sabía que mis padres me esperarían, no me importó.
Önemli değildi ki.
¿ Qué importa?
Onun için varmışım yokmuşum önemli değildi.
Yo no existía para ella.
Onun için varmışım yokmuşum önemli değildi.
Mi madre ni siquiera me veía.
Demek istediğim... kavgaları o kadar önemli değildi.
Mira, lo que intenté decir es que sus peleas no eran tan serias.
Başka bir şey önemli değildi, ama şimdi istediğim...
Nada más importa. - Pero ahora deseo...
- Önemli değildi.
- No es nada.
Bu o kadar da önemli bir görev değildi, Spock.
Esta misión no es tan importante, Spock.
Buna inanıyorum. Çok önemli. Size söylediğim gibi onların büyük bir çoğunluğu o üniformayı giymek için hiç de hazırlıklı değildi ve özellikle de o üniformayı.
Así que los franceses en Vichy, una vez les vieron con esos uniformes, les trataron como si fueran...
Benim için önemli olan onun cildinin rengi değildi.
No era su complexión lo que me importaba.
O kadar da önemli biri değildi.
No era tan grandioso.
- Önemli bir şey değildi.
- Para nada.
Keyfiniz mi kaçtı? - Önemli bir şey değildi.
- ¿ Se ha encontrado mal?
- Keyfiniz mi kaçtı? - Önemli bir şey değildi.
- ¿ Se ha encontrado mal?
Önemli bir şey değildi.
No fue nada.
Önemli bir şey değildi.
No fue nada, de verdad.
Önemli bir şey değildi.
Más o menos, digamos...
Gerçekten kolay değildi. Görüşmeler zordu zor ama çok önemli konularla ilgilendiler.
De verdad no fue nada fácil, las conversaciones fueron difíciles, tortuosas...
Çok da önemli şeyler değildi.
No era nada demasiado importante.
Önemli Amerika'lı ve Avrupa'lılar hakkında mikrofilmleri dosyaladığı sır değildi.
Los ingleses se lavaron las manos.
Önemli bir ºey degildi.
Nada serio.
Önemli olan süslü bir elbise değildi, sadece kendin olarak gelebilirdin.
No era una fiesta elegante, podría haber ido tal como es.
Ben, ah, orada sadece kendimle konuşuyordum önemli birşey değildi.
Solo estaba hablando conmigo mismo.
- Önemli bir şey değildi.
- No ha sido nada.
Önemli bir şey değildi!
No era nada.
değildi 207
değildir 62
değildim 75
değildin 22
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli bir şey değil 261
önemli değil mi 21
değildir 62
değildim 75
değildin 22
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli bir şey değil 261
önemli değil mi 21