English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ö ] / Önemli biri

Önemli biri translate Spanish

2,005 parallel translation
Belki Mike bu yüzden benim için çok önemli biri oldu.
Tal vez por eso Mike se volvió tan importante para mí.
Bugün, ailem ve kendim dışında birileri için önemli biri olmaya başlıyorum.
A partir de hoy voy a tener que rendir cuentas... a alguien más aparte de mí mismo y de mis padres.
Bugün dünya için önemli biri oluyorum gelecek için hayatın sunabileceği her olasılık için.
A partir de hoy tengo que ser responsable ante el mundo. Al futuro. A todas las posibilidades que la vida tiene para ofrecer.
Bugün, kendim dışında birileri için önemli biri olmaya başlıyorum.
A partir de hoy voy a tener que rendir cuentas a otras personas.
Bugün, senin için önemli biri oluyorum, geleceğimiz için evliliğimizin sunacağı tüm olasılıklar için.
A partir de hoy voy a tener que rendirte cuentas, a nuestro futuro, a todas las posibilidades que nos dará nuestro matrimonio.
Çok önemli biri...
Un blanco valioso : Sanan Alhad.
Eninde sonunda parayı özleyecektin tıpkı yeni CEO arkadaşın gibi önemli biri olmayı elindeki gece kulübü damgası bir göstergeyse.
Tarde o temprano extrañarías el dinero y ser una persona importante como tu nuevo amigo CEO si ese sello del club nocturno en tu mano dice algo.
Önemli biri değil, Nazareth'den bir marangoz.
Oh, nadie importante, algún carpintero de Nazaret.
Frank önemli biri sanki? Evet.
- Parece que Frank es importante.
Yakında işverenim için çok önemli biri ile tanışacaksınız.
Pronto conocerá a un hombre que es extremadamente importante para mis jefes.
Senin dayanılmaz gerçeğini söyleyeyim mi, bayan? Düşündüğün kadar önemli biri değilsin.
Querida, tu verdad insoportable, no eres tan importante como crees que eres.
Önemli biri olmalıyım.
Debo ser importante.
Artık senden çok ama çok daha önemli biri vardır.
Hay alguien más que es mucho, mucho más importante que tú.
"Ve zamanın sonsuzluğunda, nasıl önemli biri olurum?"
"Y en la vasta infinidad del tiempo" ¿ cómo importo? "
Bu hastanın çok önemli biri olduğunu bilmen gerek.
Debería saber que este paciente es un hombre muy importante
Ne kadar önemli biri olduğunu kanıtlayasın diye mi?
¿ Pudiste impresionarlo con lo hombretón que eres? ¿ Sabes qué, Dewey?
Ve sen onu olduğundan daha önemli biri olduğuna inandırmadan önce, Harriet de aynen böyle düşünüyordu.
Y Harriet también lo pensaba hasta que la animaste a creerse por encima de su posición.
İleride önemli biri olabilirdi.
Realmente podía haber llegado lejos.
Önemli biri gibi davranmak istiyorsan önemli biri gibi muamele görmen gerek.
Quieres actuar a ser una niña grande serás tratada como una niña grande.
Önemli biri gibi davranmadım ya da muamale görmeyi arzulamadım.
Sí, no creo que haya actuado o decidido ser tratada como una niña grande.
Limanda önemli biri.
Es poderoso en los muelles.
O önemli biri.
Es un pez gordo.
Kız kardeşim Natalie, önemli biri değildi, anlarsınız ya.
Mi hermana Natalie, no era una persona importante, ¿ saben?
Tahmin edeyim, kocan çok önemli biri, değil mi?
Déjame adivinar. Tu marido es una persona muy importante.
Çünkü senin görüşlerin önemli,... yani bu değişimlerden herhangi biri seni rahatsız etse bile söyleyebilirsin. - Tamam.
Porque tu opinión cuenta, entonces aunque dijeras que no estás de acuerdo con alguno de los cambios, eso también estaría bien.
Sonra da çaylaklara anlatmadığımız en önemli noktalardan biri olan, kızın nasıl oksijen yetersizliğinden beyin hasarı olduğunu söylerler.
Porque entonces te ponen en la línea de golpeo, lo cual es algo que no le decimos a los novatos. Acerca de como la niña tenía daño cerebral por la falta de oxigeno.
Şimdi senin için ne kadar önemli olduğumu anlıyorum. Müthiş biri.
Bueno, es asombrosa, y es tan bueno no tener que preocuparse.
Bu, hastalıkla mücadelemizdeki en önemli zorluklardan biri.
Es una de las dificultades para combatirla.
Hayatımın önemli anlarından biri olduğundan...
Considerando que éste es un momento importante en mi vida y yo...
Gelecekte, insanlar buna bakacak ve diyecekler ki "Bu her kimse, önemli biri olmalı." Evet.
Yep.
Her biri kasabanın iki yüzyıllık tarihinin en önemli olaylarını tasvir eder. Pahalı gibi duruyor.
No, quiero decir que me siento mal porque ninguno lo apoyamos.
Ülkedeki, bütün önemli, verici örgütlere, mektuplar yazmıştım. Ve, onlardan yalnız biri, onun durumuyla ilgilendi.
Y ni siquiera conseguí que consideren su caso...
Şimdilik iki yerden cevap bekliyorum Biri çok önemli.
Estoy esperando dos respuestas. En fin, una, sobre todo.
Tommy Hilfiger'i birkaç saat içinde en ünlü ve önemli markalardan biri haline getirebilirim.
Puedo hacer de Tommy Hillfiger una marca importante y famosa como en un par de horas, sabes
Asıl sebeplerden biri, senin önemli bir parçan değilim.
- Principalmente, no soy tu pareja.
Hayatımda olanlar içinde en önemli şeylerden biri.
Ha sido un de las cosas más importantes en mi vida
Ve biri, diğerine göre önemli biçimde daha sıcak.
y una es significantemente mayor que la otra.
Sahneyi iki ortağımızla paylaşmak, bir gurur kaynağı. Yeniden inşa sürecinde en önemli ortaklarımızdan biri olan ve H.U.D'yi temsil eden, Rene Oswin. Ve üstün gayretini esirgemeyen, New Orleans Valisi, Nagin.
Es un honor compartir el escenario con nuestros dos colaboradores en la recuperación con Rene Oswin en representación de H.U.D, que es uno de nuestros mayores colaboradores en este esfuerzo de reedificación, y el alcalde Nagin de New Orleans, cuyos desafíos son enormes.
Bu önemli kitaptaki en kayda değer çizimlerden biri, gelmekte olan kıyametle ilgilidir ve bazılarımız bu sembolleri birer uyarı olarak görmekte.
Una de las imágenes más impactantes de este libro notable, habla de un Apocalipsis inminente, y algunos ven los símbolos como una advertencia.
Bu en önemli şeylerden biri sadece Hıristiyanlık tarafından değil Yahudiler, Mısırlılar ve hatta İslam tarafından dahi atlanmış, fakat Nostradamus ve geçmişte bütün kehanetler... bize bu mesajı göndermenin tüm sorumluluğunu hissetmişler.
Así que esa es una de las cosas más importantes que no sólo la han transmitido los Cristianos, los Judíos, y los Egipcios e incluso el Islam, sino que Nostradamus y todos los profetas del pasado se han sentido obligados
Önemli olan bizden biri olduğunu unutmamak.
Lo importante es que recuerdes que eres uno de nosotros.
O tek başına biri. Neden bu kadar önemli?
Él es un hombre, ¿ por qué es tan importante?
Bu her zaman taviz vermekten korktuğun önemli prensiplerinden biri değil mi, Joseph?
¿ No es uno de esos límites que tanto te preocupa cruzar, Joseph?
Eğer o arkadaşlarından biri bizi aramak isterse bu kartımız. Söyleyecekleri bizim için çok önemli.
Bueno, si alguno de esos amigos quiere contactarnos, por favor, el boca a boca es muy importante para nosotros.
Lord Pakal sadece herkesin sevdiği Maya krallarından biri miydi? Çok uzak diyarlardan gelen çok önemli bir ziyaretçi miydi? ya da muhtemelen, başka dünyalardan gelen bir uzaylı mıydı?
¿ Sería Pacal apenas un Rey Maya al cual todos veneraban o sería un visitante importante de una tierra lejana o posiblemente podría ser el un extraterrestre de otro planeta?
Çoğu bilim adamına göre, Tikalin piramitleri Mayaların takvim tahminlerine yardım eden en önemli parçalardan biri olarak rol oynamıştı.
Según la mayoría de los científicos, las pirámides de Tikal fueron esenciales para el desarrollo del calendario Maya
Taleplerden biri de bu, bence önemli. Teşekkür ederim.
Es una de muchas exigencias, pero me sigue pareciendo importante.
Ritüellerin ne kadar önemli olduğunu bilen biri varsa o da sensin.
Si hay alguien que conoce la importancia del ritual eres tú.
Hiç biri önemli değildi. Ve bildiğim kadarıyla ilgiliydiler. Asla hiç bir şey olamadım ve hiç bir şey olarak büyüdüm.
nada importa y hasta donde a ellos les concernía nunca tendría que ser nada así que creí para ser nada
JoE YAGGI : Bu göl Moni kültürünün en önemli parçalarından biri.
Este lago es una de las partes más importantes de la cultura Moni.
Savunma avukatı olduğum zamanlarda yapmam gereken şeylerden biri olası müvekkillerimin geçmişlerini araştırmaktı benden önemli bilgiler saklayıp başımı belaya sokmamaları için.
Cuándo era abogado una cosa que tenía que hacer era controlar el respeto de mis clientes. Buscar en el pasado, asegurarme que no hubiera información vital oculta que podría dañarme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]