Önemli mi translate Spanish
7,801 parallel translation
Önemli mi?
¿ Importa?
Bu önemli mi bilmiyorum ama senin kan grubundan aldım.
Por si sirve de algo, conseguí tu grupo sanguíneo.
Tüm eşlerini ağırlamak önemli mi?
Bien, ¿ es tan importante contar con todas las esposas?
önemli mi?
¿ Importa?
Gerçekten önemli mi?
¿ Importa?
Şu an gerçekten önemli mi bu?
¿ Importa eso ahora mismo?
Eğer mükemmelliğin peşindeysek, bu gerçekten önemli mi?
Bueno, ¿ cuando se busca la excelencia, de verdad importa el momento?
Senin için bu kadar önemli mi bu?
En verdad es importante para ti, ¿ no?
Eşimin cinayetini araştırırken de, sen önemli görmedin.
Bueno, no parecías saltar Think Cuando estaba investigando el asesinato de mi esposa.
En yakın arkadaşımın hayatındaki önemli şeyleri bana söylemeyip kullandıklarını sadaka gibi bana vermesinden nefret ediyorum.
Odio cuando mi mejor amiga no me dice cosas importantes de su vida, y luego me deja sus sobras como si fuera un favor.
- Fikirlerim onun için önemli değil.
Mi opinión no le importa.
İş hayatında önemli olan sadece varış noktasıdır değil mi?
¿ El destino es lo que único que importa en su trabajo?
Geldiğin için teşekkürler. Bikini bölgeme ağda yapmamı yarım bıraktıracak kadar önemli olan şey nedir?
¿ Qué es tan importante que tuve que dejar a medio camino mi depilación de bikini?
Önemli olan, kardeşimin 60 Minutes'taki konuşmanı dinledikten sonra benimle birkaç gün görüşmemesi.
Lo urgente es que mi hermano no haya venido a verme en un par de días después de escuchar lo que dijo en "60 Minutes".
- Ne eğitmenlerim ne de ailem konuşmamın açıkça doğduğum yeri belli ettiğini duymaktan hoşlanmazlar hanımefendi. Bunu önemli bir mesele olarak görüp gidermek için harcama yapmışlardı.
Ni a mis tutores ni a mis padres les complacería saber que mi discurso evidencia mi lugar de nacimiento, señora luego de pasar por tantos problemas e incurrir en gastos para remediarlo.
Size adımı söylemeyeceğim çünkü kim olduğum önemli değil.
No os voy a revelar mi nombre, pues mi identidad no es importante.
Onur benim için çok önemli.
El honor es muy importante para mi.
Bayan Truman, yetenekli olduğunuz kesin ama işe birini alırken tek önemli olan bu değil.
Señora Truman, está claro que tiene talento, pero no es lo único que tengo en cuenta cuando trato de encontrar a alguien para mi equipo.
O antibiyotik içmiş Harvey Weinstein görünümlü inek ilk önemli albümümün son miksine katılmaya tenezzül etmedi mi?
- ¡ ¿ Ese empollón con pinta de Harvey Weinstein tomando antibióticos no se ha molestado en venir a la mezcla final de mi primer disco importante? !
Aslında önemli olan da bu değil mi?
¿ Y no era eso de lo que se trataba?
Seni kırmaktan nefret ediyorum ama çevremde senden daha kötü şeyler yapan ve çok büyük sırları olan bir sürü önemli insan var.
Odio arruinarte la sorpresa, pero tengo muchísima... gente importante en mi circulo que hacen un montón de cosas peores... que tú y guardan secretos más grandes.
Ama yeni bir plak yaptığımda, daha önemli olacağım.
Pero cuando tenga mi sello nuevo, va a ser genial.
Benim en iyi arkadaşım, bu yüzden önemli.
Es mi mejor amiga, sí es para tanto.
Tamam anlıyorum. Her köyün bir deliye ihtiyacı vardır ama senin bu küçük arbeden yüzünden önemli bir araştırmayı yarıda kestim ve bu izinli gecemi ziyan ettim.
De acuerdo, lo entiendo... cada pueblo necesita un villano idiota pero tu pequeña hazaña me apartó de una importante investigación e interrumpió mi noche libre.
Karım kendime bir hobi bulmamın önemli olduğunu düşündü.
Mi mujer creyó que era importante que encontrara un hobby.
Hayat boyunca yaptıklarım ve icatlarım arasındaki en önemli oluşum Flash.
De todas las cosas que he hecho en mi vida, de todas las cosas que he inventado, Flash es mi más importante creación.
Babam Ürdün'de çok önemli birisidir.
Mi padre es una persona muy importante en Jordania.
Garip bir durum olabileceğini anlıyorum. Ama benim partim daha önemli. O yüzden davet et.
Veo que podría llegar a ser incómodo, pero mi fiesta es más importante, así que pregúntale.
Affedersin, bu saatte rahatsız etmeyecektim ama önemli olduğunu düşündüm. BaşsağIığı dilememin yani. Karım da diliyor tabii.
Lo siento, no quería molestarte tan temprano, pero pensé que era realmente importante, ya sabes, ofrecerte mis condolencias y las de mi esposa.
Benim ikinci adım senin uzaklaştırılmadan daha mı önemli?
¿ Le importa más mi segundo nombre que ser suspendido?
Ve önemli olan tek şey bu değil mi?
Pues eso es todo lo que importa, ¿ verdad?
En önemli nokta bu olay hayatımı rayından çıkartmıyor.
La cosa más importante es que este... evento... no desbaratará mi vida.
Nadine, önemli bir şey mi?
Nadine, ¿ es importante?
Hayatımın en önemli Will-O-Ween'i.
Sí. Es el Will-O-Ween más importante de mi vida, y no puedo hacerlo sin él.
Rock operamın hüsranla sonuçlanmasından beri ilk kez önemli bir fırsat yakaladım.
Esta es mi primera oportunidad de trabajar en algo importante desde que mi proyecto de ópera rock se desmoronó.
O şeyler babam için önemli ve annem de gitmeyecek...
Me refiero a que es importante, lo que va a pasar allí, y si mi madre no va a ir...
Önemli mi?
Esto es bastante extraño. ¿ Es importante?
Belki de birkaç çocuğu öldürmek bir hamile kadını öldüren biri için önemli değildir öyle mi?
¿ Quizás porque matar a unos niños no es gran cosa para alguien que asesinó a una mujer embarazada?
Onlar benim hayatımdaki en önemli şeyler.
Son los más importante de mi vida.
Benim kariyerim de onunki kadar önemli!
No le estoy agradecida. ¡ Mi carrera es igual de importante que la suya!
Mesleğimin önemli olmadığını gazetemin fark yaratmadığını düşünmeye başlamıştım.
Estaba perdiendo el sentimiento de que mi profesión importaba, de que mi... periódico importaba.
Eğlenceli bir boşanma, sınırlı insan ilişkileri ve terapistimin önemli teşviğinden dolayı kısa ama yakışıklı, az kıllı, yeniden bekar satış temsilcisi olarak internetten arkadaş arıyorum.
Debido a un divorcio agotador, pocas habilidades para personas y pinchazos significativos de mi psiquiatra actualmente busco compañía online...
Evet ve Kalinda Sharma da Bay Agos ile davalarda yakından çalışıyor,... sosyal yakınlığın yanı sıra,... ama raporuma göre mahkemenin kuralları çok önemli.
Sí y Kalinda Sharma colabora estrechamente en los casos del Sr. Agos, y además mantienen una relación más allá de lo laboral, pero en mi informe aconsejo que las resoluciones judiciales son primordiales.
Benim ufak kardeşim nasıl da önemli biri olmuş.
Mi hermano se ha vuelto tan... importante.
Önemli olan da bu değil mi zaten?
¿ No se trata de eso?
Çünkü babamın gittiği gece ve Cadılar Bayramıydı. TV'de bunun önemli olduğunu söylemiştiniz.
Porque la noche en que mi padre se marchó fue la de Halloween y en las noticias ustedes dijeron que eso era importante.
- Biliyorum. Kayınbiraderim yanlış kızı kaçırmış ama önemli değil.
Mi cuñado se llevó a la niña equivocada... pero no importa.
Ya hayatımdaki en önemli noktayı kaçırdıysam?
¿ Qué pasa si perdí mi verdadera vocación en la vida?
Sınav için kapıdan içeri girerken, Çok gergindim, Ama sonra ne olacağının çokta önemli...
Cuando atravesé esas puertas hacia la audición, estaba muy nerviosa, pero luego me di cuenta de que no importa lo que pase porque tengo una vida genial, y si hubiese hecho algo diferente, no tendría mi fantástico trabajo ni mis amigos,
Leo önemli dediyse önemlidir, değil mi?
Bueno, si Leo dice que es importante, debe serlo, ¿ no?
En önemli sorulardan biri, bu konuyla başa çıkabilecekler mi?
- Vale. Iba a decir que una de las preguntas más importantes es, si pueden manejarlo.