English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ö ] / Öz

Öz translate Spanish

5,924 parallel translation
Öz kızın Cailin verdi.
Tu verdadera hija Cailin lo hizo.
bebeği alan senin öz annendi
Fue tu propia madre la que se llevó al bebé.
İnansan da inanmasan da bazıları parayı öz çocuklarının üstüne koymaz.
Lo creas o no algunas personas no ponen el dinero antes que sus hijos.
Babasını hastanede öldürmeye çalışmış, kendi öz babasını!
Intentó matar a su padre en el hospital, ¡ a su propio padre!
Hadi öz çekim çekelim, hatıra olur.
Vamos a hacernos una foto juntas como recuerdo.
Bu dosyadaki bazı piç kuruları, benim gelinime tecavüz edip,... öz oğlumun saatini ve değerli neyi varsa alıp götürecek ve yedi aydır da hiçbir şey olmamış gibi sokakta dolaşabilecek öyle mi?
¿ Algún mierda viola a mi nuera, mientras mi hijo observa todo el jodido asunto y está andando por ahí, libre durante siete meses?
Dr. Öz'ün programında gördüm.
Lo vi en Dr. Oz.
Eğer olsaydı kendi öz babamı öldürür müydüm sizce?
Si la hubiese, ¿ crees que habría matado a mi propio padre?
Öz ağabeyim bundan öldü.
Mi hermano murió a causa de esto.
Öz oğlumun tutuklanmasına yardımcı olmaya çalıştığıma inanamıyorum.
No puedo creer que esté intentando que arresten a mi propio hijo.
Öz annem tarafından terk edildim ve evlatlık verildim.
Fui abandonada por mi madre y metida en el sistema de acogida.
Öz oğlumun ölümünü, kuduzdan yitmesini izlemeyi düşünemiyorum.
No me puedo imaginar lo que sería ver a mi hijo morir, y menos de rabia.
Öz oğlun hakkında bir bok bilmiyorsun.
No sabes una mierda de tu propio hijo.
Bunlar öz değerlendirmeler olacak, Santiago.
Estas van a ser auto evaluaciones, Santiago.
Neden öz değerlendirmemden memnun olmadığınızı biliyorum.
Sé por qué no estuvieron contentos con mi auto evaluación.
Siz ikiniz neden bu öz değerlendirmeyi birlikte yapıyorsunuz?
¿ por qué ustedes dos están haciendo la auto evaluación juntos?
Öz değerlendirmem için hazırım.
Estoy lista para mi auto-evaluación.
Çaldığın öz ne durumda?
¿ Cómo está funcionando la Gracia robada dentro de ti?
Cennetten ayrıldığında ödünç aldığın öz tükenmeye başladı.
Cuando te fuiste del cielo, tu Gracia prestada estaba fallando.
Noviko'un öz-tutarlılık ilkesi üzerine konuşmuştuk.
¿ Que hablamos sobre el principio de autoconsistencia de Novikov?
Öz kızını kobay olarak kullanan ve onunla işi bittiğinde de kaldırıp atan adam hakkında mı?
¿ Utilizó a su propia hija como un conejillo de indias humano y entonces la arrojó cuando terminó con ella?
Öz anne, doğuma giriyor.
La madre de alquiler se ha puesto de parto.
Onur, adalet, cesaret, güç hepiniz Teksas'ın öz evlatlarısınız.
Honor, justicia, coraje, fuerza todos ustedes son los verdaderos hijos de Texas.
- Ona öz kızım gibi davrandım.
La traté como si fuera mi propia hija.
Alçak herif öz kızını dövüyor, bunu aklınız alabiliyor mu?
Esa basura golpea a su propia hija, ¿ Lo puedes creer?
Öz oğlun hakkında bir bok bilmiyorsun.
No sabes una mierda de tu propio hijo. ¡ Ja!
O canavarları ve öz kaynakları sayılabilir hale getiren bir sisteme hizmet etmeyi tercih etti.
Ella elige para servir a un sistema de que countifies monstruos y equidad.
Kendi öz babasını.
Acusaría a su propio padre.
Kendi öz kızını kurtarmaya değmez mi?
¿ No lo vale por rescatar a su hija?
Öz be öz kardeşin yahu!
¡ Dios, tu propio hermano!
Şu cadıyı Oz'a geri gönderelim.
Enviémosla de vuelta a Oz.
- Durma, gül. Neredeyse Oz'dan bir yaratıkla evleniyordum.
Casi me casé con un monstruo de Oz.
- "Oz Büyücüsü" mü?
¿ "El Mago de Oz"?
OZ adındaki ülkeye.
Una tierra llamada OZ.
Eski bir hırsızın OZ da ne işi var?
¿ Qué está haciendo un ex-ladrón en OZ?
Oz'dan altı yapraklı yoncayı hatırladın, değil mi?
Recuerdas el trébol de seis hojas de Oz, ¿ no?
- Ama nerenin güneyi? Oz'un mu?
Pero, ¿ el sur de dónde, de Oz?
İçinde Oz'la ilgili bölümler olduğunu biliyorum.
Sé que hay capítulos de Oz ahí.
Öz değerlendirmene hazır mısın?
¿ Está lista para su auto-evaluación?
Bu bir öz değerlendirme.
Es una auto evaluación.
Dr. Oz oturmanın yeni bir sigara çeşidi olduğunu söyledi. Bu yüzden Mike ve ben kıçımızın üzerine oturmak yerine yürüyüş yapmaya karar verdik.
El Dr. Oz dice que estar sentado es como fumar, así que Mike y yo decidimos sacar nuestros traseros del sofá y dar una caminata.
Oz'a büyücü olmanın gerçek doğasını gösterdin ve ona karşı koydun.
Por enseñar a Oz la verdadera naturaleza del mago y por defenderla de él.
- Oz'un merkezi.
El corazón de Oz.
Bu defterde Oz'un geçmişi, bugünü ve geleceği bulunur.
En él están las crónicas del pasado, presente y futuro de Oz.
Bu defter, Oz'un koruyucusu olarak kardeşliğimize çok güçlü bir cadının katılacağını öngörüyor.
El libro predice que una poderosa hechicera se unirá a nuestra hermandad como protectora de Oz.
Oz'a hoş geldin. Adın ne?
Bienvenida a Oz. ¿ Cómo te llamas?
" Başka bir diyardan gelen cadı Oz'u evi belleyecek.Ta ki kaderini yerine getirip...
"La hechicera de otra tierra hará de Oz su hogar" "hasta que complete su destino"
Oz'un harika bir yer olduğuna eminim ama ben eve gitmek istiyorum.
Estoy segura de que Oz es maravilloso, pero... quiero irme a casa.
Ben Kudretli ve Korkunç Oz'um.
Soy Oz, El Grande y Terrible.
Oz'da olduğum sürece seni durdurabilecek birini aramaktan vazgeçmeyeceğim.
Mientras esté en Oz, no pararé de buscar hasta que encuentre a alguien para detenerte.
O zaman sanırım Oz'dan gitmen gerekecek.
Supongo que eso significa que tienes que dejar Oz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]