Üc translate Spanish
69,608 parallel translation
Fişi çekmeden önce üç ay komada kalmış.
Estuvo tres meses en coma hasta que él la desconectó.
Test, bir, iki, üç.
Probando, uno, dos, tres. Probando, uno, dos, tres.
Sadece üç güvenli sorusu daha efendim.
Tres preguntas de autentificación, señor.
Kadın da kocasını kaybettiğini üç kızını ve üç torununu.
Y... la mujer dijo que perdió a su marido... a sus tres hijas y sus ocho nietos.
Yeni kimlikleriyle yaşıyorlardı ve bunlara üç kişinin erişim hakkı vardı. CİA, NSA müdürleri ve bir de sen.
Los rangers vivían bajo nuevas identidades a las que solo tenían acceso tres personas, los directores de la CIA, la ASN... y tú.
Jadalla polis, istasyon civarında üç ceset bulmuş.
Jadalla... la policía ha encontrado tres cuerpos cerca de las vías del tren.
Açıkçası, üç kere falan ama, aman kim sayıyor ki zaten, değil mi?
Bueno, probablemente hayan sido tres, ¿ pero quién las cuenta, verdad?
Bu görüntü üç yıl önce İskenderiye, Mısır'daki Al-Jared pazarından.
Estas son imágenes del mercado de Al-Jegrad en Alejandría, Egipto, de hace tres años.
Bunun ışığında, bu dosyalara erişimi olan sadece üç kişi var ki bunlar ; ben Rebecca ve sen.
Tanto como el hecho... de que solo había tres personas que tenían acceso a esa cuenta en particular : Rebecca, tú y yo.
Çünkü buraya gelmeden önce inşaata uğradım patronunun dediğine göre üç haftadır işe gitmemişsin.
Porque antes de venir aquí, me pasé por la obra y tu jefe me dijo que llevabas semanas sin pasarte por allí.
Ağabeyi üç gün önce kapalı kasa bir kamyonet kiralamış.
El hijo alquiló un camión con caja hace tres días.
İlk üç algoritma az önce tamamlandı.
Acaba de terminar el tercer segmento del algoritmo.
Herif dokuz canlı ve üç tanesini kullandı.
El tío tiene nueve vidas, y de momento solo ha usado tres.
Şifre kombinasyonları için........ üç farklı algoritma kullanıyorum.
Tengo tres algoritmos probando combinaciones de contraseñas.
Bir, iki, üç!
Una, dos, tres.
Bilinmez bu üç çocuk Nasıl katlanacak bu acı hayata
Nadie se explica Cómo los tres niños resistieron
Bir, iki, üç...
Y uno, dos y...
Ama kendisi pisboğaz bir 18. yüzyıl filozofunun tekiydi ve Baudelairelar da bu alanda tecrübesiz üç küçük çocuktu.
Pero él era un filósofo y sibarita del siglo XVIII, y ellos son tres niños con muy poca experiencia en catering.
Siz üç şanslı yetim, muazzam bir servete konacaksınız.
Tuvieron la suerte de heredar una cuantiosa fortuna, huérfanos.
Beş, dört, üç, iki...
Cinco... cuatro... tres... dos...
Ve bu üç ay önceydi.
Eso fue hace tres meses.
Kıyıya yeterince adam çıkartabilirsek... Mesela üç katını falan. ... bir gün içerisinde kasabayı ele geçirebiliriz.
Si pudiéramos situar suficientes hombres en la costa... digamos tres veces eso, más o menos... podríamos hacernos con la ciudad en un día.
Barbados'taki üç köleden biri bize katılsa dilediğimiz yere 1200 adam çıkartabiliriz demektir. Çıkartmayı destekleyecek gemiler olduğu sürece.
Si pudiéramos reclutar un esclavo de cada tres en las Barbados, son mil doscientos hombres que podríamos desembarcar en cualquier lugar que escojamos, con barcos que apoyen su desembarco.
Hazır Nassau alevler içindeyken onun mülkiyetini de üç kuruşa üstünüze geçirirsiniz.
Mientras tanto, mientras Nassau arde, su auténtica propiedad podría comprarse por una bicoca.
Kocamın işletmeleri geçtiğimiz üç yılda 12 kat büyüdü.
Los intereses comerciales de mi esposo se han multiplicado por doce en los últimos tres años.
Valinin de cebine üç beş bir şeyler giriyordur.
También supongo que el gobernador se beneficia de esto.
Aynı çiçekçiden üç düzine siyah gül "Rita" ya gönderilmiş.
Mismo florista. Tres docenas de rosas negras a "Rita".
İki yıl önce, Orozco Müzesi bana küratör olarak, öğretmen olarak aldığımın üç katını teklif etti.
Hace dos años me ofrecieron curar el Museo de Orozco por el triple de mi sueldo de profesor.
Kibera üç dönemdir Milli Meclis'te Bay Mandiba tarafından temsil ediliyor.
Mandiba representa a Kibera en la Asamblea Nacional hace tres mandatos.
İki gün önce üç rezervasyon onar dakika arayla yapılmış :
Tres reservas hechas hace dos noches en diez minutos :
Şimdi "Mai Soli" saçmalığını ve Fuchs'un tuttuğu üç tetikçiyi de alıp siktir git.
Tu puto mai soli y los tres matones de Fuchs pueden irse a la mierda.
İlk Hollywood filminde, üç Oscarlı aktör Blake Huntington'a âşık olacaksın.
En tu debut en Hollywood, te enamorarás del triple ganador del Óscar, Blake Huntington.
- Nomi Marks federal sistemde en az üç farklı kurum tarafından aranıyor.
- La buscan al menos tres organismos del sistema federal.
Ama senin için ilk üç yeterli olamaz.
Pero para ti, entre los tres primeros nunca es suficiente.
Lidere üç dakikamı veriyorum.
Le cedo tres minutos al líder.
Buraya gelmek için üç otobüs aldım!
¡ Me tomó tres autobuses el llegar aquí!
Alan, büyük adamlar bile hayatlarında iki yada üç kritik hata yaparlar.
Alan, incluso hasta los grandes hombres cometen dos o tres errores críticos en su vida.
Sadece iki yada üç hata yaparak benim durumuma düşülmez.
No llegas a donde estoy sentado solo cometiendo dos o tres errores.
Senin üç ayın kalmadı mı?
¿ Cuánto te queda, tres meses?
Ayrıca laboratuvardan her şeyi üç defa kontrol etmeden çıkmıyorsun.
Pero no sales de ese laboratorio sin revisar todo tres veces.
Sana yemin ederim McCall, üç saniye içinde Dunbar burada olmazsa bugün yardımcı koç olarak son günün olur.
Lo juro por Dios, McCall, si no traes a Dunbar aquí a la cuenta de tres, este será tu último día como entrenador adjunto.
Hangi üç şey saklı kalamaz?
¿ Qué tres cosas no se pueden ocultar por mucho tiempo?
FBI'da üç şeyin önemi büyüktür.
Encontraréis tres palabras en el sello del FBI,
Bir, iki, üç, dört de.
"Diga uno, dos tres, cuatro.."
Bay Shelar, emrettiğiniz gibi Wasim'i üç günlüğüne tutukladık.
= Sr. Shelar, en su decir que encerré a Wasim por tres días.
Yedi, sıfır, altı, üç, beş, sekiz.
Siete, cero, seis... Tres, cinco, ocho.
Birlikte üç yıl.
Tres años en el cuerpo.
Hapiste üç yıl.
Cárcel. Tres años.
Bir, iki, üç, peynir!
Uno, dos, tres, ¡ queso!
Sadece üç saatlik mesafede. Yakın.
Está a solo tres horas en auto.
Buraya üç saatlik tren yolculuğuyla geldim.
Viajé tres horas en tren para llegar aquí.
üç gün sonra 30
ücretsiz 39
uçakla 22
üçte 35
uçuyorum 78
üç ay sonra 19
üçüncü gün 23
uçuyoruz 25
uçmak 22
üçüncüsü 82
ücretsiz 39
uçakla 22
üçte 35
uçuyorum 78
üç ay sonra 19
üçüncü gün 23
uçuyoruz 25
uçmak 22
üçüncüsü 82
uçuyor 28
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58