Acil bir durum translate French
2,630 parallel translation
NASA ve uzay bilimleri çevresinde acil bir durum var.
... qui mobilise la Nasa et la communauté spatiale.
Biraz acil bir durum.
C'est une urgence.
SFPD ile derhal irtibata geçin. Acil bir durum olduğunu söyleyin.
Joignez les autres services.
Bu, acil bir durum.
C'est une urgence.
Acil bir durum.
C'est une urgence.
Mesaj attın, "acil bir durum" dedin. Sana adresimi yolladım, sonra geldin.
Tu m'as dit par texto que c'était urgent, je t'ai envoyé mon adresse.
Adam, bu acil bir durum.
C'est un cas d'urgence.
Acil bir durum. Babam hastanedeymiş.
Mon père est allé d'urgence à l'hôpital.
Bu da oldukça acil bir durum Carlos.
On est dans l'extrême.
Çok acil bir durum var.
La situation est critique!
Anlamıyor musunuz? Bu acil bir durum.
Comprenez, c'est une urgence.
Acil bir durum olduğunu söylüyor efendim.
Elle dit que c'est urgent, Monsieur.
Telefona izin verilmediğini biliyorum ama acil bir durum var.
Je sais, c'est interdit. Ça urge. Notre fils a été admis à...
- Acil bir durum olursa ara beni.
- Allez-y. Et dites à celui-là que je le rappelle après le déjeuner.
- Aslında, acil bir durum var.
- En fait, c'est une urgence.
Tamam, politikanız olabilir ama bu acil bir durum, oda numarasını söyleyin ben de...
Oui, j'imagine, le règlement, mais c'est une urgence familiale, donc vous pourriez peut-être me filer le numéro...
Acil bir durum yok.
Ce n'est pas une urgence.
Bayım, rahatsız ettiğim için üzgünüm ama acil bir durum var ve biraz dışarıya çıkmam gerekiyor.
Excusez-moi de vous déranger mais il y a une urgence et je dois quitter l'hôtel un instant.
Ove, bu acil bir durum.
C'est un gros coup, Ove.
Bir sürücünün acil bir durum varken gitmemesine izin vermezler.
Le central n'autorise pas un chauffeur à lâcher une course.
Acil bir durumdu. Randevu acil bir durum değildir, Ben.
Un rendez-vous, ce n'est pas une urgence.
Peki ya acil bir durum olursa?
Et s'il y a urgence?
Acil bir durum mevzu bahis.
Nous sommes au beau milieu d'une urgence.
Bu da acil bir durum.
C'est une urgence.
Belki acil bir durum oluşabilir.
Il y a peut-être une urgence.
Ama bu acil bir durum.
Mais là, c'est une urgence.
Ayrıca acil bir durum için ona damardan uygulanan adrenalin ve sakinleştirici de yazacağım.
En attendant, je lui prescris de l'adrénaline en cas d'urgence.
Park ve Rekreasyon Departmanı'nda acil bir durum var ve... "...
" Il y a une urgence concernant le service des parcs
Acil bir durum var da.
J'ai une urgence.
Acil bir durum. Bırakmamı mı istiyorsun?
Que je t'emmène?
Normalde pek yüzümü kızartmam ama acil bir durum söz konusu. Ne o?
Je vous le demanderais pas normalement, mais c'est une urgence.
Acil bir durum olduğunu ve eve gitmem gerektiğini söyle.
C'était une urgence, rien d'autre.
Ben Dedektif Hathaway, kimyasal fabrikanızla ilgili acil bir durum var.
Inspecteur Hathaway. Je suis ici pour parler de votre usine de produits chimiques.
Acil bir durum vardı.
C'était une urgence. Mon grand-père est très malade.
Bu acil bir durum.
C'est assez urgent.
- Acil bir durum gelişti.
- J'ai eu une petite urgence.
Ya acil bir durum varsa?
Et si c'était une urgence?
Şu toplantı. Güzel takımlı elemana acil bir durum çıktığını söyledim ve yarın için randevu verdim.
La déposition... j'ai dit au costume brillant qu'il y avait une urgence, et j'ai reporté à demain.
James Lester, sayın Bakan'la görüşmek istiyordum, acil bir durum.
James Lester, je voudrais parler au Ministre s'il vous plaît, c'est urgent.
Lokantada olmadığı yegane gün de cenaze gibi, acil bir durum içindi.
Il prenait un jour de repos seulement pour un congé national.
Nucky, acil bir durum var.
Nucky, nous avons une urgence.
Acil bir durum var, hemen gelmelisin.
Viens tout de suite
Acil bir durum var.
C'est urgent. Appelez le colonel Lennox.
- Acil durum hemşiresiydi o. - Bir şeyin yok.
J'ai vu un secouriste.
Herkesin bir acil durum planına ihtiyacı vardır.
Il faut toujours un plan d'urgence.
- Bir acil durum. - Evet.
Drôle d'urgence.
- Bir polis acil durum öyle.
- Urgence police.
Aynı zamanda evdeki güvenlik sisteminin de acil durum düğmesi gibi bir şeyi yok.
Et son système de sécurité n'a pas d'alarme silencieuse.
Fakat mesajda, 2000 yıldan beri kullanılmayan bir Jedi acil durum kodu gizli.
Mais le message contenait un code de détresse Jedi qui n'a pas été utilisé depuis plus de 2 000 ans.
Gemiye gidin ve bir acil durum sinyali göndermeyi deneyin.
Retournez au vaisseau et essayez d'envoyer un autre signal de détresse.
Larry, U.U.I. ye tüm açik kanallardan bir acil durum mesaji ilet.
Larry, envoyez un message d'urgence à l'équipage de l'ISS sur tous les canaux disponibles.
acil bir durum var 51
durum 69
durumu 30
durumlar nasıl 26
durum nedir 160
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durum bu 36
durum 69
durumu 30
durumlar nasıl 26
durum nedir 160
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durum bu 36
durum şu 37
durum nasıl 38
durumu nedir 24
duruma bağlı 72
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
durumunuz nedir 41
duruma göre 34
durum ne 42
durum ciddi 25
durum nasıl 38
durumu nedir 24
duruma bağlı 72
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
durumunuz nedir 41
duruma göre 34
durum ne 42
durum ciddi 25