Adamı translate French
272,591 parallel translation
Kötü geçen bir güne anlam kazandırmaya çalışan bir adamın söyledikleridir.
C'est seulement un truc qu'un type à dit... pour donner un sens à sa journée de merde.
Şu adamı buradan gönderin.
Faites partir cet homme.
Kendine geldiğinde adamın kontrolü ele alıp onun adına karar verdiğini öğrenince ne hissedeceğini bilmiyorsunuz.
Vous ne comprenez pas ce qu'elle ressentira en se réveillant, et qu'elle découvrira qu'il a décidé pendant qu'elle était endormie.
- Adamı diyorsun.
- Oh, lui. - Ou elle.
Toby çölün ortasında, ölümcül kanaması olan bir adamı kurtarmaya çalışıyor ama sana bir tedavi var mı bilmiyorum.
Toby a une chance de sauver un homme qui fait une hémorragie au beau milieu du désert, mais je ne sais pas s'il y a un remède pour ce que tu as.
Şirinlerden nefret eden adamın adı neydi?
Quel était le nom du type qui haïssait les Schtroumpfs?
Sebebi kendi adamınız, biz değiliz.
Vos gars ont causé ça, pas nous.
Seni öldürmek isteyen adamın şehre döndüğünü öğrendiğinde böyle olur.
Je n'ai pas dormi de la nuit. C'est ce qui arrive quand tu réalises que l'homme qui veut te tuer, apprends que tu es de retour en ville.
Yaşlı adamı gönder.
On envoie le plus vieux.
Adamımı o kuleden çıkartabilmem için ne kadar vakit var?
Combien de temps avant que je puisse faire sortir mon homme?
Şikâyet etmekle tehdit ettiğinde adamın yüzündeki ifadeyi görmek paha biçilmezdi.
Le regard sur le visage de ce type quand tu l'as menacé d'un rapport ça n'a pas de prix.
Bir adamımı daha kaybetmeyeceğim.
Je ne perdrai pas un autre de mes gars.
- Adamımı yüz üstü bırakamazsın!
Vous n'allez pas renoncer!
- Adamını kurtarmaya çalışıyorum ama yapacağın en iyi şey beni rahat bırakıp düşünmeme müsaade etmen.
J'essaie de sauver votre gars, mais sa meilleure chance est de me laisser tranquille et me laisser réfléchir.
Hayır, bekle, bekle, bekle, bekle, benim adamım, ben gideceğim.
Non, attendez, c'est mon homme, j'y vais.
Evet ama sen de az önce adamın kürsüye çıkarılmasını söyledin.
Mais vous venez de leur dire de le faire venir à la barre.
Hoşlandığın adam bu mu?
C'est celui que tu aimes bien?
Ben çok iyi bir adamım!
Pourtant je suis un mec bien.
- Adam burada.
Il a raison.
Adam hazır mı?
A peine.
Ailesi arkadan geliyor. Küçük yaraları var. Patlamayı en şiddetli yaşayan bu adam olmuş.
Sa famille est derrière... blessures mineures, il a reçu la plupart du choc... brûlures au 3e degré au cou, sur le côté gauche du corps, s'étendant jusqu'au périnée, jambe gauche partiellement lacérée.
- Adam tam bir yılan.
- Ce mec est un serpent.
Senin de dediğin gibi adam tam bir yılan.
Ce mec est un vrai serpent, comme tu l'as dit.
Sonra bu adam geldi. - Babinski pozitif.
Et ce gars est arrivé.
Bir adam öldürdüm.
J'ai tué un homme.
İşin aslı, her sabah adam öldürüyorum.
En fait, je tue un homme chaque matin.
O adam benim.
Cet homme, c'est moi.
Ayrıca tüm o "Ben bir adam öldürdüm." muhabbetinden uzak durmak isteyebilirsin.
Et évite de leur sortir le refrain "J'ai tué un homme".
Bir adam sana bağırdığında ilk yaptığın dört ayak hâline gelmek.
On te crie dessus et tu te mets à quatre pattes.
Bu adam da kim, uyuşturucu satıcısı mı?
C'est qui, un dealer de drogue?
Madoff 35 yıl için adam öldürürdü.
Madoff aurait tué pour 35 ans.
- İşte adam burada, Edict776.
Il est là... Edict776.
- Adam deyip durmayın, belki de kadındır.
Vous dites "il". C'est peut-être "elle".
Bu adam hiç başka sitelere de yazdığından bahsetti mi?
A-t-il déjà mentionné d'autres sites où il commentait?
Adam zeki bir hacker ama şu an yaptığın şey aklına gelmedi mi yani?
C'est un hacker de génie, mais il n'a pas fait ce que tu es en train de faire?
Kahraman adam bebeği hırsızdan kurtarıyor.
Un héros sauve un bébé d'un kidnappeur
Eğer ihtiyacımız olanı alıp yakın zamanda ekibimize ulaştıramazsak... -... bir adam ölebilir.
Si nous ne prenons pas ce dont on a besoin maintenant, un homme pourrait mourir.
Acele et. Şuradaki adam benim balonlara bakmaya çalışıyor.
Ce mec est en train d'essayer pour obtenir un pic à mes bulles.
Şimdi, adam böyle bir tip, kendi halkının canına susamış.
C'est le genre d'homme qui laisse son peuple mourir de faim.
Ama bu, Süper Eğlenceli Adam yararlı saatinin yok etmek anlamına gelebilir.
mais ça veut dire détruire ta montre de Super Fun Guy
Kapat çeneni seni salak. Beş dakika hatta belki daha fazladır peşimizde... -... kahverengi ceketli bir adam var.
Il y a un gars avec une veste brune qui nous suit depuis 5 minutes, peut-être plus.
O zaman bu işi adam gibi yapsak iyi olur.
Alors on ferait mieux de faire ça bien.
Amerikan tarihi boyunca bizim, halkımızın, sağlamlığıyla bilinen adayları olmuştur dürüstlüğüyle, cesaretiyle bilinen adayları... ve sonra böyle bir adam çıktı.
A travers l'histoire Américaine, nous, le peuple, avons eu des candidats connus pour leur force, leur intégrité... leur courage... et maintenant, nous avons ce gars.
Belki de şu adam büyülerinden birini kullanır?
peut être que ce gars peut utiliser un de ses sorts?
Yüzündeki sırıtışı sil ve incelemeye başla yoksa yeni bir iş arayan tek kişi bu adam olmayacak.
Effacez ce sourire de votre visage, et commencez l'inspection Ou ce gars ne sera pas le seul à la recherche d'un nouveau salaire.
- Şu adam seni duymadı.
Cet homme ne vous entend pas.
- Adamını derhal oradan çıkart!
Faites sortir votre homme maintenant!
Benim IQ'ma sahip olsan anlardın ama bir adam daha kaybetmeye razısın gibi.
Si vous aviez mon QI, vous auriez compris, mais je suppose que ça vous va de perdre un autre homme.
Silo, adam mahsur kaldı, Walter kumdomuzuyla birlikte tepesinde.
Silo, homme pris au piège, Walter sur le sommet avec sandhog.
Kötü adam gitti.
Le mauvais gars est parti.
Kimsin sen Yağmur adam mı?
Qui es-tu, Rain Man?
adamım 2484
adamim 23
adamın 29
adamım benim 32
adamın biri 39
adamımsın 21
adamımız o 17
adamı rahat bırak 23
adamı duydun 40
adamı duydunuz 27
adamim 23
adamın 29
adamım benim 32
adamın biri 39
adamımsın 21
adamımız o 17
adamı rahat bırak 23
adamı duydun 40
adamı duydunuz 27