English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Ama neyse

Ama neyse translate French

1,679 parallel translation
Evet ama neyse ki Katherine bunu o kadar içinden yapacak ki, biz farketmeyeceğiz bile.
Comme elle est passive agressive, ça ne se verra pas.
Oğlumla halen yapacak işlerimiz var ama neyse ki artık konuşuyoruz.
Attends. Reviens!
Merdivenlerden yuvarlanan senin o sıska kıçın olsaydı daha çok sevinirdim, ama neyse...
Je serais peut-être un peu plus heureuse si ça avait été ton petit cul qui était tombé dans les escaliers...
- Paradigma, ama neyse.
- C'est un paradigme, mais ouais.
Bir dahaki sefer denk geldiğimizde böyle güzel görünüyor olmayacağım, ama neyse.
Bien sûr, je ne serai pas aussi belle la prochaine fois qu'on se verra, mais tant pis.
Aslında bu çok kötü çünkü Jamie, Brooke'da kalıyor ve ben de küçük bir masaj istersin diye düşünmüştüm, ama neyse sorun yokmuş.
Dommage, parce que Jamie passe la nuit chez Brooke et j'ai cru que tu voudrais un massage. Mais si ça va, je...
Hayır ama neyse konuyu değiştirelim artık gelinliğimi ne zaman görebileceğim?
Mais changeons de sujet : quand pourrais-je voir ma robe de mariée?
Ama neyse ki işe yaradı.
Dieu merci, il était là.
İstersen maça iddiaya girelim. Gerek yok zaten Liverpool'a paramı gömdüm. Büyük ihtimalle paramı öldürdüm ama neyse.
- J'ai déjà une mise à 25 sur Liverpool, et je les reverrai sûrement pas.
Ama neyse ki, ne zaman sevmediğim bir komşumuz olsa Catalina onun taşınması için bir yol buluyordu.
Heureusement, dans ce genre de situations, Catalina m'aidait à m'en sortir.
Nezaket gösterip kendimi tanıtacaktım, ama neyse.
J'allais être poli et me présenter, mais tant pis.
Bu da senin hissen, gerçi beni bir yıl boyunca beklettin ama neyse.
Et voici votre part... bien que vous m'ayez fait attendre une longue année.
Ama neyse... şanslı bir kızsın.
Enfin, bref... Vous avez de la chance.
Bu görünüşüme bakar ak dede olduğuma inanmak zor ama neyse işte, bazı maddi sorunları vardı bende de bu inanılmaz özellik olunca ona yardım edeyim dedim.
Je sais que c'est difficile à croire car je suis si beau. Bref, elle a eu des problèmes d'argent, et j'ai cet attribut fantastique, donc je lui file un coup de main.
Ama neyse ki sizin hikâyeniz SETI'den, NORAD'dan ve NASA'dan aldığım tüm raporlarla uyuşuyor.
Mais heureusement, votre histoire correspond aux rapports que j'ai obtenus de SETl, NORAD et la NASA.
Çoğu patlatılmış ya da ikiye bölünmüş ama neyse.
La plupart ont explosé ou sont démantelés.
Bilmiyorum, ama her neyse, onu yemeye çalışmış.
Je sais pas, mais quoi que ce soit, ça a essayé de le manger.
Benim en azından fiziksel bedenimin, her neyse ama bilincim hâlen sağlam.
Mon corps, en tout cas. Mais ma conscience est intacte.
Her neyse, ceplerini bir güzel boşalttım, ama pes etmedi.
Je l'ai lessivé.
Ama her neyse, katlanabilirim.
Je fais avec.
Ama, şey, her neyse, eğer aradıysan, telefonu açamadığım için üzgünüm.
enfin bref, si vous avez appelé, Je suis désolé de ne pas avoir décroché.
Bana daha çok bir fuhuş minibüsü gibi geldi ama her neyse.
Non, ça avait bien l'air d'un van de violeur, mais passons.
Linda, ilaç yardımcı olacaktır, ama senin uyumanı engelleyen her neyse onu uzaklaştırmayacak.
- Linda, les médicaments aideront, mais ce qui vous empêche de dormir sera toujours là.
- Öyle mi? - Aşağılanmak istemem, ama..... neyse sorun değil.
Je veux pas que tu te sentes insultée, mais...
Ama o her neyse, seninle ilgili olmadığı kesin.
Toutefois, soyez assuré que quoi que ce soit, ça n'a rien à voir avec vous.
Her neyse, bir şey olacağından değil ama...
C'était une fausse alerte.
Garaj yoluna bıraksan, daha iyi olurdu ama neyse.
Je disais que l'allée aurait pu être meilleure mais,...
- Ama öyle olmaya çalışmayacak. - Her neyse. Bende de beyaz adamların parası ve avukatları var.
Mary, je n'accepte pas ta définition de nous.
Her neyse, onun yanında olmaya çalışıyorum ama olayı nasıl halledeceğimi bilmiyorum.
J'essaie de l'aider, mais j'ai du mal.
Ama anlamı her neyse eminim ağabeyinin başına iş açmak değildir.
Et c'est sûrement pas de créer des ennuis à son frère.
Ama her neyse, vay canına.
Enfin bref...
Neyse, daha çok erken, bir şey anlaşılmıyor, ama iyi büyüyor mu diye resmini çektiler işte.
C'est un peu tôt. On ne voit pas grand-chose, mais on a pris une photo pour s'assurer que tout allait bien.
Buradaki işiniz her neyse şerif söylemedi ama sizi gezdirmem için beni yolladı.
Le shérif m'a détaché pour vous aider durant votre mission. Il ne m'a pas dit ce que c'était.
Tek bir ciğerim kaldı ama, neyse ki sağlam.
On m'a enlevé un poumon, mais il me reste le bon.
Senden daha incedir, ama her neyse.
Plus mince que toi. C'est ça.
Her neyse, umarım kar yağar ama bence yağmayacak.
J'espère qu'il va neiger, mais je ne crois pas.
Ama her neyse. Tam bir homo, baksana şuna.
Mais il est homo, regarde.
- Bak Steve, kazara anne göğsüne değmek neyse, ama kazara anne alnının alete değmesi olayı çok fazla.
Quoi? L'homme de la clinique est venu me voir hier au magasin... et il m'a parlé de tes maladies et de tes badinages amoureux!
Her neyse. Gwidor'a vardığımızda, nasıl bir yerdi ama, 200 tane çocuk vardı kıyafetlerini giyinip ısınıyorlardı.
Et puis, on est arrivé à Gweedore...
Ama herkes çığlık attı. Neyse aptalca.
Tu les as eus au tout-à-un-euro?
Ama neyse.
Qu'importe!
Ama, her neyse, yarın yürümeye başlarsak yarın geceye kadar oraya ulaşabiliriz yani, karanlık çökmeden.
Si on part demain à pied, on y arrivera demain soir, de nuit.
Her neyse. Olayın tam ortasında kıllı bir gergedan gibi terlemeye ve horultu çıkarmaya başladı. Ben de kendimden nefret etmeye başladım, ama gerçekten nefret ettim.
Bref, en pleine action, il sue et renifle comme un porc poilu et je commence à me maudire, mais vraiment à me maudire.
Her neyse, J.D.'ye çılgın bir seks gecesi sözü verdim ama kafayı yemek üzereyim.
Bref, j'ai promis à J.D. une nuit de folie, et ça me rend folle.
Ama her neyse, ona değdi.
Mais, quoi que ce soit, ça valait le coup.
Neyse... Çikolatalar için teşekkür ederim ama ben şeker hastasıyım. O yüzden yemesem daha iyiydi ama dayanamadım.
Merci pour le chocolat, mais je dois te dire qu'étant diabétique, je n'y ai pas droit...
Neyse, eski bir deyim, ama pek de iyi değil.
C'est un vieux proverbe, pas franchement géant.
Ama her neyse, 10 tane sürtüğü var. 10 tane.
On s'en fout, il a 10 briques, 10.
Neyse. Bu Roberto denen adam Oklahoma'da doğdu ama Tepito'daki Casa de Putas'da ( kerhane ) mı büyüdü?
Que ce Roberto est né à Oklahoma, et qu'il a grandi dans un bordel de Tepito?
Ama bu... Bu, gişe filmi değil ki! Neyse, tamam.
Ce n'est pas... un putain de film de boxe.
Ama konu benim sağlığım. Yani önemi yok. Bedeli her neyse ödemeye hazırım.
Mais c'est ma santé alors peu importe le prix.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]