Arkadaşlık translate French
2,777 parallel translation
Neden, biliyor musun? Çünkü asıl önemli olan şey hangi sebeple gelmiş olursan ol, bir arkadaşlık başladı.
Ce qui t'a fait venir ici est devenu le début d'une amitié.
Platonik arkadaşlık çünkü bence sen harikasın Rachel.
Je te trouve geniale Rachel, vraiment.
Bu akşam, arkadaşlık etme konusunda iyi değilim.
Je suis pas de bonne compagnie ce soir.
Arkadaşlık yok etmenin Michael Jordan'ısın.
T'es le Michael Jordan des amitiés détruites.
Zack bütün arkadaşlık sitelerine üyeydi.
Zack était sur tous les sites de rencontre.
Arkadaşlık isteğimi kabul etseydin, zevkle okurdum.
Je l'aurai lu si tu avais accepté ma demande d'ami.
Benim ilgilendiğim tek bir terfi var. Sizi arkadaşlık ordumda generalliğe terfi etmek istiyorum.
La seule promotion qui m'intéresse c'est de vous promouvoir, généraux de mon armée d'amis.
Öfkelenmekte haklısın ama lütfen arkadaşlık ettiğimiz onca yılı bir düşün.
Tu as le droit d'être en colère. Mais pense à toutes nos années d'amitié!
Üzgünüm beyler. Arkadaşlık her şeyden önce gelir.
Les potes avant les putes.
- Seve seve. - Madem arkadaşlık yeminimizi bozdun öyleyse sihirbazlık ekibimizden de çık.
J'ai une annonce pour vous, monsieur, qui a rompu le serment par le sang, tu dois quitter, le groupe des sorciers.
Arkadaşlık etmekten hoşlandığınız ortada.
Tous les deux, vous aimez la présence de l'autre.
- Arkadaşlık önce gelir.
L'amitié d'abord.
Della Rovere ile İtalya'nın geleceği konusunda yaptığım konuşmaları inkar edemem ama... Ama düşündükten sonra size olan sevgisi sınır tanımayan babam, sizi desteklemeye karar verdi. Eğer ona bir arkadaşlık işareti gösterirseniz.
J'ai bavardé avec Della Rovere au sujet de l'avenir de l'Italie, mais... après réflexion, mon père, qui vous porte dans son cœur a décidé de vous soutenir, si vous lui donnez, un signe d'amitié.
Yararlı arkadaşlık.
Amitié améliorée.
Bu kadar yeter. - Arkadaşlık iki taraflıdır.
L'amitié, ça va dans les deux sens.
Ayrıca listesinde arkadaşlık, travesti ve transexsüellerle deneyimleri var.
- J'aimerais que... - Et "l'amitié avec travestis et transsexuels".
Ama Bo'nun hayatındaki tek insan olmaya çalışıyorsan arkadaşlık değil bencillik yapıyorsun.
Mais si tu veux être la seule humaine de sa vie, tu n'es pas une si bonne amie. Tu es égoïste.
Arkadaşlık biramı geri ver.
Rends-moi ma bière.
Arkadaşlık ölecek, Gerçek aşk, yalana dönecek, Gece çökecek ve karanlık yükselecektir.
La nuit tombera et le noir va se lever quand un homme bon part en guerre.
Babana biraz arkadaşlık eder misin?
Tu peux tenir compagnie à papa? - Oui.
Maw Maw, Delilah'a altı hafta boyunca arkadaşlık yapmamı istedi.
Pendant six semaines, je devais la traiter en invitée.
Hayır, sen burada kal. Nefret ettiğimiz kişilere yalandan arkadaşlık yapmakta iyisin.
Reste ici, fais semblant d'être sympa.
Seninle işim bittiğinde hiç kimse seninle arkadaşlık etmeyecek.
Quand j'en aurais fini avec toi plus personne ne voudra te parler!
Eski öğrencilerimden, Karma isimli bir keşiş de, - bana arkadaşlık etmeyi kabul etti.
Un de mes anciens étudiants, un ex-moine qui s'appelle Karma, m'accompagne.
- Arkadaşlık ilişkilerinden bahsetmişken...
En parlant d'amis ayant un problème avec les limites...
Henry bana arkadaşlık ediyordu.
Henri m'a tenu compagnie.
- "Negatif... arkadaşlık kurmak."
"Difficulté : se faire des amis."
Bu güzel arkadaşlıkları sebebiyle babanızı kıskandım Leydi Stark ama bunu yapmaktaki amacınızı tam anlayamadım.
J'envie tous les bons amis de votre père, Lady Stark, mais je ne vois pas où vous voulez en venir.
- Arkadaşlık başka, öyle mi?
Comme ami?
Takımınıza arkadaşlık mı edeceksiniz, yoksa komutanlık mı yapacaksınız bunun kararını vermeniz gerekiyor.
Il faut séparer entre être un ami et être leur sergent.
Aptal sınıf arkadaşlarım, arkadaşlık ilişkileri ve özsaygıyla uğraşırken, ben şeker çubuklarından ölüm yıldızı yapıyordum.
Pendant que mes stupides camarades se faisaient des amis, je créais l'Étoile Noire avec des bâtonnets. T'as entendu?
Sizin yerinizde olsam, benimle çok yakın arkadaşlık etmezdim.
À votre place, j'éviterais ma compagnie.
Kafamı karıştıran asıl şey bir arkadaşlık sitesinde ne aradığın?
Pourquoi est ce que je suis perdue avec ca que faisons nous sur un site de rencontre?
Şimdi emekli bir suikastçısın ve arkadaşlık sitelerinde takılıyorsun?
Alors maintenant vous êtes une tueuse à la retraite c'est un rencard du net.
Senin gibi olan normal kızların arkadaşlık sitelerine ihtiyacı yok, güven bana.
Les filles normales qui vous ressembent ne se connectes pas croyez moi.
Bir arkadaşlık sitesinde.
Un rencard sur le net.
O konserler süresince onunla bir nevi arkadaşlık kurmam gerekiyordu.
On est devenus amis pendant tous ces concerts.
Sizin arkadaşlık nasıl gidiyor?
Comment s'est passé la rentrée à l'académie d'élite?
Çünkü bu hafta sonu arkadaşlık bağıyla alakalı değil mi?
Car ce week-end, c'est pour être ensemble, pas vrai?
Şeytanlarla arkadaşlık yapıyorsun.
Tu t'acoquines avec les démons.
Arkadaşlığımızın benim için artık şu kadar önemi yok.
- Notre amitié ne tient qu'à ça, là.
Karın, Dedektif Essen'le olan özel iş arkadaşlığınızı öğrenseydi çok yazık olurdu.
Ce serait dommage que votre femme découvre votre relation de travail avec l'agent Essen.
- Arkadaşlık bizden sorulur.
- Des titans de l'amitié.
Ağzına sağlık. Alice denen o hatun bu arkadaşlığı bozamayacak.
Car en aucun cas, cette Alice, n'affectera ça.
O kadınla arkadaşlığımız artık bitti ve onunla görüşmeni yasaklıyorum.
Notre relation avec cette femme est terminée, et je te défends de la revoir.
Harry Wallace Clayton ile olan arkadaşlığımı kıskanıyordu.
Harry était jaloux de mon amitié avec... Wallace Clayton.
Artık farkı görüyorsun, Claude. Arkadaşlığın benim için anlamı bu.
Tu vois, Claude, c'est un exemple typique d'amitié à un sens.
Lucrezia Borgia Roma Papası'nın kızı ve Giulia Farnese'nin, onun zevkli arkadaşlığını talep ettiğini söyleyin.
Dites-lui que Lucrèce Borgia, fille du pape de Rome, et Giulia Farnèse demandent le plaisir de sa compagnie.
Bugün arkadaşlık yapmış ama sana.
Maintenant, si.
Kızıma arkadaşlık eder kendimi daha iyi hissederim.
C'est bien que votre fille vienne aussi.
Oğlumun artık Jack'le arkadaşlık etmesini istemiyorum.
Nos enfants ne devraient plus se fréquenter.
arkadaşım 498
arkady 17
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşın 91
arkadaşlarım 129
arkadaşımız 19
arkadaşları 29
arkadaşımdı 18
arkady 17
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşın 91
arkadaşlarım 129
arkadaşımız 19
arkadaşları 29
arkadaşımdı 18
arkadaşız 60
arkadaş ister misin 22
arkadaşlarını 16
arkada 129
arkadaşların 36
arkadaş mıyız 22
arkadan 28
arkadaşlarım var 23
arkadaşın kim 42
arkadaşınız mı 19
arkadaş ister misin 22
arkadaşlarını 16
arkada 129
arkadaşların 36
arkadaş mıyız 22
arkadan 28
arkadaşlarım var 23
arkadaşın kim 42
arkadaşınız mı 19