Ayıp sana translate French
113 parallel translation
- Ayıp sana.
Quelle honte.
Ayıp sana.
J'espère que tu as honte.
Ayıp sana, Ruby! O kuduz herif için evin içinde dört dönüyorsun.
Tu devrais avoir honte, Ruby, de soupirer après ce coyote.
Ayıp sana, seni yaşlı aptal.
Honte sur toi, vieil imbécile.
Ayıp sana!
C'est mal.
Ayıp sana. Diyet yap.
Il faut faire un régime.
Ayıp sana, Giacobbe, utanmalısın kendinden!
Honte à toi, Jacob.
Ayıp sana!
Tu devrais avoir honte!
Ayıp sana.
Tu devrais avoir honte.
Ayıp sana, ihtiyar!
Vous n'avez pas honte, vieux cochon?
Ne ayıp sana.
Honte à vous.
Ah, Vergil! Ayıp sana.
Vergil, tu devrais avoir honte!
Ayıp sana, Sherman!
Honte à toi.
Çok ayıp sana, Nelson.
Ne dites rien, madame.
Ayıp sana, genç adam! Durun bir dakika.
Honte à toi, mon fils!
Ayıp sana.
Quelle honte!
- Ayıp sana McNulty.
- Honte à vous.
Bu atı kölen yaptığın için ayıp sana!
Quelle honte d'avoir fait de ce cheval ton esclave.
Çok mu dekolte? Ayıp sana.
- Qu'est-ce tu racontes, pas du tout.
Ayıp sana.
Honte à toi, Emily!
Bir kere kandırırsan, ayıp sana, iki kere kandırırsan...
Trompe-moi une fois, honte à toi, trompe-moi deux fois...
Ayıp sana.
C'est une honte.
Ayıp sana!
C'est toi qui devrais avoir honte!
Ayıp sana Reveal.
Honte à vous, Reveal *.
Maalesef sana çok ayıp oldu. - Hiç de değil.
Veuillez m'excuser...
Sana çok ayıp ettim, biliyorum ve istesem bile özür dilemek için biraz geç.
Je sais que je vous ai fait mal et même si je voulais, il est un peu tard pour m'excuser.
Ben, kendim, bu dosya çekmecesini gözden geçirdim ve dokuz ay önce yazılıp sana adreslenmiş Kane'den gelen bir mektubun kopyasını buldum.
J'ai trouvé dans son classeur le double d'une lettre que Kane vous a adressée il y a neuf mois.
Sana sadece yarım saatimi ayırabilirim.
J'ai qu'une demie-heure à te consacrer mon p tit père.
Evet ya, resmi bırakıp sana vakit ayırmalıyım.
Je devrais arrêter de peindre et être plus gentil envers toi.
Çok ayıp! Sana bilardo oyna dedim mi?
Quelle tuile.
Arada bir tozumu almalıyım. Sana ayıp oldu.
Il faudrait que je pense à me dépoussiérer, ça ne fait pas sérieux.
Kusura bakma Yusuf. Sana da ayıp oldu.
- Excuse nous Yousouf...
Savaşçı sınıfımızı sana karşı harekete geçireceğimi sanıyorlardı ama sınıfımızın liderine karşı harekete geçme ihtimalim kanatlarımın çıkıp beni Ay'a uçurması ihtimalinden daha yüksek.
Ils espéraient que je monte la caste contre vous mais... je n'y réussirais pas plus facilement... que de me faire pousser des ailes et voler jusqu'à la lune.
Seni hak etmek için ne yaptığımı hala bilmiyorum... ama her neyse bunu muhafaza etmek için elimden geleni yapacağım, ve ölüm bizi ayırana kadar, kendimi sana adayıp... arkanda duracağım.
Je ne sais toujours pas ce que j'ai fait pour te mériter. Mais je vais continuer. Et je promets de te soutenir et de t'honorer jusqu'à ce que la mort nous sépare.
Metal kesiciler. Topraklama bacağını onların ayırıp ayırmadığını öğrenmede sana ihtiyacım war.
Je veux que tu prouve ou que tu infirme l'hypothèse selon laquelle elles auraient servies à couper la prise à la terre.
Çar çur edersem ayıp olur. İyi, sana bir çocukta veririz, tamam mı?
C'est bête de les perdre.
Oh, J. P, geçen ay kredili olarak füze rampalarını sana kim verdi?
Qui vous a fait crédit des lance-fusées?
Beni bir kez aldatırsan, sana ayıp.
Vous ne m'aurez pas deux fois.
Sana ayı çalıp, yıldızları koparacağım.
"Je volerai la lune et cueillerai les étoiles.."
Ayağa kalkıp kafanı omurgandan ayırıp kapıyı kırıp bunları sana açıklarken geçen vakitten daha az sürede nöbetçiyi öldürebilirim.
Je pourrais sauter sur mes pieds, arrachez votre crâne de votre colonne vertébrale, défoncer la porte et tuer le garde en moins de temps qu'il ne m'en a fallu pour le décrire.
Paranı alıp vücudunda iz bıraktıktan sonra... sana zaman bile ayırmazlar.
Après avoir pris votre argent et laissé des cicatrices, ils n'ont plus de temps pour vous.
Sana fazla yüklenmek istemiyorum, ama gerçekten, ciddi olarak, aşkına daha az zaman harcayıp çocuklarına daha fazla zaman ayırmalısın.
Je veux pas être dure avec toi, mais... Tu devrais passer moins de temps avec ton mec et plus à surveiller les enfants.
Off! - Ayıp sana.
Honte à toi.
Sana yakışır da babana ayıp olur.
Ça te conviendrait mais ton père serait triste.
Sana iyisinden bir tane tutarız ama sen konuşmazsan ben bu anlaşmayı yırtıp küçük parçalara ayırırım.
Oui, vous avez le droit de voir un avocat. Mais si vous le voyez avant de me dire ce que je veux savoir, je déchirerai ce document en petits morceaux et Dean récupérera votre enfant dès qu'il sera né.
Tıp sınavına tekrar girmen için hastane sana sana 4 ay veriyor.
Vous avez quatre mois pour repasser l'examen.
Sana zaman ayırıp yardım ettiğime göre en azından değmesini sağla.
Si je vais passer mon temps précieux à me concentrer sur toi, Tu as intérêt à ne pas me faire regretter de l'avoir fait.
Evet, evet... Altı ay boyunca yanında oturup uyanıp tekrar sana dönmesini arzu ettiğin bir arkadaş.
Oui, un ami à côté duquel tu t'es assise pendant six mois, en espérant qu'il se réveille et qu'il te saute dessus.
Sana karşı çok ayıp oldu.
Ce n'était pas approprié.
Ve sana her türlü ayıp şeyi yapabilir.
Et il te fera plein de cochonneries.
- Ayıp sana.
Honte sur toi!
sana 1211
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sanat 96
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana diyorum 139
sana söylüyorum 711
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sanat 96
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana diyorum 139
sana söylüyorum 711
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85