Ağlamak istiyorum translate French
111 parallel translation
Bir de kalkmış şaka yapıyorum. Oysa ağlamak istiyorum.
Comment puis-je plaisanter... quand j'ai envie de pleurer?
Ama şu an, seni dinlerken, mutluyum yine de ağlamak istiyorum.
Et maintenant, je vous écoute et je suis bien. Ça me serre le coeur. J'ai envie de pleurer.
- Ağlamak istiyorum, ağlamak istiyorum.
J'ai envie de pleurer.
Şu an ağlamak istiyorum.
J'ai envie de pleurer.
Ağlayabilirim. Küçük kızımı kaybedeceğimi düşündükçe ağlamak istiyorum.
J'en pleurerais quand je pense que je vais perdre ma petite fille.
Ağlamak istiyorum.
Ça me donne envie de pleurer.
Sana bakıyorum... ve ağlamak istiyorum.
C'est ce que j'ai trouvé pour t'empêcher de dormir. Tu descends?
Ağlamak istiyorum. Gördüğüm en adi çocuksun.
Tu es le plus méchant.
Kaçıp bir yere saklanmak ve iyice ağlamak istiyorum.
Je me sens idiote.
# Ve sonra # Ağlamak istiyorum
"Et maintenant je veux dormir."
Neden ağlamak istiyorum?
Pourquoi ai-je envie de pleurer?
Yardım etmekten öyle mutu oluyorum ki ağlamak istiyorum.
J'en pleurerais de bonheur, de savoir que je peux les aider.
- Ne? Bazen o kadar utanıyorum ki ağlamak istiyorum.
J'ai honte par moments, à en pleurer.
- O çocuğu düşününce ağlamak istiyorum.
- J'ai souvent envie de pleurer.
Ama size söylemeliyim... Bazen Milagro'da uyandığımda, ağlamak istiyorum.
mais je dois vous dire, des fois lorsque je me réveille à Milagro j'ai envie de pleurer.
Büyükbaba, ağlamak istiyorum.
Grand-père, j'ai envie de pleurer...
Ağlamak istiyorum.
J'ai envie de chialer.
Ağlamak istiyorum.
J'ai envie de pleurer.
Ne mutlu bana. Ağlamak istiyorum.
Moi si content, moi vouloir pleurer.
Ağlamak istiyorum.
J'ai envie de pleurer...
Ben de ağlamak istiyorum.
Moi aussi, je pleure.
Sadece ağlamak istiyorum.
J'avais juste envie de pleurer.
İşe yaramıyor. Ağlamak istiyorum, ama bunun için çok maçoyum.
Je veux pleurer mais je suis trop macho.
Ağlamak istiyorum. Seni seviyorum, ama ona da, onunla kalacağıma söz verdim.
J'ai envie de pleurer, parce que je t'aime, mais je lui ai promis de rester avec elle.
Oturup ağlamak istiyorum ta ki, bir damla gözyaşım kalmayıncaya kadar.
Je m'assois et je pleure... jusqu'à ce que je ne puisse plus pleurer.
O kadar tatlı ki ağlamak istiyorum.
Il est mignon à pleurer!
Ağlamak istiyorum!
C'est dingue!
Bugün sadece ağlamak istiyorum.
J'ai juste envie de pleurer.
Ve bu çok korkunç bir durum. Çünkü ben oğlumun, oğlu oldum, Babamı görüyorum ve ağlamak istiyorum.
Parce que je deviens le fils de mons fils... et, en le regardant, je vois mon pére et j'ai envie de pleurer.
Ağlamak istiyorum!
Je vais pleurer!
Şu sıra her şey üstüme üstüme geliyor. Odama çekilip bir saat ağlamak istiyorum.
J'ai tellement de choses à préparer, j'ai besoin d'aller pleurnicher une heure dans ma chambre.
Dostum... ağlamak istiyorum.
Bon dieu... J'ai envie de pleurer.
Ayrıca hüngür hüngür ağlamak istiyorum.
Et puis, pleurer un bon coup, j'aime ça.
Oyuncaklara böyle davranıldığını görünce ağlamak istiyorum.
Ca me donne envie de pleurer de voir des jouets traités de cette façon.
Neredeyse ağlamak istiyorum.
J'ai presque envie de pleurer.
Burada bulunduğum için ağlamak istiyorum.
Cet endroit me donne envie de pleurer.
Şuracığa ilişip mutluluktan ağlamak istiyorum.
J'ai besoin de m'asseoir et de pleurer de joie.
Onun yanında olmak. Her şeyin düzeleceğini söyleyip onunla ağlamak istiyorum.
Lui dire que tout ira bien.
Tanrım, burası o kadar güzel ki ağlamak istiyorum.
Mon Dieu, c'est si beau ici, j'ai envie de pleurer!
Ağlamak istiyorum.
Je veux tellement pleurer.
Ağlamak istiyorum. O kadar muhteşem ki.
J'ai envie de pleurer, tellement c'est génial.
Ağlamak istiyorum.
Il m'a fait pleurer.
Ağlamak istemiyorum çünkü o zaman sen de ağlamaya başlarsın ve... ben de duramam. - Ağlamak istiyorum.
Je ne veux plus pleurer parce que tu commences à pleurer, et je ne pourrais plus m'arrêter de pleurer.
Cenin şeklinde kıvrılıp ağlamak istiyorum.
Me mettre en position foetale et pleurer.
Ağlamak istiyorum. Ama yapamıyorum.
J'ai envie de pleurer, mais j'y arrive pas.
Ben gülmek istiyorum. Ağlamak istemiyorum.
Je veux rire.
Güzelliği karşısında dayanamayıp, ağlamak isteyeceğim bir manzarası olan bir balkon istiyorum. Ve balayımızın bir saniyesini bile keyif düşkünlüğü haricinde bir şeyden suçluluk duyarak geçirmek istemiyorum.
Je veux un balcon avec une vue sur un paysage beau à en pleurer et je ne veux pas passer une minute de notre lune de miel à souffrir si ce n'est de culpabilité à cause de tout le luxe.
Neden şu an ağlamak istediğimi bilmiyorum ama, istiyorum.
J'ai envie de pleurer.
Ağlamak ve bir şeyleri kırmak istiyorum. Canını yakmak istiyorum. Ancak içimde ona karşı az da olsa bir şeyler hisseden bir parçam var.
J'ai envie de pleurer, de tout casser, de lui faire du mal... et quelque part, je tiens encore à lui.
Parayı o kadar çok istiyorum ki içimden ağlamak geliyor.
Il m'en manque chaque jour de ma vie. Tellement que cela me fait pleurer.
Ağlamak istiyorum.
Ca me donne envie de pleurer!
istiyorum 518
istiyorum ki 20
ağlama 668
ağlamak 20
ağlamayacağım 22
ağlama artık 44
ağlamayı kes 61
ağlamayı bırak 20
ağlamaya başladı 16
ağlamayın 45
istiyorum ki 20
ağlama 668
ağlamak 20
ağlamayacağım 22
ağlama artık 44
ağlamayı kes 61
ağlamayı bırak 20
ağlamaya başladı 16
ağlamayın 45