Ağlamayı bırak translate French
120 parallel translation
Sen ağlamayı bırak bakalım.
Sèche-moi ces méchantes larmes.
Pekala. Artık ağlamayı bırak da gülümse.
Bon, mais cesse de pleurer et souris.
Ağlamayı bırak.
Séchez vos larmes.
Zosh ağlamayı bırak.
Pleure pas, Zosh.
Ağlamayı bırakırsan ben de ağlamayacağım tamam mı?
Si vous cessez de pleurer, je m'arrêterai aussi.
Thomna, lütfen ağlamayı bırak.
Ne pleurez pas!
- Ağlamayı bırak, yapacak işte.
Mais oui, mais oui, mais oui,
Ağlamayı bırak.
Toi, tu as pleuré?
- Hadi, ağlamayı bırak.
Arrêtez de pleurer!
Ağlamayı bırak! Bıktım artık!
Arrête de pleurer, c'est fini!
Hadi ağlamayı bırak. Bulaşıcı bir hastalıktır.
Allez, arrête de pleurer.
Ağlamayı bırak. Birazdan bitecek.
Pleure pas, c'est bientôt fini.
Karı gibi ağlamayı bırak da, silahını al.
Cesse de pleurnicher et prends ton flingue.
Ve pastanın içine ağlamayı bırak... yoksa onu mahvedeceksin.
Et cesse de pleurer dans la pâte... ou tu vas tout gâcher.
Ağlamayı bırak.
Arrête de pleurer
Ağlamayı bırak şimdi!
Ne pleure plus. Va.
Ağlamayı bırak.
Arrête de pleurer.
Ağlamayı bırakırsan sana şeftalimi vereceğim.
Si t'arrête de pleurer, je te donne ma pêche.
Ağlamayı bırak ve uyu.
Cesse de pleurnicher et dors.
- Şey... başlangıç için... ağlamayı bırakın.
Pour commencer, arrêtez de pleurer.
Anlat bana, sorun ne? Ağlamayı bırak ve ne olduğunu anlat?
Arrête de pleurer et dis-moi ce qui s'est passé?
Ağlamayı bırak ve babanla dövüş.
Arrête de pleurer et bas-toi avec ton père.
Ağlamayı bırak, geldik.
Arrête de pleurer. On est arrivés!
- Ağlamayı bırak.
- Cessez de pleurer.
- Ağlamayı bırak.
On est des citoyens.
Sadece ağlamayı bırakın. Lütfen Tanrı aşkına, ağlamayı bırakın!
Mais arrêtez de pleurer, pour l'amour du ciel.
-... ağlamayı bırak.
- Chiale pas.
Ağlamayı bırak.
Et cesse de pleurer.
Ağlamayı bırak seni aptal.
Cesse de pleurer, petite idiote.
Ateşli, yaşlıca bir kadın balonlarını mı ellettirdi? Küçük bir kız gibi ağlamayı bırak.
Une vieille femme sexy t'a fait ça?
Şimdi ağlamayı bırakıyorsun.Hadi gidelim.
Maintenant, fini les pleures, allons.
Ağlamayı bırak, hadi yürü.
Laisse toi aller.
Kes şunu! Ağlamayı bırak!
Arrête de pleurer.
Ağlamayı bırak artık. Ağlama!
Ça suffit, maintenant!
Ağlamayı bırak.
Cesse de pleurer.
Neden ağlamayı bırakıp bana biraz viski getirmiyorsun?
Assez pleurniché.
Ağlamayı bırak ve kendine gel.
Ne pleure plus.
Bırak ağlamayı. Ben mutlu bir adamım.
Bon alors, ne pleurez pas, voyons vous avez devant vous un homme heureux.
Connie, bırak ağlamayı.
Oh, Connie, arrête donc de pleurer!
Bırak ağlamayı, bana bak.
- Ne pleure pas. Regarde-moi.
Ağlamayı bırak, Tatlı bezelye
Sèche tes larmes, mon petit Mimosa.
- Hadi. Bırak ağlamayı. Hadi.
Arrêtez de pleurer.
Bırak ağlamayı, ben artık buradayım.
Assez pleuré. Maintenant, je suis là.
Bırak ağlamayı.
Arrête de pleurer.
Onun için ağlamayı bırak ve resim yap!
Arrête de crier et peins!
Ağlamayı bırak tatlım.
Ne pleure pas, ma chérie.
Çocuk gibi ağlamayı da bırak.
Arrête de pleurnicher.
Bırak artık ağlamayı.
Arrête de pleurer.
Lütfen, ağlamayı bırakın.
S'il vous plaît, arrêtez de pleurer.
Küçük bir kız gibi ağlamayı bırak.
Arrête de pleurnicher.
Şimdi ağlamayı bırakın.
Prends ce vermillon et mets-le sur son front!
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakmam 34
bırakma beni 65
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakmam 34
bırakma beni 65
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın gitsinler 39
bırak artık 86
bırak gitsinler 68
bırak şimdi 60
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın gitsinler 39
bırak artık 86
bırak gitsinler 68
bırak şimdi 60