English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Ben de öyle duydum

Ben de öyle duydum translate French

171 parallel translation
- Ben de öyle duydum.
- Il paraît. - Ça brasse.
Ben de öyle duydum.
Oui, c'est ce qu'on m'a dit.
Ben de öyle duydum.
C'est ce que j'ai entendu dire.
Ben de öyle duydum.
C'est ainsi que je l'ai compris.
Ben de öyle duydum.
C'est ce qu'on m'a dit.
Ben de öyle duydum. - Tania! - Evet?
Je sais.
- Ben de öyle duydum.
- Certes.
- Ben de öyle duydum.
- C'est ce qu'on m'a dit.
Evet, ben de öyle duydum. Herkes çok cana yakın görünüyor.
En tous cas, on nous a très bien reçus.
- Ben de öyle duydum.
- Il paraît.
Havada iki tur atıp, bir de burgu yaptıktan sonra tek ayak üstüne indiği? - Ben de öyle duydum. - Tanrım!
c'est vrai que y url fait deux tours en l'air pour retomber sur un genou?
Anladığım kadarıyla, yeniden Lindenhof Projesi üzerinde çalışmaya başlamış. - Evet, ben de öyle duydum.
J'ai appris que M. Von Bohm avait repris le projet Lindenhof.
- Ben de öyle duydum...
Je vous en prie.
- Evet, ben de öyle duydum.
C'est ce qu'on m'a dit.
- Ben de öyle duydum.
- C'est ce qu'on dit.
- Ben de öyle duydum.
Depuis quand êtes-vous aux Etats-Unis?
Evet. Ben de öyle duydum.
C'est bien ce que j'ai entendu.
Evet, ben de öyle duydum.
C'est ce que j'ai entendu dire.
Ben de öyle duydum.
C'est comme ça que je l'ai apprise.
Ben de öyle duydum. İfade vermeyi reddettiler değil mi? - Ne demek istediğini anlamadım.
Ils ont refusé de témoigner, c'est ça?
- ben de öyle duydum.
- Il semblerait.
Ben de öyle duydum.
Ouais, il paraît.
Ben de öyle duydum.
- On fait équipe? - ll paraît.
Evet, ben de öyle duydum.
Il paraît.
Ben de öyle duydum ve gecikmemin sebebi bu.
C'est ce que j'ai dû écouter, et c'est la raison de mon retard. - Pas du tout.
- Evet, ben de öyle duydum.
Mais j'aurais vraiment pu. Je veux dire...
- Ben de öyle duydum.
Je l'avais compris.
Ben de öyle duydum.
J'ai entendu ça.
- Ben de öyle duydum.
J'ai entendu dire qu'il déteste la pub.
- Ben de öyle duydum.
C'est ce que j'ai entendu.
Evet, ben de öyle duydum.
C'est ce qu'ils ont dit.
Ben de öyle duydum.
- Il paraît.
Ben de öyle duydum.
Oui, il paraît.
ben de öyle duydum zaten.
C'est ce que j'ai cru comprendre.
Ben de öyle duydum.
C'est un gars génial. - C'est ce qu'on m'a dit.
Evet, ben de öyle duydum. Ama hayatımın gidişatına bakılırsa, bu en kötü şey değil.
Il paraît, mais vu ma vie, c'est pas une mauvaise chose.
Öyle olduğunu duydum. Aslında ben de bunun için gelmiştim.
À vrai dire, je suis là pour ça.
Ben de öyle duydum.
Il paraît.
Evet, ben de öyle duydum.
Oui.
- Ben kasabadan duydum. - Ya, öyle mi?
- On parle de vous, en ville.
Shogunluğun, şimdiki darphane üçüncü yöneticisi Efendi Goto Sanyemon senin Goto ailesine damat olan oğlun yada ben öyle duydum ve bu yüzden başka bir avans, diyelim ki, 100-ryo sizin için sorun olmaz değil mi, efendim?
L'officier actuellement en fonction s'appelle Goto Saémon. Ce n'est autre que votre fils cadet qui a été adopté par la famille Goto. Après tout ce que je viens de dire, je pense que vous ne refuserez pas de me verser encore 100 petits ryos.
- Ben de öyle duydum.
Mme Ochmonek.
Ben de başta öyle sandım ama sonra başka çaylaklardan da aynı yakınmaları duydum.
- C'est ce que je m'étais dit. Mais d'autres subissent le même sort.
- Ben de öyle duydum.
A quelle heure la voiture part-elle pour l'aéroport demain?
- Ben de öyle şeyler duydum.
Il paraît, oui.
Jin-tae gerçekten de TV'ye çıkacak mı? Ben öyle bir şeyler duydum. Doğru mu?
Vous savez si Jin-Tae va vraiment passer à la télé?
- Ben de öyle duydum.
- Je suis au courant.
Ben de öyle duydum.
- Je sais.
Ben de öyle duydum.
- J'ai cru comprendre.
Yalnız kalmak için de güzel bir yer. Yani ben öyle duydum.
C'est aussi un bon coin pour s'envoyer en l'air.
Senin hakkında çok şey duydum. Ben de öyle.
- James, on m'a beaucoup parlé de toi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]