Ben değildim translate French
3,577 parallel translation
- Sadece ben değildim.
Ce n'était pas que moi.
- Koltuğunuzu çizen ben değildim ; ama kimin yaptığını biliyorum.
Ce n'est pas moi qui ai écrit sur votre canapé, mais je sais qui l'a fait.
- Ben değildim.
Ce n'était pas moi.
Dövüşen ben değildim.
Ce n'était pas moi qui me battait.
Turu iptal eden ben değildim.
C'est pas moi qui ai annulé la tournée.
Hastanede olan sadece ben değildim.
Je ne suis pas la personne de l'hôpital.
Sorun ben değildim, oydu. Oraya tutuklamaya gitmiştim.
Ce n'était pas moi le problème, c'était elle.
Tamam. Birisinin, "Sihirli Bok Deliği Çöp Silicisi" işine girmiş olması muhtemel. - Ama ben değildim!
Ok, il est possible que quelqu'un ait lancé une entreprise appelée Trou Magique Débarrasseur de Déchets, mais ce n'était pas moi.
- Tabii ki sendin. - Hayır, ben değildim.
Clark Kent était super, mais c'est Superman qui a inspiré le monde.
Ben değildim.
Je..., je n'... Heu, je n'ai pas.
- Ben değildim Carrie.
Ce n'est pas moi, Carrie. Je n'y suis pour rien.
O ben değildim.
Je ne suis pas lui.
Çünkü buradaki işleri yapması gereken ve yapmayan ben değildim.
Parceque je ne suis pas celui qui n'a pas fait ce qu'il était censé faire ici.
Gururum okşandı ama ben değildim.
Je suis flatté, mais ce n'était pas moi.
- Ama ben değildim.
Et moi je l'étais pas.
Tamam, pekala, ben değildim.
Bon, ok, j'étais pas heureux.
Do Jin'in yanındaki ben değildim.
Je n'étais pas avec Do Jin ce jour-là.
O ben değildim, Yüzbaşı.
Ce... Ce n'était pas moi, capitaine.
- O ben değildim.
- Ce n'étais pas moi.
Bu hafta Yusuf'u canlandıran tek kişi ben değildim ki.
Je ne suis pas le seul qui joue Joseph cette semaine.
Ben değildim.
On va te sortir de là.
Ben değildim, tamam mı?
Ce n'était pas moi, ok?
Ben değildim.
Je ne le faisais pas.
Ben, duvara dayayıp elini çamaşırıma sokmaya çalışan ben değildim.
Je ne te coince pas contre un mur pour fourrer tes mains dans ma culotte.
Ben değildim ki o.
Ce n'est pas moi.
İçip içip arabayı süren ben değildim.
Ce n'est pas moi qui était bourré au volant.
Ben değildim.
Pas moi.
- Ben sızıntı değildim.
Je n'étais pas un traître.
Tam emin değildim ben.
Je n'étais pas sure.
Aslında değildim ama ben de konudan saptığını düşünüyorum.
En fait, c'était pas moi, mais je trouve que tu t'éloignes du sujet.
Frank, ben suç ortağı değildim, hırsızdım.
Je n'étais pas la complice. J'étais le voleur.
Eminim vardır. Ama ben pek onların bir parçası gibi değildim.
Je suis sûre que oui, mais, vous savez, je ne suis pas vraiment tenue au courant.
Müttefikler olay yerine vardığında toplu mezarlara gömülmüş binlerce ceset vardı ama ben onlardan biri değildim.
Il y avait tant de cadavres quand les alliés sont arrivés... des milliers enterrés dans des charniers... mais je n'étais pas l'un d'eux.
Ben davetli değildim. Nasıl yapıyorsun?
Et bien, je n'étais pas invité.
Hiç bir zaman yalnız değildim, Ben.
J'étais jamais seule, Ben.
- Ben öfkeli değildim. - Sadece ısrarcı oldum.
Je n'étais pas furieux j'étais insistant.
Ben değildim.
Ce n'était pas moi.
Ben dün burada bile değildim.
Je n'étais même pas là hier!
Ben orada değildim.
Je n'étais pas là.
Sanki ben de her şey olabilirdim ve seçim yapmak zorunda da değildim.
Je pouvais être qui je voulais, sans avoir à choisir.
Ben bunun için hazır değildim.
J'ai pas signé pour ça.
Ve ben hiç kimsenin babası olmaya da hazır değildim zaten.
En plus, je ne suis pas prêt à être le père de qui que ce soit.
Victoria olduğunda ben hiç hazır değildim.
Je n'étais pas prête quand Victoria est née.
Başarabileceğimden emin değildim ama, bilirsin dediğim gibi, ben bir kumarbazım.
Je n'étais pas sûr que je pourrais le faire mais, tu sais, comme j'ai dit, je suis un joueur.
Ben... kendimde değildim.
Je n'étais pas... moi même.
Hazırlamadın biliyorum çünkü kocam beni Gwen iki yaşına basmadan terk etti. O da hazır değildi, ben de değildim.
Sam a des principes stricts, et l'honnêteté qu'il inspire lui permet de... de suivre ses principes.
Ben bunun farkında değildim.
Je n'étais pas au courant.
Beni kötülediği için tabi ki hoşnut değildim, ancak onu ben öldürmedim.
Je n'étais pas content qu'il m'ait saqué, évidemment, mais... Je ne l'ai pas tué.
Bağıran ben değildim. - Baba!
Papa...
Ve ben cenazede değildim.
Et je n'étais pas présent à ses funérailles.
Gloria çok mutlu görünüyordu ama ben o kadar mutlu değildim.
Gloria semblait si heureuse, mais je me sentais différemment.
değildim 75
ben de seni seviyorum 508
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de seni seviyorum 508
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de bilmiyorum 136
ben de seninkini 17
ben de üzgünüm 58
ben de biliyorum 56
ben de geliyorum 183
ben de öyle düşünüyorum 92
ben de istemiyorum 51
ben de varım 59
ben de seninle geliyorum 74
ben de öyle düşünmüştüm 378
ben de seninkini 17
ben de üzgünüm 58
ben de biliyorum 56
ben de geliyorum 183
ben de öyle düşünüyorum 92
ben de istemiyorum 51
ben de varım 59
ben de seninle geliyorum 74
ben de öyle düşünmüştüm 378