Big boy translate French
168 parallel translation
Big Boy'dan bir mesaj getirdim.
De la part de Big Boy.
- Big Boy diyor ki...
- Big Boy a dit...
Big Boy, önümüzdeki birkaç ay için gorillerinizi zincirlemenizi söylememi istedi.
Big Boy m'envoie vous dire de mettre la muselière à vos gorilles pour les mois à venir.
Big Boy'un ulaşamayacağı kimse yoktur.
Big Boy sait comment manœuvrer.
O yüzden adı Big Boy.
C'est pour ça qu'il est Big Boy.
Big Boy bu yanlışımızı affetmez.
Big Boy pourra pas nous tirer d'affaire.
Şimdiye kadar hiçbirimiz Big Boy'un mekanına yemeğe davet edilmedik.
Big Boy nous a jamais invités à dîner dans sa turne!
Big Boy'un, senin klas biri olmadığını düşünmesini istemezsin.
Vous voudriez pas qu'il trouve que vous avez pas de classe!
- Merhaba, Big Boy.
- Bonjour, Big Boy!
İşi biten sadece Pete Montana değil, Big Boy'un kendisi de bitti.
y a pas que Pete Montana qui est fini, Big Boy aussi.
Tamam, hoşça kal, Big Boy.
Au revoir, Big Boy.
Beşinci ayakta Big Boy'a bizden bir binlik koy, aynen.
Mets 1 000 $ sur Big Boy dans la cinquième Gagnant.
Bir ara gel beni ziyaret et koca adam. "
"Monte me voir un de ces jours, Big Boy."
Ayin başlar başlamaz yer göstericiler kahve için Big Boy'a gider.
Dès le début du service, les diacres vont prendre un café chez Big Boy.
Big Boy's'lardan galiba. - "Küçük Tatlı Meleğim" mi?
Hé, regarde ces guiboles!
Big Boy Caprice.
Big-Boy Caprice.
Big Boy'un şehirde olay çıkardığını söylüyorlar.
Tracy, Big-Boy contrôle la ville.
Big Boy'un kontrolü ele geçirdiğini söylüyorlar.
- Big-Boy contrôle la ville.
Bu iş canını sıkmasın, Big Boy'u yakalayacaksın.
Ne te laisse pas abattre. Tu l'auras.
Big Boy sokaklarda gezerken beni masa arkasına tıkmak istiyorlar.
Big-Boy est en ville, et ils veulent me coller derrière un bureau?
Hiç kimse masanın başında oturarak Big Boy Caprice'i deliğe tıkamaz.
Personne n'attrapera Big-Boy Caprice assis derrière un bureau.
- Big Boy, dost değil miyiz?
Big-Boy, on est potes.
Big Boy, biz arkadaşız.
Big-Boy, on est amis.
- Big Boy'u bu gece getireceğim.
Ce sont celles de Big-Boy. - Quoi?
Big Boy'u sokaklarda bırakmak.
Ne laissons pas Big-Boy en ville.
Merhaba Big Boy.
Salut, Big-Boy.
- Ceviz seversin değil mi Big Boy?
- Tu aimes les noix, non?
Çok aptalsın Big Boy.
Tu es fait.
Big Boy hapiste. Orada kalmasını sağlayabilirsin.
Big-Boy est en prison.
Cevizlerin üstünde Big Boy Caprice'in parmak izine rastlamadık.
Les empreintes de Big-Boy ne sont pas sur ces noix.
1 4 tanığımız var, hepsi Big Boy'un sabahı dans dersinde geçirdiğinde... ısrar ediyor.
On a 14 témoins. Tous affirment que Big-Boy était ce matin à un cours de danse.
Bak, Big Boy için tanıklık yaparsam beni ortadan kaldırır.
Si je témoigne contre Big-Boy, il va me faire buter.
Artık Big Boy için çalışıyorsun.
Tu travailles pour Big-Boy maintenant.
Bu mektubu Big Boy'a ver.
Donne cette lettre à Big-Boy.
Şunu kabul etmeliyim Big Boy.
Félicitations, Big-Boy.
- Geri döneceğim Big Boy.
- Je reviendrai.
Dua edelim de Big Boy benim masanın altına bakmayacak kadar... aptal olduğumu sansın.
Espérons que Big-Boy me croie trop stupide pour regarder sous les tables.
Big Boy çetesinin kötü gecesi. Tracy'nin zaferi.
MAUVAISE SOIRÉE POUR BIG-BOY TRACY TRIOMPHE
Şu anda Big Boy'u sıkıştırmış durumdasın.
Tu contrôles Big-Boy, maintenant, c'est bien.
Ne kaybedersin ki Big Boy?
Qu'as-tu à perdre, Big-Boy?
Tracy, Big Boy'u suçlayabilecek mi?
TRACY CHERCHE DE L'AIDE
Tracy Big Boy'a yaklaşıyor. Tanık ortaya çıkacak mı?
TRACY SE RAPPROCHE DE Big-Boy A-T-IL UN TÉMOIN?
Big Boy'u ne kadar istiyorsun?
À quel point veux-tu Big-Boy?
Yaşamak istiyorsan Big Boy'un söylediklerini yapacaksın.
Si tu tiens à la vie, fais ce que te dit Big-Boy.
Kim arıyor? Big Boy'u hapse atmak ister misin?
Vous voulez jeter Big-Boy en prison?
Kimin tuzak kurduğunu söylemeyecek misin? Big Boy yaptı.
Tu ne veux pas me dire qui m'a piégé?
Big Boy bile.
Pas même Big Boy.
Big Boy, tüm Kuzey bölgesini bana verdi ama orası tek bir kişi için fazla büyük.
Big Boy vient de me donner tout le North Side!
Bana büyük bir Big Mac verin, kızarmış patates ve küçük boy Kola, lütfen.
Un Big Mac, une frite avec un coca.
Zavallı.
Big-Boy, comment tu peux me faire ça?
Tracy ifade verecek tanık arıyor.
PAS DE POURSUITES POUR Big-Boy TRACY CHERCHE UN TÉMOIN
böyle 531
boyle 17
boyd 73
boya 43
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
boyle 17
boyd 73
boya 43
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle bir durumda 32
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle söyleme 179
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle bir durumda 32
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle söyleme 179
böyle mi 243
böyle olsun istemedim 34
böyle şeyler 30
böyle işte 52
böyle değil 53
böyle gel 42
boyun 21
böyle mi düşünüyorsun 72
böyle davranma 44
böyle giderse 36
böyle olsun istemedim 34
böyle şeyler 30
böyle işte 52
böyle değil 53
böyle gel 42
boyun 21
böyle mi düşünüyorsun 72
böyle davranma 44
böyle giderse 36